Zöhre Ana
ZÖHRE ANA

ZÖHRE ANA:
Süheyla Gülen (Zöhre Ana), 15 Haziran 1957 yılında Yozgat merkeze bağlı Köçekkömü Köyünde dünyaya geldi. Baba adı İsmail, anne adı Yeter.
1974 yılında evlendi. Bu evlilikten Gazi ve Selver isminde iki çocuğu oldu. Herkes gibi normal bir yaşam sürerken 10 Kasım 1982 yılında, saat 05:30 civarında kendisine batın aleminden gelen bir evliya (Yusuf-u Ziya, bilinen adı Gül Baba) tarafından Zöhre Ana ismi bildirildi. Bu tarihten sonra Zöhre Ana olarak tanınan Süheyla Gülen, kendisine ziyarete gelen insanlara bilgi vermesinin yanısıra, şifa da vermeye başladı.Bir evliya olarak inanılan Zöhre Ana, Alevi inancından gelmesine karşın, verdiği dini bilgiler bu günkü alevilerin inançlarıyla farklılık göstermekte, sünni inanışın bilgilerinide alt üst etmektedir.Bunlara bir örnek vermek gerekirse; Alevi inancında Hz Muhammed ile Hz Ali’nin müsahip (Yol kardeşliği. Sonradan olunmuş inanç kardeşi.) olduğu bilinir. Oysaki Zöhre Ana, “Hz Muhammed ve Hz Ali yol kardeşi değildir, onların dedeleri müsahip olmuştur”, der.Ayrıca tarihi kaynaklarda, amca çocuğu oldukları yazarken, Zöhre Ana, Hz Muhammed ve Hz Ali hala-dayı çocuklarıdır diye bilgi vermektedir. Alevilikte musahip kardeşlerin çocukları bile birbiri ile evlendirilmez günah kabul edilirken, Hz Muhammed’in musahip kardeşine kendi kızını vermiş olması mümkün görülmemektedir.Bir başka örnek ise hem alevi hem de sünni inancı ilgilendirmektedir. Tarihlerin değiştirilmiş olduğu ve insanların asırlardır yanıltıldığıdır. Tarihte hiç bir olayın gününün değiştirilemiyeceğini savunan Zöhre Ana, Hicri takvime göre yapılan ibadet ya da benzeri eylemlerin gerçek tarihleri dışında yapılmakta olduğunu bildirmektedir.Mesela Kerbela’da, Halife Yezid’in emriyle başı kesilen Hz Muhammed’in torunu İmam Hüseyin için, Muharrem ayında tutulan yasın gerçek tarihinin, 4 Mart ve 15 Mart arasında tutulması gerektiğini, Hz Hüseyin’in 15 Mart’a kadar eziyet ve işkence gördüğünü ve 15 Mart günü ise başının ensesinden kesilerek şehit edildiğini ve kesik başının yerlerde tekmelendiğini söylemektedir.Bu ve daha pek çok konuda insanlara bilgi verirken, tıpta çaresi olan ya da olmayan bir çok hastalığa derman bulabilmek için insanlar Zöhre Ana’ya başvurmaktalar. Bu hastalıklar arasınsa, sara, sedef, kanser, sinir, felç, şeker, böbrek hastaları ile kısır teşhisi konmuş çiftlerin çocuk istekleri öne çıkıyor. Üniversite sınavlarına ya da iş sınavlarına gireceklerin kalemlerine el sürdürmelerini de unutmamak gerekiyor.
Tüm bunların karşılığı olarak Zöhre Ana, gelen ziyaretçilerinden bir şey talep ediyor mu diye sorarsak, görünen açıkça şu dur; Hayır bu güne kadar hiç kimseden hiç bir şey almadığı bir gerçektir. Aldı ya da alıyor diyen insanlar yok mu? Evet tek tük te olsa bunlarlada karşılaşıyorsunuz. Ancak bunların gerçek dışı iddialar olduğu da çok geçmeden anlaşılıyor.Muska, tılsım, büyü, fal, gibi olaylara karşı olan Zöhre Ana, Musfa Kemal’in aslında Hacı Bektaşi Veli’nin bir yaşamı olduğunuda söylemekte.
Zöhre Ana’nın bir de edebi yönü var ki, söylediği deyişlere yetişmek mümkün değil.Kesinlikle din, dil, ırk ayrımına karşı duran Zöhre Ana’nın kişiliği, dergah binasının duvarına asılı şu sözlerle daha iyi anlaşılacaktır.HİTABE