yüzüklerin efendisi3’ten çıktığımda son yarım saatin neden bu kadar filmin genelindeki kahramanlık temalarına limon sıkacak düzeyde oldugunu düşündüm. Jackson herşeyi kitabına uydurmalıydı. hatta önceki filmlerde, kitaptaki önemli bazı yerleri atlayıp, Aragorn’un “Alacaksan Elf kızı alacaksın” türünde bir yaklaşım sergilemesini ana tema olarak işlemesinden dolayı LOTR hayranları tarafından tartaklandıgı yönünde duyumlar almıştım. sen adamların mekanını basmak üzere topladığın küçük bi orduyu bu işe ikna etmek için güzel bi nutuk çekip ilk saldıran ol, sonra da kral oldum die çıkıp şarkı söyle!sam ve frodonun eşcinsel oldugu yönündeki zannımı kuvvetlendiren olaylardan biri, çıktıktan sonra arkadaşlardan birinin:”veda ederken sam’e, bi dudagına yapışmadıgı kaldıydı frodonun” demesi ve Gollum’un Sam’dan bahsederken “she” demesi + Sam’in “evleneceğim biri olcaksa o olsun” derken “he would” demesiydi. belki Gollum’un her kelimeye “s” eklemesinden ve benim mide gazı+filmin gazına sahip olmamla beraber, filme girmeden önce kantaron bitkisi çiğnemiş olmam da “she” yerine “he” duymama sebeptir. Hüküm dağına varmalarından sonraki sahnelerden hareketle, “yüzüğü yapıldığı yere geri atmak” gibi önemli bir görevi neden iki tane sünepe hobbite verdikleri de başka bir merak konusu. arkadaşlarımdan biri filmdeki sapık hobbit eğilimleri ve diğer beyin kaşındırıcı noktalar hakkında:” Tolkien hikayeyi tepesinden kurşunlar geçerken yazmış, askerlikte olur böyle şeyler” dedi. Filmden sonra sarı saçlı, renkli gözlü simalara muhabbet duyma etkisi vardı üzerimde. filmin böyle bir etkisinin genel olup olmadığını, muhabbetin derecesini öğrenmek için ortaya attığım bi lafa cevaben, kendisinin mantıktan çok duygusal kararlar verdiğine inandığım başka bi arkadaş:”ben kız olsam Legolas’a verirdim, adam fil öldürüyo” demesi ile bana, eve varıncaya kadar gülecek ve üzerinde düşünecek malzeme çıkardı..