Yüreğine Sor
Yüreğine Sor“Aşk inancı, inanç aşkı sorguluyor!”
Dün akşam, e-kolay sinemanın “blogger” davetlisi olarak, Cevahir Megaplex’te yapılan “Yüreğine Sor” isimli filmin galasındaydım.Hem filmin oyuncuları Tuba Büyüküstün, Kenan Ece, Hakan Eratik hem de sanat dünyasından pek çok farklı isim galadaydı, yönetmen Yusuf Kurçenli’de tabii.Açıkçası bu benim katıldığım ilk film galası olduğundan, kokteylin ya da mekanın nasıl olduğuna dair yorum yapmam çok doğru gelmiyor ancak konukların salonlara dağılması konusunda bir kaos yaşandığı da gerçek. Yer bulamadığı için merdivenlere ourmak zorunda kalanlar bile oldu.

Yusuf Kurçenli
Yusuf Kurçenli

Filmin yönetmeni Yusuf Kurçenli. Kendisi en son “Gönderilmemiş Mektuplar” isimli filmi çekmişti 2002 senesinde. Ayrıca kendisini TV’den Baba Evi dizisiyle de hatırlayabilirsiniz. Filmin senaryosunu da yazan yönetmen bu senaryo ile 5 yıldır uğraştığını söyledi galadaki konuşmasında.Filmin başrollerinde, televizyondan transfer üç isim bulunuyor; Tuba Büyüküstün, Kenan Ece ve Hakan Eratik. Diğer rollerde ise Türk sinemasının ve televizyonun önemli isimlerinden Ayla Algan, Mahmut Gökgöz, Civan Canova, Taner Barlas, Selda Özer, Tomris Oğuzalp, Alp Öyken, Hilmi Özçelik, Ayşe Tunaboylu, Nihat İlerive Şevval Sam bulunuyor.Film, 19.yılların sonunda Osmanlı develtinin Karadenizdeki bir köyünde geçen bir aşk hikayesini anlatıyor özünde. Esma ile Mustafa birbirini seviyor, evlenmelerine mani olan tek şey kimsenin bilmediği Mustafa’nın gizli hristiyan olduğu gerçeği.Tam da bu sırada Osmanlı Tanzimat Dönemi ile birlikte hristiyanlar üzerindeki baskıyı azaltıyor, alınan vergileri kaldırıyor. Bu yüzden tüm gizli hristiyanlar, yıllardır müslüman olduklarını söyledikleri komşularına doğruyu söyleyip-söylememek arasında kalıyorlar. Yüreğine Sor, Mustafa’nın içindeki çelişki üzerinden (Bir yanda sevdiği kadın diğer tarafta “İsa”) tüm köyün çelişkisini anlatıyor; ya doğruyu söylemeye cesaret edip sevdiklerini kaybedecekler ya da yalan söylemeye devam edip “İsa”dan yüzlerini çevirecekler. Herkesin “Yüreğine Sor”ması gerekenler var yani.

Tuba Büyüküstün'ün Duru Güzelliği ve Karadeniz'in Doğa Güzelliği
Tuba Büyüküstün’ün Duru Güzelliği ve Karadeniz’in Doğa Güzelliği

Film, Çamlıhemşin’de çekilmiş. Doğa güzelliklerine ve bunun ekrana yansıtılmadaki başarısına bulunacak kusur yok. Hatırlarsanız, televizyonda dönem dönem Karadeniz kültürünü tanıtmaya yönelik programlar yapılmaya çalışılmış ama maalesef bunlar birkaç kötü “şive”den öteye gidememişti. Yüreğine Sor, karadeniz kültürünü yansıtmakta çok ama çok başarılı bir film. Yaylaya çıkma-inme, birlikte ekin toplama, birlikte pekmez yapma, düğünlerde kızlar-erkekler birlikte horon tepme, ateş başında hikaye dinleme, türküler, bıçak horonu, oyun oynayan erkeklere su dağıtan kızlar… Tüm bu ayrıntılar çok hoş olmuş. Karadenizli büyükanneleri büyükbabaları hüngür hüngür ağlatacak nitelikteler.

Film Ekibi Horon Tepme Konusunda Ders Almış Olmalı
Film Ekibi Horon Tepme Konusunda Ders Almış Olmalı

Tuba Büyüküstün; saf ve temiz köylü kızı rolüne çok uygun “duru” bir güzelliğe sahip. Ama oyunculuk konusunda katetmesi gereken daha çok yol var. Diğer oyuncularda gözüme batan herhangi bir kusur olmadı. Ancak senaryonun sarkan bazı noktaları vardı; gösterilen bazı sahnelerin hikayeyi anlatmada nasıl bir rol üstlendiğini anlayamadığım gibi bazı sahnelerin neden bu kadar uzatıldığını da anlayamadım. Zira iki insanın birbirine bakışını ya da yatağa uzanıp düşünen kişiyi 2 dakika göstermek tv dizilerinin işidir; Yusuf Kurçenli’de bu alışkanlıktan kurtulamamış olacak daha.Ve gelelim müziklere… Kazım Koyuncu sayesinde karadeniz türküleriyle tanışmış biri olarak müzikleri çok iyi bulduğumu söylemeliyim. Hem horonlar, hem birlikte söylenen türküler, hem ağıtlar hem de tema müziği sürekli dinleme isteği yaratan, insanı duygulandıran cinsten. Filmin soundtrack’i de film kadar iş yapacak gibi görünüyor.Filmin fragmanı aşağıda;http://www.youtube.com/watch?v=_oApDc6mt3IFilmden din üzerine çok hoşuma giden bir sözle bitirmek istiyorum yazımı; “Aslında bir orta yol bulunur ama doğum, ölüm bir de nikah çatallaştırıyor işi!”