22 yaşında, hayat memat meselelerine şöyle biraz vakıf olmuş bir Türk genci olarak, Numberone TV isimli müzik kanalının belki daha samimi, daha çağdaş (?), daha, onların deyimiyle trend haline gelen Special Love Songs Weekend veya daha fenası Barış Manço Weekend şeklindeki başlıklarına bile alışamamışken, ilk gördüğümde şaşırdığım, ama biraz düşününce dehşete düştüğüm bir söylemine dikkati çekmek isterim:Numberone Tv, zannımca 2003ün en iyileri diye bir ödül törenine girişiyor, buraya kadar güzel, fakat söylenegelen konu başlıkları tüyler ürpertiyor: En baba film hangisi? Yüzüklerin Efendisi mi, Halka mı? Bir diğeri, Yılın en hasta olunası bayanı kim?, Yılın fıstığını sizin oylarınızla seçiyoruz! Adaylar Nurgül Yeşilçay, Nehir Erdoğan….v.s.Bütün bu başlıklar kanımı dondurdu ve biz modern gençler aramızda toplaşıp böyle konuşuyormuşuz gibi düşündükleri için bir genç olarak, bir kadın olarak ve her şeyden önce bir insan olarak bu sıfatlardan çok utandım, açıkçası rencide oldum!Bu örnek bana kadın istismarını işlediğimiz, Prof. Dr. Esin Küntayın (MSÜ Sosyoloji) bir dersini hatırlattı, kadını emek ve beden istismarı yönünden iki şekilde sömürebiliyordu kapitalizm, hatta feodalite, hatta Antik Yunandan beri bu böyleydi. Bedenin sömürgeleşmesi de kitle iletişim araçları (Althusserci deyimle devletin ideolojik aygıtları) ile sağlanıyor. (Hani şu bütün gazete ilavelerinde, haber bültenlerinde görmekten midemizin bulandığı(en azından biz bıyıksızlar, bayların pek şikayetçi olmadıklarından eminim!)boy boy popo resimleriyle süslü selüloit, inceltici vs. kremler, kozmetikler; magazinler, filmler….vb. ) Bu durumda kadın kendini nesneleştiriyor, şeyleştiriyor, arzu (tüketim) nesnesi ile arasında doğrudan bağ kuruluyor. Hatta Görme Biçimleri adlı eserinde John Bergerin anlattığına göre kadın seyretmek ile ilişkilendiriliyor. Kadın bir süre sonra seyirlik malzeme oluyor ve en acısı kendini de böyle hissetmeye ve görmeye başlıyor. (Bk. İdeale ulaşmak için kişinin kendini deformasyona uğratması.Daha evvel söz konusu kanala eleştirilerimi yazdığım sayfa sayfa e-mailler gönderdim ama belki yazdıklarım milyonlarca minik bağlantı çipinin arasında, bilgi enformasyonuna kurban gitmiş, sanal alemin raconlarına uymamış olabilir. İlgilenen kişiler şöyle bir göz bile atıp rahatsız olmuşlarsa ne mutlu bana. Yine de bu seferki durumla hadlerini fazlasıyla aşmış, kadını bu şekilde örselemiş ve en önemlisi insan haklarına saygısızlık etmiş olmuyorlar mı? )Bir genç, bir kadın ama hepsinden önce bir insan olarak çok utandım,üzüldüm, kızdım, ne diyeyim?!
yorumlar
biteni kendimizden bağımsız olarak algılayıp öyle yargılamaya devam etmemizin pek bir işe yaramadığını anlamaya yaklaştığımızda, “sistem”in bu duruma da el atıp konuyu evcilleştireceğinden korktuğumdan, “böyle yapmayın” diyerek ufak kıpırtılar yaratmaktan korkuyor ve işin çözülmesi için atılacak adımın “tek adım” olmasını ve hepsini yok etmesini istiyorum bir bağlamda.kadını seyirlik malzeme yada “şey” yapanın ne olduğu sorgularken number one çerçevesinin içinden çıkamamak acı verici olsa gerek. gerçi yazının sonlarına doğru “böyle hissetmesine” gibi bir cümleyle “durum benim tarafımdan anlaşılıyor” gibi bir hava yaratılmış ama yinede kadının; “gözlere ihtiyacı olan varlık” sıfatına değinilmemiş. elbette sistem seni bir kadın ve insan olarak bırakmayacak, bırakamaz zaten. sana yaptığıyla sadece seni ezdiğini sanıyorsan yanılmaktasın. çünkü seni cinsel malzeme yapıp, erkeği, cinsel malzeme avındaki mahlukat kıvamına getiriyor. tek taraflı çalışmıyor bu iş. number one’ın yaptığından kime ne? kitlelerin dehasından ürkmüyor mu sanıyorsun onları? sen kendi dünyanı yaratmazdan önce kendine eğilsen ve kimliği pvc kaplı birinci kalite hamurdan ibaret olmayan bir kadın oluversen? yirmi iki yaşında hayat memat meselelerine vakıf olmak o yaşın haddini aşarken, sen bir de kalkmış “biraz” vakıf olup number one diyorsun. olmuyor böyle. olmaz zaten.
Olmuyorlar. Selülit giderici kremlerin yanısıra yapay duyarlılık giderici kremlerden de kullanmanızı öneririm.
cunku o dunyanin en aptal tv kanalidir zannimca. Bir kurumun nasil her gecen gun daha acinasi, daha raydan cikmis bir hal aldigini gosteren bir sey nr1. NR1’i elestirmek akil kari bir sey degil, cunku sonu yok. Bir saatlik ‘program’ bolumlerinde bile sunucularin ettigi laflar gunlerce ‘nasil ya, bunu kim koymus oraya, niye koymus, bize gicigi neymis de koymus’ gibi bunalima sokabilir. Ben nr1’i artik arada muzik calan, uc bes sirketin oyuncagi olmus kanal(?) olarak goruyorum. Oyle de zaten. Uzak durmak lazim.
Ama su hani odul meselesinde bir noktayi belirteyim.NR1 program yapimcilari, sayet oyle birileri varsa, ozgun bir sey yapamaz. Bu nr1 musvettesi bilirsiniz MTV’deki bir ara kablo’da MCM varken MCM’deki programlari taklit etmeyi adet edinmisti. Bu odullerde tam olarak oyle bir sey. MTV Video odullerini de bilirsiniz siz simdi. Lakayit oscarlar. Bu yarismada best kiss, best s-kicking chick gibi kategoriler bulunuyor. Iste nr1’de bunlari aklinca Turkce’ye cevirmis. Rezil olmus tabi. Neyse buradan Turk Telekom’u ve kablo tv icin kanal secimini tekrardan kutlayorum ve yayinda ve yapimda emegi gecen tum arkadaslara allah sizi bildigi gibi yapsin diyorum.
stereo yayın yapamayan müzik kanalımı olur be!
Yabancı müzikle beni tanıştıran NumberOne’dır. Bu sebeple onlara biraz borçluyum ancak şu anki halleri içler acısı.Ayrıca konuyla ilgisi yok ama duyduğum kadarıyla Esin Küntay emekli olmuş. Dersinden kalanlara müjde, kendisine de mutlu emeklilikler…
sonuçta Türkiye’de de dünyada da kadını sömürgeleştiren binlerce kurum var,istesek bir çoğunu sayabiliriz elbette. derinizin koyu rengini değiştirmek için beyazlatıcı kremler, deli gibi işleyen bir kozmetik ve sağlık sanayii, reklamlar,medya, hala Türkiye’nin baş problemi töre cinayetleri, eğitim ve öğretim kurumları, hatta belki din? numberone tv, bütün bu sistemin en küçük ama sesini öyle ya da böyle duyuran bir müzik kanalı olarak basit bir parçası. ve bu artık bütün bu rezilliğin doruk noktası. bir sonraki adım ne olacak? ben düşünmek bile istemiyorum.evet ben de isterdim bu basitçe, belki fazla yüksek sesle rahatsız olduğum sistemi baştan başa değiştirebilecek bir adım atmayı. “sistem”in durumu evcilleştirmesi zaten başlıbaşına bir meşruluk derdi değil mi, güçlülerin gasbettiklerine “gelenek” demesi, Wallerstein böyle diyor: “Sistem karşıtı bir hareket,mevcut otoriteyi devirmek ve değiştirmek için örgütlendiğinde,sistemin yapılarını kullanır,bu ise kısmen bu yapıları meşrulaştırmaktır.Bu siyasi hareketin sakınamayacağı bir çelişkidir ve elinden geldiğince onunla hesaplaşmalıdır.”ben rahatsızım.öyle ya da böyle sesimi çıkaracağım. tabii kendime eğilmem yolundaki tavsiyelerinize kulak vererek.
kadın hakları mı ? ne zamandır war 100 sene oldumu kabul göreli bu taraflarda ; üstüne medya artık cinselliği olabildiğince b.ku cıkmış kulanmak zorunda kalıca welcome to Turkey.Where is my Shotgun? Nedense söle taş gibi hatunların bu olaylarda medyada ahkam kestiğinide görmedim hallerinden mutlu olsalar gerek.İdol olmak uğruna herşeyin feda edilmesi ne kadar da eğlenceli değil mi?
Öncelikle, Hafif’e hoşgeldin.N1’ın 2003’ün en iyileri seçiminden sayende haberim oldu.İlk aklıma gelen soru şu: Mart ayındayız böyle seçimler sene sonunda ya da yılbaşında yapılmaz mı ? Geçmiş bir olaydan mı bahsediyorsun ?Duygularını çok güzel ifade etmişsin vakit bulursam daha uzun yazacağım. N1’a yolladığın mail’ları buraya paste edersen üstüne konuşuruz, hem de Internet üzerinden NumberOne ismi altında her zaman ulaşılacak bir şekilde değerlendirmiş olursun.
nehir erdoğan taş gibi hatun biraz memeleri küçük ama idare edilir.. bu hatun felan seçme işleri yapılır yapılacaktır da.. ama sırf hatunlarla sınırlı kalmasın “verilesi erkekler” diye de seçsinler brad pitt i felan.. kızcağızlar her sabah gazete arka sayfalarında taş gibi hatunları göre göre girdikleri bunalımdan biraz çıkarlar..
yillardir anlamam ben bu adamlari zaten, yari ingilizce (bi de sarki adlarini dogru okuyabilseler!)yari turkce ama turkceleri de ingilizce aksanli (ingiliz ya da amerikan diil direk bozuk turk ingilizcesi aksanli)konusmalari, her bir halti special event olayina dondurmeleri (messaging special weekend diye bisey var mi abi dunyada?, mtv gibi muzik kanallarindan video klipleri banta cekip, uzerine kendi logolarini basip yayinlamalari…listeyi uzatabilirim.hele su yilin en bilmemneleri de iyice su kacirdi artik. yarisma kategorilere ayri hasta oldum, yilin en kadife sesli kadin sarkicisi kategorisinde sertab, yildiz tilbe ve christina aguilera birarada! odul gecesinde eveet odulu chirstina aldi, tebrik ediyor basarilarinin devamini diliyoruz, aferin kiz! diyip oturucaklar mi, yoksa christina gelecek mi? meraktayim.yilin fistigi olayina gelince, bunda nr1 ve benzerleri disinda mevzu bahis fistiklarin da sucu oldugunu dusunuyorum.hemen hemen her tv programinda kendisine elli bin kez lolita dendigi halde itiraz etmeyen, erkekler pesinde mi sorusuna sanki yeni yasa tasarisi hakkindaki gorusleri sorulmus gibi ciddiyetle cevap veren hatunlara biraz da mustehak.bilumum sacma dergilere acayip pozlar verdikten sonra ama ben isimle anilmak istiyorum sacmaligini yemiyo kimse artik.bu tavirlar da diil medyayi sokaktaki adami da cesaretlendirir. sokaktaki adamin mevzu bahis ablalari her gordugu yerde ona istedigi herşeyi yapabilecegi cesaretini kendinde bulmasina neden olan da onlarin davetkar tavirlaridir kanimca. elbette ben de istemiyorum kadinlar bu sekilde asagilanmasin, ama hemcinslerim de lutfen biraz akilli olsun. akli basinda kizlarin sirf biraz daha ilgi gormek, daha iyi muamele gormek icin aptal hatunu oynadigina hergun sahit oluyorum, evet ben de uzuluyorum ama uzgunum ne ekersen onu biciyosun bu hayatta…
Zaman zaman hepimiz niteliksiz bulduğumuz kişi ve kurumlardan şikayetçi oluyoruz. bu ahkâm’da basın-yayın şikayetleri üzerinden örnek vererek bu şikayetlerimizin işe yaramadığı gibi bir hisse kapılmamızı sağlamaya çalıştıklarını, bunun da zaten kendileri (sömürenler ve uyutanlar) için en mantıklı hareket olduğunu hatırlatmak isterim.hatırlattım bile sanırım. :)Türkiye’de binlerce televizyon ve radyo kanalı var. Bunların hepsine de şikayet yazıları gönderiliyor. Gönderilen mesajlara karşı duyarsızlaştıklarını belli ederek “artık şikayetçi olmayın” mesajını vermeye çalışıyorlar. Şimdiye kadar eleştiri ve şikayetlerime yanıt aldığım kurumları da açık etmekten çekinmiyorum: Milliyet, CNBC-e, NTV.Tabi niteliksizlerin içinde görece nitelikli bulduğumuz kanallar yok mu, var. Ama bunlar da yetmiyor ki. Discovery’de dünyayı bir oyun gibi gösteriyorlar, ilginç bilgiler eşliğinde. NTV vb kanallarda “yaşam” tarzı olarak yalnızca ideal konumdaki kişilerin hayatı ön planda tutuluyor, bankalar, lüks otomobiller vb.Hepimiz zengin olmak zorunda değiliz, kimimiz olabilir. Ama hiçbirimiz aptal olmamalıyız.Son not: Nr1 bu bağlamda tuttuğu akılsız yayın politikasını sürdürdükçe arada sırada rastlayıp gülüp geçtiğimiz bir kanal olarak kalacak.
insan denilen varlık ne kadar da üstün geliyor, değil mi?
kapitalizm denen şeyin, temeline inecek olursan arz ve talep meselesi olduğunu görürsünüz. talebin olmadığı yerde doğal olarak herhangi bir arzın olmayacağı aşikar. “şey” olarak piyasaya sunulan kadının, demek ki, bir talep olarak kitlesi mevcut. ha, bunun sadece “bıyıklılar” olduğunu düşünüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz.
kaldı ki kendini “şey” olarak piyasaya sunan zevatın, “şey”leştirilmekten pek te hoşnutsuz olduğu söylenemez. günümüz toplumundaki kadının kendini “pazarlamasının” ana stratejisini oluşturmuyor mu?
son olarak, samimi şekilde cevaplandırılacağına inanıyorum, kendinizi hiç mi “pazarlamadınız”? hiç mi “albeni” katmadınız kendinize?
/. feminist ve kapitalist değilim, ayrıca belitmek istedim nedense…
gittiğim fuarlarda ürünleri tanıtan hafif dekolteli bayanlar oluyor.etrafta bıyıklıda pek yok.genelde bu işler için bayanları seçiyorlar.çekim güçleri kuvvetli olduğundandır.kapitalizmde satış için herşey mübahtır.gerekirse çatal bıçak takımını bikinili bir bayana bile sattırabilirsiniz.ben mi çok fesadım diyorum.etrafa bakıyorum herkes fesat galiba.son olarak keşke pazarlama demeseydin yok feministler şimdi bırakmaz yakanı.bunun sonu kadının mal olmasına giderse hemen belirteyim.sümme haşa kadın mal değildir.
herif araba alıo sanki ! memeleri küçükmüş de, idare edermiş de … !!!
kapitalizmden bahsediyorsak, artı değer yaratabilecek herşey “pazarlanabilir”, ki buna kadın erkek farketmez, insanın değerleri de dahildir.
kapitalim dışında da insanlar kendilerini “pazarlarlar”, herkes kendinde bir farklılaştırma tutkusu içerisindedir, bu farklılık kişinin kendi “albenisini” yaratır. insan her zaman sıradanlıktan uzaklaşmak eğilimindedir.
feministlerden korkum yok 🙂 neden feminist olmadığımı özellikle belirtme ihtiyacıma gelince, feminizme inamıyorum, çünkü feminizme inanmak, feminizmi oluşturan öğelerin üstünlüğünü tanımak ve buna karşı mücadeleye soyunmak demektir. bunun yerine, “gerçek insan” tanımlaması adına mücadele etmeyi yeğlerim.
sistemin kurmuş olduğu yapıları tümden yıkıp yerine yenilerini koymak demek değildir zaten, bu ateşi yeniden keşfetmek gibi birşey olur. bunun yerine süreç olarak ele alıp gelişimi takip ederek, bu gelişime çeşitli şekillerde yol vererek ancak başarılı olunabilecek bir olgudur zaten. bahsi geçen mevzunun çözüm yolu da eğitimdir. elbette eğitim sistemi içerisindeki çarpıklıklar bu sonuçları doğurmuştur, denebilir. bu durumda sorunun temel kaynağı eğitim sistemini değiştirmekten/düzenlemekten geçer. bu demek değildir ki, bu eğitim sistemini kaldırıp çöpe atalım, yerine yepyeni bir eğitim sistemi koyalım. yapılacak şey eğitim sistemi üzerindeki iyileştirmeleri sıklaştırmak/düzenlemektir.
biraz nahoş bi ifade olmuş.. ama gerçekler.. araba satın alma kararı biraz daha kritik olabilir bazen. güzelliğine kandığın bi hatunun beğenmediğin başka bisebep (kişiliği veya kültürü ya da zekası yüzünden) yüzünden kurtulman, acaip bi paraya satın aldığın bi arabayı satmak dan daha zor değildir..
araba direnmez, red.
selülit kremini yanlışlıkla vicdanınıza sürmüşsünüz,epey incelmiş,hemde 24 saatte.
bu konudaki tavrınız ve saygınız için teşekkür ederim. seçimler,şu an NR1 tvde yapılmakta, geçmiş değil, aksine çok güncel bir mesele.NR1’a daha evvel birçok konuyla ilgili mailler gönderdim, ama bu yazıyı onlara yollamak yerine buraya yolladım. Hiç olmazsa bu konudaki düşünceleri takip etmek istedim..
yılın en abisi kim?
-tarkan (abi-abla karışımı)
-özcan deniz(iğğğğ)
-ilhan mansız(eh işte)
-bi de bir istanbul masalındaki oğlan
hangisi acaba en abisi.Ben alişan derdim ama listeye almamışlar abimizi.Mustafa sandal abimiz de yok.Olmadı valla.Ama yılın ablası oylaması varsa kesin ayşe hatun önal’ı oylarım.”Kırcanmı lan belimi”
22 yaşında, hayat memat meselelerine şöyle biraz vakıf olmuş bir Türk genci olarak,insanların görüşlerini açıkladıkları için 312 den mahkum olmalarından,Türkiyenin ensest ilişkilerde haklı olarak kaptığı 3. lük derecesinden,Yine Türkiye merkezli çocuk pornolarından,Uyuşturucunun lise hatta ortaokul kapılarında serbestçe satılmasından,Ceza kanunundaki onlarca çağdışı hükümden,Konfeksiyon atölyelerinde sigortasız 15 saat çalıştırılan 9 yaşındaki çocuklardan,İnsanların tepkilerini gidermek için toplanıp barınaklarda birbirlerini parçalayarak öldürülen köpeklerdenRahatsız olmuyorsunuz da,Yılın fıstığı tabiri veya selülit reklamında gördüğünüz kadın poposu“kanınızı donduruyor” “her şeyden önce bir insan olarak bu sıfatlardan çok utanıyor, açıkçası rencide oluyorsunuz”Sanal duyarlılığınızı başka yere akıtın rica ederim. İnandırıcılığınız yok.
Bu konuyu takip etmiyordum amam yazini okudum.Turkiye enesette 3.umuymus?? Birinci oldugumuza o kadar emindim ki!Cok cok haklisin SM.
belirteyim, lakabından dolayı bir önyargım var sana karşı, hiç beğenmedim. ek olarak yazdıklarınla ilgili.
Bir sinek viziltisi mi duydum?American express mi dedin? Yok tesekkurler.Bu arada : Hadim ol emi.
Bilmiyorum Tv8’i sadece ben mi izliyorum. Bir tek ben bile olsam, Turk Televizyonlari icin ornek goster deseler herhalde cevabim TV8 olurdu. TV8 uc sene oluyor galiba, super bir cizgi yakaladi. ‘kartel’ medya gibi yabanci yapimlarin uyarlamalari yerine, orjinal programlar yaptirmaya itti yapimcilarini. Cok da iyi yapti. TV8 herhalde, NTV’nin kaliteli yayin prensibini benimsemis, ama onlar gibi burjuva sinifina seslenen nitelikten de cok uzak tek televizyon. Bu reyting denen naneyi artik yensekte, sirketler reklamin izlenme miktarindan daha cok ulastigi insanlara bir dikkat etse. Bu gun eger Kanal D gibi toparlama programlarla, devlete yalakaligiyla ayakta duran bir yayin kurulusu, TV8 gibi kalite ve ozgunlugu hedef edinmis bir kurumdan daha fazla reklam payi aliyorsa, ben bunu ayip goruyorum. Reklami dogru kanallara vermezsek, Turkiye’nin bilmemnelerini secer secer dururuz. Ben yavas yavas bu ayibi da yenecegimizden eminim. Ozetle soyle soyleyim, TV8 televizyon izleme zevkini yasatan nadir kanallardan birisi benim icin. TV8 gibi 3-5 kanal daha olsa herhalde televizyonun basindan hic kalkmazdim 🙂
Bakın ne iyi etmişsiniz de MSÜ Sosyoloji bölümünde Prof. Dr. Esin Küntay’ın dersine konuk olarak girmişsiniz.Aksi halde tavuk gözlerle sabahtan akşama kadar seyrettiğiniz NumberOne TV ye bu gözle bakamayacak ve de 22 yaşında, hayat memat meselelerine şöyle biraz vakıf olmuş bir Türk genci olamayacaktınız.Ey Türk Gençliği,Birinci vazifen sana sunulmuş ve de antik yunandan beri varolan kadın sömürüsüne bir dur demektir.Muhtaç olduğun kudret evinin başköşesine kurulmuş aptal kutularında gizlidir.Bunlarla oyalan ve oyala.Ne Mutlu Trendyim diyene…(Bk. “İdeal”e ulaşmak için kişinin kendini deformasyona uğratması.)
bu harikulade fikirlerinizin ışıldadığı at gözlüklerizin karşısında bana ve bölüm arkadaşlarıma gıdaklamaktan başka ne düşer?hepberaber,son ki: gıt gıt gıt…!
hayır yalnız bunlardan değil,”kocasıyım” diyerek eşini bir mal gibi görüp evlilik içi tecavüzde bulunmayı kendine hak görenlerden,fiziksel ve psikolojik yıkım yetmezmiş gibi kadının “tecavüzcüsüyle” evlenince her şeyin “tamam” olmasından,doğurduğu çocuğunu çöpe atan annelerden,daha genç kız bile olamadan çocuk yaşta tacize uğrayanlardan,daha gündelik bir örnek,etek giydiğinizde insanlara sözle,bakışla taciz hakkı veriyormuşsunuz gibi olmasından,bunun üzerine “dişi köpek kuyruğunu sallamasa erkek köpek peşinden gitmez” diyerek cinselliği köpek çiftleşmesi düzeyinde gören zihniyetten,ve evet22 yaşında Türkiye’de yaşayan biri olarak sizinle farklı görüşlerde değilim.ama müsaadenizle, yüksek sesle konuştuğumda ve fikrimi söylediğimde de doğru ya da yanlış,gerekli ya da gereksiz,sizin için geçerli ya da değil, umrumda değil, sesimi duyurmak isterim. yoksa bahsettiğiniz 312’yi benim gibi düşünenlerin alnına şak diye yapıştırın,olsun bitsin?lütfen siz de öfkenizi yalnız bana akıtmayın,rica ederim.
haber bültenlerindeki et pazarı..!
bende gördüm,çok fena bişey o,resmen kadını mal yerine koymak.bence sırf bu ödül olayı değil, numberone direkt kapatılsın! çözüm budur!
Bu konuda bir makale yazdığınızın bilmem farkında mısınız. Okulunuz bittiğinde hazırlayacağınız tezlerde seçtiğiniz konuyu ; dehşete düştüm, tüyüm dikeldi, midem bulandı, utandım, rencide oldum tarzı ifadelerle süslediğinizde insanların sizi ciddiye alacaklarına gerçekten inanıyor musunuz? O sayfalarca maillerle protesto ettiğiniz kanaldan çok da farklı bir söyleminiz yok. Bir de 22 yaşında vakıf olduğunuzu iddia ettiğiniz hayat memat meselelerinin dayanağı olarak sosyoloji dersini veya nedense tek bir cümleyle geçiştirdiğiniz bir kitabı kültür incisi tarzınızla gözümüze batırdığınızda, üstüne üstlük sözettiğiniz problem istila edilen yaşam alanımızda kanser hastasının cilt problemi düzeyinde bir önemdeyse. Bu bile sizin naif kadın bünyenizde tamir edilemez hasarlara yol açıyorsa. Ne yazık ki bize sunmak istediğiniz paketi daha açamadan janjanlı ambalajınıza takılıp kaldım.
bence asıl ”TRENDY” sensin ada 68. nitekim başkalarını sürekli ve mesnetsiz, ölçüsüz, alakasız bi şekilde aşşalamak hafif de bi trend halinde ne yazıkki.günnük hayatta nekkadar ezilen itilip horgörülen zawallı warsa gelip burda ahkam mı kesio annamış diilim.ArhA der ki:TİTRE WE KENDİNE GEL DOSTUM…
Şimdi siz 110 santimlik uzun bacaklarınızı nihayetinde orkideler gibi son bulan ayaklarınıza geçirdiğiniz sivri topuklu rugan iskarpinlerinizle bu küçük hamam böceğini ezmeden durun lütfen. Her zaman genetik çeşitlilikten bahsetmez miydiniz. Ne güzel bakın feminist tikiler gelmiş. Gençler, bıcır bıcırlar, utanıyorlar kızıyorlar, nobady’s wife olmak en büyük hasletleri. Günlükteki yazılarında konuşan ısrarcı amcalar ewladım dioo. . Wakit kaybediyooooolar buraya yazarken. Biri sosyolojide okuyooo öbürü İTÜ mimarlıkta. Gözümüze itinayla batırdıkları gibi okumuş yazmış hanımlar bunlar. Boş zamanlarında penguen öküz gibi dergilerden okuyup ordaki abileri ablaları gibi yazıyooolar. Biri kendinden bahsederken biz bıyıksızlar diyoooo. Ama hadi itiraf edeyim sevimliler de. Kendinden bahsederken irencim ama duygusal demeleri de sizin de içinize dokunmadı mı. Yapmayın etmeyin lütfen köprü altında geçen gençliğimizin hatırına
Bkz.
hep bişeyden bahsediosun ama hiçbişeyden bahsetmiosun sewgili siyahın matemi.boşsun. çok boş…bomboş.bi de şeysin… ımm..zawallı!
evet,farkındayım.akademik çalışmalarda, ödev hazırlarken tüyüm dikeldi yorumlarımı yapmadığımı belirteyim de içiniz rahatlasın.ama bu bir internet sitesi,burası fikir alışverişi yapılan bir yer,söylemim bir seminer tadını vermiyorsa,üzgünüm,bu da benim tarzım. bana ya da benim gibi düşünenlere “feminist tikiler” derken önce bir titreyin mücrim gibi ağlanacak halinize lütfen, hiç rugan ayakkabım olmadığı gibi, küçümsediğiniz mizah dergilerini okumakla kalmıyorum,birde yazıyorum söz konusu dergilere,ha bütün bunlar sizin köprüaltı karizmanızı zedeliyorsa, buyrun,bir tık ötede başka makaleler, başka siteler var, sizi oraya alalım. dahil olduğum hayat memat meselelerinin hepsini biliyor,okuyor,takip ediyor musunuz? hayır. öyleyse naif kadın bünyemdeki tamiratı bilemezsiniz.üstüne üstlük yorumlayamazsınız.janjan meselesinde size hak veriyorum,o, bu durumu görür görmez yazıyı kaleme almamdan kaynaklanan bir kısadevre haliydi.bakın beni rahatsız eden söylemdir,ne anlattığınızdan çok nasıl anlattığınız yani.bakın ada69’un yaptığı, şahsıma direkt hakaret etmekle sınırlı kaldı, beni çok eğlendirdiği gibi,üzdü de, bunu bir kadından duyuyor olmamdan kaynaklı. numberone’ın yaptığı da budur, evet nehir erdoğan ve benzerleri, kendilerine bunun denmesi için orada olabilirler,ama önemli olan söylemdir. “yılın fıstığı” da bir nedir? kim kime “hasta”? nedir? bu ne biçim bi “trend” o zaman?sizin yüksek kültürünüze uymadı mı? o zaman konuyu kapatın gitsin, madem uyuşmuyoruz. ama lütfen eleştirilerinizde biraz saygılı durmayı bilin.
yok yok çok boş değil de, ne biliim, çok “jilet” gibi sanki,hani delikanlılığın külliyatını yazan yüksek abiler dolaylarından ,”ama bişey itiraf edeyim mi? çok sevimliiiii.”
Yavrucum mesnetli aşağılıyoruz yine anlamıyorsunuz. Mesela utanacaklarımız kendi yaptıklarımız ve yapacak durumdayken yapmadıklarımızla sınırlıdır desem. Utanç duymak üniversite sırasında öğretilmez bilerek girdiğiniz varsayılır desem. Bir kadın olarak çok utandım bir anne olarak kendimden iğrendim gibi ajit-prop cümleler bazı salakları içeri almak için diğer salaklarlar tarafından kullanılır desem. Sırf iki göğüs ve bir vajina ortaklığımız var diye başka kadınlar adına utanma ayrıcalığımız yok desem. Alfabedeki 29 harfi meramını anlatmakta yetersiz bulup w kullanmak özenti bir tiki çabasıdır desem. Kimsenin karısı sevgilisi olmamakla kimlik edinemezsiniz desem ve köprüaltı raconuna uygun olarak size sevgiliniz yerine T cetvelinizle mutluluklar dilesem
Siz bu kafayla giderseniz daha hemcinslerinizden çok laf işitirsiniz.Nedir bu naif kadın ruhum etkileniyor,Üzülüyorum,utanıyorum halleri.Siz bu ülkenin en iyi üniversitelerinden birinin sosyoloji gibi son derece önemli bir bilim dalında eğitim veren bölümünün 3. sınıf sırasını işgal ediyorsunuz.Böyle ortaokul düzeyinde “Medya da kadın” konulu geyikler yapacak kadar vaktiniz yok sizin.Nedir bu lüks.Hepimiz mizah dergileri okuruz hem de severek.Yazdığımız çizdiğimiz de çıkmıştır sektörde ağırlığı olan dergilerde gazetelerde.Hatta şu asistanı olduğunuz ünlü mizah yazarımız muhtemelen tanıdığımız sevdiğimiz bir arkadaşımızdır.Televizyon da seyrederiz.Ben günde ortalama 2,5-3 saat seyrederim mesela.Ama Numberone ve türevleri kanalları hiç bilmem.Önce gazeteden belirlerim ne seyredeceğimi sonra saatinde açar seyredeceğimi seyreder kapatır işime bakarım.Çünkü benim bu tür içi boş gürültülerle kaybedecek hiç zamanım yok.Okumam öğrenmem araştırmam gereken o kadar çok konu var ki ve zamanım o kadar az ki.Sizinde çok az zamanınız var hanımefendi tahmin ettiğinizden çok az.Gittiğiniz yoldan devam ederseniz ülkenizin asıl sorunlarını algılamanız ve göreviniz olduğu üzere (ÜNİVERSİTENİN AMACI BUDUR)çözüm üretmeniz asgari 250 yılınızı alır.Şu anda durduğunuz noktaya bakın:Asıl işi Sanayi Bakanlığı yapmak olan ancak tüm vaktini eşine dostuna iş,ihale ayarlayarak geçiren bunu yaptığı farkedilmesin diye de eline gazetelerin Cumartesi eklerini alıp zorlukla 5.sayfa haberi olan Ali AYDIN’la aynı saflarda mücadele ediyorsunuz.Sizce sayın bakanımız fikirlerinde ne kadar samimi Sebola hanım?(Yoksa Mr Bee mi demeliydim.Bu yaşta kişiliğiniz ikiye bölündüyse ileride kaç olursunuz Allah bilir.)Asistanlık kadrosunun boş olduğunu biliyorum.Bir başvurun bakalım.Çok yakışırsınız oraya, bakanla birlikte gıdaklarsınız artık.Yeri gelmişken şu konuştuğu dili kendi alfabesiyle yazamayan ifade ve anlama özürlü dostumuz ArhA hanımefendiye de iki çift laf edeyim bari.Önce İ.T.Ü. lidir,okuldaşımız küçüğümüzdür diye alttan alıyım şefkat göstereyim dedim ama hanımefendi vitesi edepsize takmış tam gaz gitmekte.Durdurabilene aşk olsun.Onun gibilerin mezunları geliyor bana altısını üst üste koy bir adam etmiyor.Ben de kanıp işe alıyorum iyi eğitim almıştır akıllıdır diye.Bir de utanmadan ezik demiş bana.Eziveririm adamı haberi olmaz.Dikkatli ol ArhA hanım gözü kara bulaştığın Siyahın Matemi senin gibileri kahvaltıda yer.Öyle bıcırık ağızlar (İrencim duygusalım bıy bıy bıy) bile kurtaramaz seni sonra.Dolaşma buralarda dolaşsan bile ses verme hırpalanırsın.
*İTÜ’lüdür demek gerekiyor. de-da ekleri konusuna girmiyorum.*ali aydın’dan kastın, ali coşkun sanırım.*herkes mizah dergisi okumaz. örneğin ben okumam.*çocuklara sert vuruyorsunuz. hele siyahın matemi. kedinin fareyle oynadığı gibi oynanmaz kardeşim böyle insanla. insaf biraz.
bi takım tıkıltı we tınıltılar duymaktayım halen.fekat ne yasık ki bunnarı daa fazla kaale alamıcamTaktir edersinis ki bi loser diil, itü lü bi tikiyim we gereksizharcıcak waktim yok.hii loser mı dedim. bak şindi oldu mu. utanmalıyım kendimden.ama gel gör ki utanmıorum.tiki olduumdan olsa gerek:) v yerine w yazmak beni tikiyapar çünki.. türkçeyi katletme hakkı bile werebilir bu bana biraz zorlarsam.ama beni bayağı yapamas korkarım. bayat T cetweli esprileri yaparakbasit olunduu kanıtlanabilinir ancak we ancak.Tanrı aşkına..(For god’s sake:))Özenti bile olabilirim, ama sewiesiz we zawallı…yo yo yo..yapamam.siyahın matemi: sen ii yapıosun dostum. go ahead.>ada68…tırıs tırıs…
Zaten zavallı itü’lerin en büyük ezikliğidir bu ingilizce konusu.Sitede fraternitylerden ve sororitylerden insanlar var duymasınlar w’yu (dabıl yu, duble u, uu) v yerine kullandığını. Daimi oturaklarıyla gülerler.Bayağı değil cheesy‘sin. give us a break!
kestiğim ilk ahkamımın devlete ve millete hayırlı olmasını ve bilumum…..:) akut zapping sendromuna girdiğim dönemlerde gözümün takıldığı bu güzide tv kanalımızın yayın akışı hakikaten benide dehşete düşürdü. hele altta geçen o mesajlar fallar bilmemneler 🙂 şahsi görüşüm bu kanalın varlığı tamamı ile yanlış. yani bu kanalın olmaması, olmasından daha faydalıdır 🙂 peki neden var?? şimdi birde bu kanal çalışanları açısından bakalım. adam düşünüyor: uLem bu işSizLik dönemiNde ne yaPiimDe işiMden oLmiim yhaWw yukaRıSıDa ßhayaa ßhasKı yhaPıyo, ßhana reYtiNg LasıM abiJiiM. eh türk milleti olaraktan hayal gücümüz çok güçlü olduğu için, tınn adamın aklına fikirler doluşuveriyor. e adam uyguluyor reytingler fırlıyor. şimdi kendini bu adamın yerine bir koy. sen olsan aynı şeyi yapmazmısın.(ben bööle bi işe hiç girişmezdim,ha olduda girdim hemen istifa ederdim:P) adam işinde mutlu seyredenler mutlu peki biz neyi tartışıyoruz ki ?!:) bi büyüğümüzün dedii gibi eğitim şart arkidişler:)))
Bakınız günlük hayatta ezilmiş
efendim,utanç duymak gibi,kırılmak gibi,üzülmek gibi duyguları sembolik mantık dersi tadına vardırmadan hissetmeyi tercih ediyorum, siz “olmamış,burda yanlış hissetmişsiniz” diyorsunuz,biraz garip değil mi? siz öyle hissetmiyor ya da düşünmüyorsunuz diye alayımız salak mı oldu şimdi de? yapmayınız etmeyiniz. bırakın şu yüksek kültür ağızlarını,ayrıca “yavrucum” bir neymiş? yılın yavrusu yapalım sizi de o zaman? ben söylem diyorum, siz ne diyorsunuz ya? açınız algılarınızı, yara olursa tendürdiyot sürelim.
yılın yavrusu sm idi başlık,aman şimdi mürsel mecaz var diye de bir araba laf edersiniz,aman aman.
Madem ki karşılıklı plaket sunacağız birbirimize buyrun efendim bu da benden size ısrarlı anlamamazlık performansınız için. Yanlış hissetmemişsiniz hanımefendi. Hissetmiş gibi yapmışsınız. Şimdi aynı cümleyi başka biçimde söyliyelim anlamama olasılığınız azalsın. Utanıyor gibi yapmışsınız. Bir başka şekilde anlatalım; alkış almak için numaracı küçük finolar gibi davranmışsınız. Yeniden tekrarlayalım bir takım kadınları aşağılayıp düzeyinizi çamur seviyesinden yukarı çekmiş olacağınıza inanmışsınız ama bizi inandıramayınca duyarlı sinir sisteminiz bozulmuş. Son kez ayrıntılı bir şekilde üstünden geçelim : duygulanmanın şablonu olmasa da başkalarını adına utanamazsınız, söz konusu olan utanç verici olay sizden kaynaklanmıyorsa. Üzülür, kızar, buzlu cama kafa atarsınız ama utanmazsınız. Belki utancınızın kaynağı farklıdır. Derinlerde bir araştırın derim ben.Yılın yavrusu ödülü için çok teşekkür ederim. Yüzerek, koşarak, düzenli spor yaparak koruduğum formumla bu ödülü hakettiğim kanaatindeyim Tendürdiyot tan kastettiğiniz tentürdiyotsa sizin aşırı hassas bünyenize daha çok lazım olacak. Folluğa bıraktığınız çift sarılı yumurtalar nedeniyle açılan anal çatlakların mikrop kapmaması gerek.
ooo demek tavuk mühendisliğinden bakan asistanlığına kadar yükseldik.bakıyorum bu sefer hakaret de etmemişsiniz. (aman kardeşim beyefendinin hesabından mesaj attım diye laf sokmaya çabalamışsınız arada ama,bir evvelki yazınızdan sonra dişimin kovuğuna gitmedi tabii)meramım söylemdi,söyleyiş tarzlarındaki küstahlık ve bayağılıktı,benim bu adamlarla işim olduğundan değil,ya da “feminist manifesto bayrağını sancağa çekeyim de,kadını kurtaralım” edebiyatı yapmak için kolları sıvayayım bari demedim. mizah meselesini yalnız size yazmıştım,madem açtınız,belirteyim, hem sizin de ilgilenmişliğiniz varsa,her şeyi görmek durumunda değil misiniz,akademik tartışmaları ve popstarı ya da ne biliyim, müzik kanallarını vs. izleyerek? efendim bayılmayalım,sevmeyelim,gaza gelip mesaj yollayıp telekominikasyon kurbanı olmayalım,ama bilelim değil midir durum? steril olmak “yanından bile geçmem” tavrında değil de, “evet onu da biliyorum,ama bunu eleştiriyorum, şunu seçiyorum” tavrında yatar bence, yoksa ağzınızı büzüp bir köşeden “Türkiye’nin daha mühim meseleleri var” demesi çok kolay. Bu da asıl meselelerden biri bence:hiçbir şeyi beğenmeyen adamlar ve kadınlar resmi geçidi. “İdeolojinin Yüksek Nesnesi”ni okuyup(iyimser bi tahmin bu tabii) sizin gibi düşünmeyenleri aşağılayıp, akıl veriyorsunuz. Bence sizin şu zeka çağlayan esprileriniz Unakıtan’ın mısırlarını da aştı, bakınız tavuk toplumbilimcisinden, mısırlı tavsiye size, sorunların çözümlerinden eksik kalanları siz tamamlayın madem,tam olsun.
Bu derin Freudcu tavrınız beni çok etkiledi. bende size “yavrucum” diye başlasam haklı olabilirdiniz.ama görüyorum ki küçüldükçe küçülüyorsunuz. neyi nasıl hissedeceğimi size sormayacağım, beğenseniz de beğenmeseniz de. canınız ne isterse onu düşünün.terbiyesizliği başlatan sizsiniz,yansımanıza buzlu camdan bakıyor olmalısınız. yoksa bu böyle karşılıklı binyılın andavalı, milenyumun salağı, yürreğimin kurma kolu falan diye gider ha gider.. saolun ben almayayım.
Bir ara başınıza ağır darbe aldınız bilinciniz kapandı sanırım.Çünkü anlamamışsınız hem de hiçbirşeyi.Tane tane anlatayım uyanınca okur belki anlarsınız.(Çıkmamış canda umut vardır.)1. Ben daha size ne hakaret edeyim.Büyüğünü ettim iltifat saymışsınız.Bu bakanın asistanı olmak terfi etmekse kendinizi de oraya yakıştırıyorsanız,buyrun.Hayırlı olsun.Beraber bakarsınız artık alık alık.2. Ben diyorum zamanınız yok , otla b..la vakit kaybetmeyin.Oturduğunuz sıralar ödül değil sorumluluktur.Hakkını verin.Siz diyorsunuz steril olmak popstar bıdı bıdı.Herşeyi görün herşeyi bilin.Ama bir tek ben gördüm ne şahaneyim diye orda burda hava atmaya kalkmayın yutturamazsınız.3.Ben benim gibi düşünmeyenleri değil düşünmeyenleri ve düşünüyormuş taklidi yapanları aşağılarım.Sizi de bu yüzden aşağılıyorum işte.4. Neyi çözdünüzde ben eksiğini tamamlayacağım.Hanımefendi sizin güttüğünüz koyun kadar çoban tanımışlığımız var bizim.Akranlarınıza sataşınız, haddinizi biliniz.
Tabi bana sormayacaksınız. Baştan beri anlatmak istediğim de bu. Altına yazacaklarımı benim sizin onayınıza sunmayacağım gibi. Bir makale yazma iddiası ile oturup birşeyler karalamışsınız ve sizden çıkmış. Dikkat ederseniz anlatmak istediğiniz şeyin daha içeriğine dokunmadım bile. Şekli o kadar rahatsız edici ve kötü ki. Sadece bir an için bile samimi olduğunuza inansaydım şekli umursayacağımı da sanmıyorum. Kişinin kadın istismarı ile ilgili (sizin deyiminiz) bir makale yazdığında sadece ve sadece duygularını öne çıkarıp başkaca hiçbirşeye değinmemesi ne kadar doğru? Eğer bir günlük yazsaydınız belki dolaşabileceğiniz daha özgür bir alan olurdu. Hadi sizi son derece etkiledi ve o gazla oturup yazdınız, hiç olmazsa ifade ettiğiniz duygularınızda içten davransaydınız. O zaman sizi böyle kıyasıya bir eleştiri bombardımanına tabi tutarmıydık sanıyorsunuz. Beyni orta düzeyde çalışan her insanın anlayacağı şekilde bir insan başkası adına utanmaz diyorum, size mi soracağım ne hissedeceğimi diyorsunuz. Benim anlatmaktan içim kıyıldı siz anlamakta demir attınız. . Sabah ada68 aradı ve bana sebola hanım bana mr be nickiyle mesaj attı dedi. İyice üzüldüm adınıza, nasıl bir kendine güvensizlik insana başka bir nickle kendi makalesinin altına ahkam kestirir? En küçüldüğüm anlarda bile ( ki sıkça olmaktadır) kendimi başka bir görüntünün arkasına saklama ihtiyacı hissetmiyorum. Sadece bir kez bir arkadaşım için aldığım küllerle bir günlük yazdım hepsi bu. Ama bir başka nick alıp makalemin altına ahkam girseydim gerçekten utanırdım. Sandığınız gibi ağır bir ablalık durumum yok. Üstüne 4 sene eğitim aldığım 6 sene çalıştığım ve özel ilgi alanıma giren bir konuda bile aradaki bağlantıları kaçırırım korkusuyla güvensizlikten makale yazamıyorum. Bu konunun çok içimi acıtıyor olması ve ağlamaklı birşeyler yazacağım endişesiyle de günlük yazmaktan kaçınıyorum. İnsanları üzerek etkilemek hadi yine mensup olduğum alt sınıfın diliyle ifade edeyim içeri almak benim tarzım değil çünkü. Böyle birşey yapıyor olmaktan, seçilecek bir sürü yolun içinde en ucuzu ve en kolayı yeğlemekten, kişiye yüklediği acizlik nedeniyle utanç duyarım. Ne yazık ki makalede bunu yapmışsınız ve tartışılacak konunun önünü kendiniz tıkamışsınız.Herşeye rağmen bırakın buzlu camı sırı dökülmüş aynalarda gördüğüm yansımamı bile çok seviyorum. Bir de her gördüğünüz yavruyu arka sayfa güzeli sanmayın. Genellikle şefkat ifadesi olarak kullanılan bu sözcük özel olarak Arha hanımefendi için aşağılama zamiri olarak kullanılmıştır ve başlık yazdıklarımda cinsel gönderme yapılmamış birkaç yerden biridir.
gene iyi. Sütyen yasağının devamında da, yayın yapılan stüdyoda klimaların sürekli açık olması. Yaz-kış ayırımı yapılmaksızın…
hanımefendi öfkeden algılarınız kapanmış. mr bee kardeşim olur, kardeşim beyefendi derken,onu kastettim.onun hesabından dalgınlıkla mesaj attım,tabii iki dakikada çift kişilikli olduk. bakış açınıza bakın. sizden başka bu kadar heyheylenen oldu mu? basit bir mevzuydu simgesel bi mesele oldu. kadına “yılın hasta olunası yavrusu” demek, alenen sözle taciz etmenin meşrulaştırılmasıdır. fikrim budur. bu kadardır. bu tribünlere oynamakla eş değer değildir bence. ama şahsıma hakaret eden ilk sizdiniz, halen de etmektesiniz, bence yaşınıza uygun olmayan seviyeyi siz gösterdiniz. bu nedenle uzatmayalım, mahalle kavgası tadına vardı hadise.
severdim ben bu kanali. Ayca Sen falan vardi cok komikti. benim gozumde hem fistikti hem cok akilliydi. hos o zamanlar hayat memat meselelerine soyle biraz vakif olmus bir Turk genci olmak bi yana dursun bacak kadar zibidiydim. en az simdiki kadar yuzeysel olsa da sanki hakkini verirdi bu yuzeyselligin nambirvan.
22 yaşında bu ciddiyet, başlıkları görünce kanının donması ilginç, üzücü..number one ne ise sen de bi okadar tam tersisin..ileride çok vaktin olur ciddiyete bu yaşlarda fazla sıkma canını..
ya arkadaşlar tozu dumana katmışsınız b.ktan bi mevzu için sakin olun kimsenin kimseye hakaret ettiği yok 312 falan bırakın şimdi zaten ne zaman biraz kendi tiksindiğimiz bişeyi söylesek topluluk içinde mutlaka birkaç önplancı ciddi kişilik çıkar (tabii hakkaten duyarlı olduğu şüpeli)sorun bakalım kendisine bu dediklerini yani ensest ilişkiler ,çocuk işçiler,312 falan bunları için kendince çözümler üretip günde ne kadar düşünüyo….ayrıca number one evinde kablolu tv si olan için hakikaten kalitesiz geliyor.şu oturduğunuz sıranın ve okulunuzun kıymetini bilin diyen sevgili şahsiyete… sanırım okul hayatınızı televizyon dizilerindeki gibi geçirdiniz biz kıymet biliyoruz ama bizim kıymetimizi bilen var mı? hımmmm sustunuzzz yaaa… ya… ne sağ ne sol biz orta yoldan gidip iyi bir mühendis olmak için çalışıyoruz vatana millete yararlı olalım diye… hayırlı evlat olalım diye
Şahıslardan biri İstanbul Barosunun Çocuk Komisyonunda çalışıyor, yetiştirme yurdunda gönüllü eğitmenlik yapıyor, mahallesindeki devlet okulu öğrencilerine bedava satranç ve matematik dersi veriyor, yine ihtiyaç sahibi kadınlar ve çocuk sanıklar için avukatlık yapıyor (parası barodan alınarak değil tamamen parasız), kendi bölgesinde sigortasız işçi çalıştıran işletmelerle uğraşıyor, eğitim hayatının yarısını da DGM lerde yargılanarak geçirdi. Şimdi siktir git Arhadan çıkardığım T cetvelini bi tarafına sokmadan.
valla. avukat olup, matematikle aranın bu kadar iyi olması takdire şayan. allah bilir ya, tübitak’tan burs bile almışsındır bir zamanlar.
Tübitaktan burs alamadım ama listeye adımı yazdım hiçlikçim hariçten gazelcim
inatçı olur mu insan? listeye adımı yazdırdım diye kıskandın kesin. aklıma okan bayülken geldi şimdi bak. ne alakaysa…
Sendende ancak bukadarını beklerdim zaten küfürler falan eminim bu t cetvellerini falan hatta daha fazlasını sana dgm de deydirmişlerdir terbiyesiz ……..
dijital yayında bile vcd formatından daha düşük kalitede yayın yapan,ses kalitesi desen bi okadar kötü bi müzik kanalı…..
bi cadı avı var galiba ha?. sebola naptın bu insanlara? sayenizde tv izlemeye vaktım olmadığı için sevinmeye basladım.
Denildiği gibi Türkiye’de o kadar sorun varken, tutup da taklitçi ! bir televizyon kanalının yaptığı saçma bir yarışma ciddiye alınmamalıdır bana kalırsa. O tv kanalı da ne yazık ki şu anda moda olan yarı türkçe – yarı ingilizce dile kurban olmuştur. Mtv’de bir zamanlar yayınlanan video clash vs. gibi programlar yapmaktadır. ( Geçen gün rastladım )Alakasız olabilir ama Türkiye’de belki de 1 milyon aç insan varken ve ne yazık ki bu insanlar açlıktan ölürken köpek vahşetinin skandallar yaratması da düşündürücüdür. Hayvanları seviyorumHa ille de televizyon yayınlarından birşeyi eleştirmemiz gerekiyorsa yine bana göre ahlâkımıza uymayan, ve toplumumuzun kaldırmasına daha yıllar olan afedersiniz p.zvenklik yapan ve bunun adını evlendirme koyan ((onlar da haklılar,halkımız evde kaldı,evlenmemiz gerek hemen ne de olsa)) tv kanallarını ve ne yazık ki kendini pazarlayan kızlarımızı eleştirmemiz gerekmez mi ? ( ağır bir cümle ama bir art niyet yoktur ) Hadi onu da geçelim, kendileri için hiçbirşey yapmamış olan insanlara evler arabalar vaad eden, onlar için kavga eden insanlarımızı akıllandırmamız gerekmez mi ? ( Evet,uzattıkça saçmalaşıyor )Ben bu ülkede birşeyleri kaçırıyorum ama neyi ?Edit:Ahkâmım biraz zaman aşımına uğramış,neyse
benim için ilginç bir durum var, 2-3 ay evvelki konunun hala tartışılabiliyor oluşu sevindirici olmakla beraber, popüler kültür ürünlerini konuşmaya başladığımızda “herkes” kaplan kesiliyor,ironik değil mi? sözüm size değil Evilliances; aksine, söylediklerinizi ciddiye alıyorum elbette. Bence uzattıkça saçmalaşmıyor, bence mümkün olduğu kadar uzatalım, belki birgün sesimiz boşluğa değil duyması gerekenlerin kulaklarına gider, kimbilir..