Tarsus‘ta anlatılagelen ilginç bir hikayedir Şahmeran’ın Hikayesi.
Binlerce yıl önce Tarsus şehri civarında yerin yedi kat altında yaşayan ve mağaralardan yeryüzüne çıkan yılanlar varmış.Oldukça akıllı ve iyi yürekli olan bu yılanlara Meran denirmiş.Bu yılanlar için doğruluk,iyilik ve sır saklama çok önemliymiş.Her koloni gibi bu yılanların da bir şahı varmış ve adı Şahmeran‘mış.Kimilerine göre genç ve güzel bir kadın,kimilerine göre de insan başlı ve yılan gövdeli bir yaratıkmış.Devrin bütün ilimlerini bilen Şahmeran,hiç yaşlanmazmış.
Efsaneye göre Şahmeran’la karşılaşan ilk insanoğlu Camsab (bazı kaynaklarda Camasp),kimi kaynaklara göre fakir bir ailenin oğlu,kimi kaynaklara göre de Tarsus‘ta yaşadığı bilinen ve hala mezarı burada olan Danyal Peygamberin oğludur.Odunculuk ile geçinen Camsab,bir gün arkadaşları ile ormanda ağaç keserken çok şiddetli yağmur yağmaya başlar ve bir mağaraya sığınırlar.Bu mağarada bal dolu bir kuyu görürler ve içlerinden birinin kuya inip yukarıya bal taşımasını isterler.Camsab‘ın inmesine karar verilir ve bal yukarıya taşınır.Bulduklarının sevinci ile arkadaşları Camsab‘ı kuyuda unuturlar ve giderler.Kuyunun içinden çıkmak için çare arayan Camsab,gördüğü bir deliği bıçağı ile büyütür ve içinden geçer.Öyle bir dünya’ya geçmiştir ki gördükleri karşısında şaşırır kalır.Bu sırada etrafını yılanlar sarar ve alıp Şahmeran‘ın yanına götürüler.Arkadaşlarının açgözlülüğünü ve başına gelenleri anlatır.Şahmeran,Camsab‘ı ülkesinde misafir eder ve bildiklerini ona öğretir.Ancak ailesinin yanına dönme isteği bu genci yakıp kavurur.Gencin haline dayanamayan Şahmeran,onun yeryüzüne çıkmasına izin verir ve ona asla hamamda yıkanmamasını öğütler,aksi takdirde yılanlarla yaşadığını belli edecek pullar vücudunu kaplayacaktır.
Ülkesine dönen Camsab hiç kimseye bir şey demez ve hayatına devam eder.Fakat ülkenin kralı hastalanır ve doktorlara göre onu iyi edecek ilaç sadece Şahmeran‘ın kanında vardır.Şahmeran‘ı mutlaka bir gören olmalı derler ve nasıl bulacaklarını da kralın kahininden öğrenirler. Ülkedeki herkes bir bir hamama götürülür ve bakılır.Uzun süre saklanan Camsab,sonunda yakayı ele verir.Apar topar hamama götürülür ve vücudunu yılan derisi kaplar.Şahmeran‘a söz verdiğini ve asla söylemeyeceğini söylese de ailesinin öldürülmesi ile tehdit edilir.Tek çareyi söylemekte bulur ve tekrar kuyudan giden Camsab, Şahmeran‘ı yeryüzüne davet eder.Dışarıya çıkan Şahmeran,kendisi dönene kadar ülkeden kimsenin, yeryüzüne çıkmamasını ister.Tuzağa düşürülüp, yakalanır ve öldürülür.Kanı, krala sunulur ve kral iyileşir.Camsab,bu davranışından dolayı ödüllendirilir ve kralın yardımcısı olur.
Efsaneye göre,ihanetten haberi olmayan yılanlar şahlarının yeryüzünde Camsab ile yaşadığını sanarlar ve hala onu beklemektedirler.Ve eğer şahlarının öldüğünü öğrenirlerse Tarsus‘u istila edecekler ve yaşayan bütün insanları öldüreceklerdir.
KAYNAKLAR:
* http://tarsusum.blogcu.com/sahmeran-efsanesi/40660* http://www.definesirlari.com/index.php?topic=2113.0
yorumlar
çok severim şahmeran’ı ve efsanesini ve de efenim türkan şoray oynamıştı şahmeran rolünü,çocukluğumda seyretmiştim. aklımda kalmış, sevdiğim eski türk filmlerinden biriydi.
hoştu
Murathan Mungan’ın “Cenk Hikayeleri” bunu çok güzel anlatır. çok hoş bir kitaptı.Tarsus’da Şahmeran hamamı vardır rivayete göre öldürüldüğü yerdir ve hala duvarda kanı vardır. Annem çocukken götürmüştü ama beynimi ne kadar zorladımsa da, şuan bir görüntü gelmedi gözümün önüne. istiareye yatarsam belki…
beni her seferinde etkileyen bir hikaye
resmini eklediğim şahmeran heykeli oradan kaldırıldı,şu anda şahmeran hamamının yanında bir çay bahçesinde,sayın mucizemsin,isterseniz hamamın bir resmini de eklerim yazıma sizin için…
efsanenin farklı anlatımları da mevcut, ufak tefek detaylar ama şahmeranın kanının içilmesi yerine etinin yenildiğinden bahsediliyor.
efsanenin farklı anlatılanlarına rastladım fakat bana çok kısır ve muallakta göründüler. Mesela yılanların haberinin olmaması ve beklemeleri,bunun açıklamasını kendim eklemek zorunda kaldım ayrıca efsanede et yemek bana sacma geldi,o muhtesem bir yaratıksa ,onun kanında bir cevher olmalı diye düşündüm…sonra ha diye yakalıyorlar şahmeranı,olmaz! o kadar yılan armut mu topluyor şahlarını bırakacaklar,mutlaka bir tuzak olmalı…:)))
efenim, belki hafızam beni yanıltıyordur ama şahmeran, camsab dediğimiz karaktere olan aşkından ve inancından çıkıyor ortaya. yani bir çeşit kurban. belki ben de zamanından olayı böyle yorumlamışımdır, ya da eğer şahmeran, yukarı çıkmazsam camsab zarar görecek diyerek yapmış olabilir. efsanenin farklı anlatımları mevcut işte
efsanenin başka bir versiyonu;
Şahmeran
Yılanlar şahı Şahmeran çok yakışıklı bir gençtir.Ülkenin kralının çok güzel bir kızı vardır ve Şahmeran buna aşıktır.Gizli gizli izlemektedir güzel prensesi.Prenses,haftada bir defa yıkanmak için hamama gider ve o gün hamam prenses için kapatılır.Sadece prenses ve yardımcıları vardır.Kapıda da kralın muhafızları…Böyle birgünde görmüştü Şahmeran güzel prensesi,hamamın tavanından bir açık bulmuştu ve burdan girer izlerdi.Yine bir gün Şahmeran prensesi izlerken aşağıya düştü ve daha önce böyle bir yaratık görmeyen prenses ve yardımcıları çığlık atarak yardım istediler.Kralın muhafızları sesleri duyar duymaz içeri daldılar. Şahmeran hala aşk ve biraz da düşmenin verdiği sarhoşlukla güzel sevdiğine bakmaktaydı. MUhafızlar,bir kılıç darbesi ile onu oracıkta öldürdüler ve kanı duvara sıçradı…
Tarsus Şahmeran Hamamı
Bugün hala ,Tarsus Şahmeran Hamamı’nın duvarı kırmızıdır ve bakıp merak edenlere bu efsane anlatılır…
Faslı şahmaranın canına kıymışSonsuz kumlara düz çivilemişAmaGizli zehir mızraktan yukarı yürürBulaşır ele, muzaffer gelen ölür
efenim ben tarsusta doğup büyümüş bir velet olarak hamam duvarında kesinlikle kan olmamasından mütevellit mucizemsinin rahat olmasını tavsiye ederimyalnız bu şahmeran hadisesinin devamı yüzünden psikolojim bozulmuştu küçükken çünkü kıyamet günü tarsusu yılanlar basacak denirdi. ya zaten kıyamey kopuyor yılanı ne karıştırıyorsun bebeğim diyemedi tabi deli gönül o vakitler.
bak ya sabah sabah nostalji yaptırdınız bana. ben de kleopatra kapısını koyyım bari buraya. bu kapı yıkıntı haline gelmek üzere olan bir eserdi angutun birine verdiler restore adı altında içine etti güzelim tarihi eserin ahan da buyrun öncesi ve sonrası.
restorasyona karşıyız diye celallendim bi an, sonra sustum. sakinleştim. güzel yapın şu restorasyon denilen işi, kırmıyayım bi tarafınızı.
sayın manson, sayın manson, bu kapının hikayesi nedir?
Tarsusluymuş bu arkadaş
Fair Factor, daha etkili..
Tarsusluymuş..
tarsus eskiden denize sıfırmış. liman şehriymiş. etrafı surlarla çevriliymiş galanthus’um ekmeğimin salçasım. surların şehre açılan kapıları varmış. adana kapısı, dağ kapısı bi de deniz kapısı. işte bu kapılardan deniz kapısı kleopatra şehre gelip sevgilisi romalı antoniusla burda buluşuyomuş. işte o yüzden deniz kapısına kleopatra kapısı da denir. biz küçükken kleoptra geldiğinde şenlik olsun diye bu kapıdan deniz oyunları düzenlendiği filan da anlatılırdı.
bu da st paul kuyusu. aziz pavlus’un doğup büyüdüğü yer olarak anılan tarsus’un din turizmi yapmasının nedenidir hemi de. turist çeker. aziz pavlus önemli bir zatı muhteremdir memleketimiz içün.
1993te şehrin merkezine bişi dikilecek diye adliyenin yanındaki koca alan kazıldı. temel atma işlemi gerçekleşmedi çünkü kazılan yerin altından roma dönemine ait bu antik yol çıktı. sevgili tarsus çok feci antik bi yerdir, kralını tanımaz. tükürsen antik çağa denk gelir.
ne güzel yol öyle. tarsusu da görmek lazım.
dikkat ederseniz roma yolunun iki yanında oluklar var ve yol su birikmesin diye iki yöne eğimli yapılmış. ben üzerinde yürüdüm ilk çıktığı zamanlar gerçekten harika bir yapı. bundan yıllar önce yine tarsusta bir kazı yapılmıştı ve uzunca bir tünel bulundu.herkes kaçış tüneli diye düşündü ama yapılan araştırmalar onun altyapı olduğunu ve yağmur sularının yeraltından denize aktarıldığını çıkardı…