O, yaz tatilinde arkadaşlarıyla, malum Bodrum gecelerinden birini yaşıyordu, içkinin dozunu asla fazla kaçırmaz, kendini kaybetme seviyesine gelen arkadaşlarına da çok kızardı..Gökyüzüne baktı, bir sürü yıldız, en sevdiği arkadaşları yanında, eğlenceli bir hayat, daha ne isteyebilirdi ki..Daha ne isteyebilirdi ki,Daha ne isteyebilirdi ki,Evet onu isterdi, iyi bir sevgiliyi, onu kollarına aldığında, herşeyi unutturabilecek, pudra şekeri kıvamında, üfleyince kaybolacak..O, yapış yapış ilişkileri asla sevmez, insanların gözlerinin içine bakarak,-Sıkıldım senden, cümlesini son derece kolay söylerdi.Uzaktan uzaktan onu süzen bir çift göz, biraz motosiklet kıyafeti..Arkadaşı kulağına fısıldadı,- Tam bir yaz aşkı, ne dersin,- Olabilir aslında..-Merhaba, İstanbul dan mı?-Evet istanbul dan, sizde mi?-Sidney den-Az önce elinizde bir ilaç vardı, hasta mısınız.Aslında kullandığı diş ilacını, uzaktan farkedebilen biri, biraz zeki olmalıydı..- Ya evet sinir hapım.- Çok mu sinirlisiniz?- Kendimi kaybedecek kadar.Kadın onu endişelendirmek istedi biraz.-Sizin sinirli halinizi görmek istiyorum mümkün mü..Güldüler..Böyle küçük ve anlamsız şaka yapmak onu heyecanlandırırdı hep.Birbirlerinin gözlerine o kadar güzel bakıyorlardı ki, adam kadının yalan söylediğini anlıyordu..Dans etmeye başladılar, müziksiz boş bir sahilde, yıldızlar ve ay adamın yüzünü aydınlatıyor, dalgalar kadının ayaklarını gıdıklıyor, adeta tenlerinin şehvetine eşlik ediyorlardı.Adam, kadının belini öyle sıkı tutuyordu ki, şu yıldızlardan birine alıp götürecek bir daha bu dünyaya geri getirmeyecekmiş gibi..Kadın tülden, şeker pembesi mini eteğini çıkarıp, katlayıp kenara koydu, sahil bile olsa düzeni severdi..Gece denize girmenin güzel olacağını düşündü, ”biraz yağmur lütfen” diye bağırdı..Derken yönetmen çileden çıkmış bir şekilde ”çok kaprislisin, yağmur da nereden çıktı şimdi, yaz yaşıyoruz yazzz, olmuyor, bu sahne yeniden..”Oysa ki o, yaz yağmurunu, ne çok severdi..