Yavuz Çetin Türkiye’nin en iyi gitaristlerinden biriydi. Bugün bırakın blues gitaristlerini, doğru düzgün solo atabilecek gitaristlerin bile Türkiye’deki azlığını ve hatta belki de çoğu şehirde yokluğunu düşünürsek, onlarca sene önce Yavuz Çetin (Altın Çocuk)’in bu memleketteki değerini algılayabiliriz.Yavuz Çetin, 1970 yılında Samsun’da doğdu; eğer bugün hâlâ yaşıyor olsaydı 40 yaşlarında olacaktı. Çocukluğunu Türkiye’nin çeşitli yerlerinde geçirdi, bunun sebebi babasının mesleğiydi: gazetecilik. İlk önce cura ile sonra bağlama ile daha sonra da elektro gitar ile tanıştı. Bana kalırsa doğmadan önce tanışmışlardı zaten onlar; fakat bu dünyadaki müzik serüveni işte bu sayede devam etti.Elektro gitar sevdası sayesinde belki üniversiteyi bitiremedi ama bir çok müzik grubunda çaldı ve bugün hala severek dinlediğimiz parçalarının oluşmasına zemin oluşturdu.“İlk” isimli albümü o yaşarken çıkmıştı; “Satılık” ise ölümünden sonra…Yavuz Çetin Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar etti. Tarih 15 Ağustos 2001 idi.“Depresyon”da mıydı sahiden? Bu hâlâ bir sır. Günümüzde, günümüzden 10 sene evvelde de olduğu gibi, psikoloji bir pamuk ipliğine bağlı. Hangi teşhis hangi sebebe dayandırılarak konuluyor anlamak çok güç. Çözümü ilaçlar olan, ama iyileşme garantisi olmayan yüzlerce hastalık ismi var bu bilimde. Belki de Yavuz Çetin’i kullandığı ilaçlar tetiklemişti.Son derece kötümser bir hava sezdiğimiz “Yaşamak İstemem Artık Aranızda” isimli parçası gibi parçaları yanında “Bul Beni” gibi aşk parçaları da yaratmıştı. Hakim olduğu bir enstrümanı ve kullanabildiği müthiş bir sesi vardı. Bazı kötü düşüncelerin pençesinde olmak intihar için yeterli olabilir; fakat yetenekleri sebebiyle çok daha güçlü olabilecek durumdaydı. Bu sebeple kocaman bir soru işareti hala duruyor hayranlarının kafasında.Uyuşturucu mu kullanıyordu, kız arkadaşı mı onu üzmüştü, eski karısı mı, şöhreti mi kaldıramamıştı, sahiden dünyaya-düzen güçlerine mi çok öfkeliydi? Yoksa efsane mi olmak istiyordu.“bana öğretilen her şeybana önerilen her şeybana dayatılan yaşantıişe yaramaz bir çöplük”“Yaşamak İstemem Artık Aranızda” isimli parçadan.Bu parça genel olarak isyan içeriyor. Yukarıdaki sözlerde de görüldüğü üzere şimdiye kadar hayatın ona sunduğu seçenekler, ya da insanların sundukları diyebiliriz, onun için hiç bir şey ifade etmiyor. Başka bir dünya hayal etmiş ama umduğunu bulamamış gibi. Herkes hayatı olduğu gibi kabul edebilme “olgunluğunu” gösteremiyor. Buna olgunluk demek zorundayız; ama aslında “kabul etmek” bir nevi tembellik. Yavuz ve onun gibiler bu tembelliği kabul edemeyenlerdendi.“Eski sevgilerinin arasındaLüks yalnızlığının ortasındaPencereden dışarı bakıp yağmuraBeni hiç düşünmezsin”“Hiç Düşünmezsin” isimli, hiç bir albümünde bulunmayan, bir parçadanUmursanmamak ya da değersizlik hissi. “Lüks yalnızlık” sıfatına dikkat buyurunuz. Yavuz Çetin “lüks” olan şeylere karşıydı belki ama yaşarken gayet pahalı bir otomobil kullanıyordu. Acaba kendisini kaptırmaktan ötürü suçluluk mu duymuştu? Her neyse burada “lüks” deyişi bambaşka bir ima barındırıyor. Başka birinin yalnızlığının lüks olması; sanırım değerli olmasından bahsediyor. Yalnız kalmak isteyen ve buna çok önem veren bir başkası var. Ne acı ki o kişi de kendisini düşünmemekte.“oyuncak dünyabu oyun çok güzel sen de oyna”“Oyuncak Dünya” isimli parçadanDünyayı bir oyuncak olarak görmek…Bu bile ölmek için küçücük bir isteği çok önemsemeden gerçekleştirebilme imkanlarını çoğaltıyor. Ciddiye almadığı bir oyuncaktı dünya Yavuz için. Ve daha fazla oynamak istemedi. Sanıyorum böyle kabul etmek bizler için en kolayı.kaynak: www.anatolianrock.comwww.wikipedia.com