Benim coşkulanmalarımı fazla bulmuş olmalı ki, ‘Sen küçüksün. Gün gelip her şeye kafayı takmaya değmeyeceğini anlayacaksın. Es geçeceksin. Yaşam başka türlü yaşanmaz.’ dedi.

'izlerveyansimalar.blogspot.com' adresinden alınmıştır.
‘izlerveyansimalar.blogspot.com’ adresinden alınmıştır.

Gayet sevdiğim biriydi, bu lafına sinir oldum, onun beni anlamadığını düşünmüştüm. ‘Sağ ol’ dedim sadece.Zaman geçti. Zaman kutsallardan biridir. Anlatır insana. Eğriyi yanlışı zaman, sessizce benimsetir. Öyle ki, nasıl olduğunu anlamazsın.Zaman geçti de ne oldu? Şimdi iki farklı davranan insan görüyorum neredeyse.Çok duygusaldım. Çok üzülürdüm. Çok melankolikmişim, çok. Çok ağlarmışım. Şimdiki derdimin onda birine beş sene önce şimdininkinin yüz katı üzülmüşümdür desem yeri, çünkü şimdi üzülmüyorum. Karşılaştırınca anlıyorum.Böyle bir durum yaşayınca çok çok üzülürüm sanmıştım oysa ki… Depresyona girerim, antidepresanlar kullanırım, doktorlara giderim, yaşam zor gelir; öyle olur sanmıştım…Etrafımda binbir derdi olan, ayrıca binbir dermanlı ya da dermanı çok zor hastalığı olan insan var. Görüyorum da, hayat devam ediyor. Allah’ın verdiği bedene de, ruha da haksızlık gereksiz üzülmek.Tamam, eşini, sevdiklerini Allah korusun kaybedersin ya da bir yakının bir derdi üzer. Ona üzülmelisin. Ona üzülmezsen o da bünyede sorun yaratır ama o üzüntüde yine yaşamı ve yaşamın devam ettiğini unutmadan…Şimdi bakıyorum şükürler olsun, imanımın kuvvetlendiğinden midir içimde acı yok, tasa yok, kahır, elem, melankoli hiç yok.Yıllar önce imanım şimdiki gibi değildi. Belki o zaman küçük konulara bile üzüldüğümde meleklerim başımı kaldırmama daha az yardım ediyorlardı. Ama şimdi öyle değil. Çok çok daha büyük mevzulara gülüp geçiyorum.Sonra baktım, ‘Bu ben miyim?’ dedim. Düşününce (sultanın) söylemek istediğini bilincim şimdi anlamış:Hayat devam ediyor. Ben üzülsem de üzülmesem de. Çok büyük dertler var. Bu ne? Boş ver. Sen üzülsen eline ne geçer? Böyle olması gerekiyormuş, böyle oldu.Dışarıda çiçekler açıyor, güzel insanlarla tanışıyorum; çok çok güzel insanlar da var. Yaşanılası kocaman bir hayat, içimde sevinç, Allahımı her gün hissetme mutluluğu her şeyden güzel.İçimde duyduğum iç huzurla başımı yastığa koyabiliyorum ya, bu çok önemli. Buna uğraştım kişisel olarak, bunu kaybetmemem önemliydi. Bugün ölsem, içim rahat mı? Tamam. Bundan büyük rahatlık yok.Bu dünyada başka yollarla ayakta kalmak kolay. Binbir yolu var. Ama ulvi olan, erdemli olan bu değil ki… Kirletmeden Tanrıma dönebileceksem şayet, geri kalan küçük mevzulardır.Şükürler olsun ki Allahıma; eğer hayatta bana bu öğretileri vermeseydi, bu anlayışta da olamazdım, bu bakış açısıyla bakamazdım.Ne büyük bir mekanizma ki, insana ne fırsatlar sunulmuş: Beden ruh dengesi sağlanmış, vicdan verilmiş, sezi verilmiş, hoşgörü duygusu verilmiş; bunların değerini bilmek lazım.Sıkıntıya bulaşmak da bir o kadar kolay ki… Bugün geçmesi çok zor hastalıklar hep, hep sıkıntıdan oluyor. Ne diye değerli varlığımı üzeyim.Beni Rabbim Gaia’ya yolladıysa öncelikle sadece bu yüzden değerliyim ve kendime gayet dikkat etmem gerekiyor. Kendimden sorumluyum. Yapmam gerekenler ve koca bir hayat var.Hiç melankolik şarkılar dinlemiyor, olumsuz konular konuşmuyor, konuşturtmuyorum. Evrensel bilinci hep olumluyla yüklemeye çalışıyorum. Çevreme hep benim gibi olumlu insanlar toplamaya çalışıyorum. Geleceğimi planlıyorum. Dua ediyorum, ibadet ediyorum, huzurumdan ödün vermiyorum. Bu önemli.Neyi anladım? Ben önemliyim. Neden? Ben olmazsam başkalarına yardım edecek bir ben de olmaz. O zaman ilk önce benim muhteşem olmam gerekiyor. Işık saçmalı, çiçek gibi olmalıyım. Olumlu ve güvenli.Hayat o kadar güzel ki… O arkadaşımın söylediğini şimdi anlıyorum. ‘Çok kısa bu hayat. Hiç de üzülecek kadar uzun değil.’Ne anam beni üzülmek için doğurdu ne de Yüce Rabbim bu nefesi üzüleyim diye üfledi ruhuma… Hayat mottom bu artık. Hayatın hakkını vermek.Vizyonumu gerçekleştirebilmem de, zaten sadece bu şekilde mümkün olur. Yapılacak işlerimiz var, yürümek lazım. Evrene yararlı olmak zamanı.