Hiç gülmez,Hiç sevmez,Hiç söz etmez,Hiç gün görmez,Hiç birşey istemezdi o adam…Gayri meskun hayatın mekan-ı viranesi,Metruk bir meskenin kiremit altı kesimi,Nefse dair sadece bir-iki güvercin sesi,Bu güzey hanede olmadı başka nedimi,Ortada; bir ayağı kırık, pürüzlü, ahşab masa,Etrafına dizili; iki minder, üç gazete yaprağı,Dahası; bir iskembe, bir çömlek, bir maşrapa,Ve de bir resim üzerinde mazinin toz toprağı,Yüzünde olan silinir resmin lakin resimdekinin,Yüzünden olanlara vebal harfiyat yığını yıllar,Meftunu belki hala laçin gözlü o mahbubenin,Üzerine çöken taş, toprak olsa da hatıralar,Masanın üstünde bir kalem ve birkaç müsvedde,Tir tir titriyor elleri, tırtıl masanın başına gelince,Yüreğinden akan isyanlarla, maviliklerin üstünde,Kaleminden kağıdına köprü kuruyor, bütün gece…
yorumlar
belki şiir güzel ama keşke türkce tercümesini de ekleseydin 16. yüzyıl diliyle yazılmış
Tercuman yollasak..
çok benimsedim.fazla heveskar bir dil kullansa da iyidir..Aferin kızıltoprak ( kadıköy de bir semtin adıdır..adın çağrştırıyor kusura bakma)
hoş…
YALNIZ…
Yalnızlık istemiyorum ki ben. Sadece benim huzur dediğimi yalnızlık biliyorsun sen (hayat)…