*Bu gün yalnızlığımı yıkadım göz yaşlarımla ,Biliyorum yetmedi hıçkırıklarım hala derinlerde saklı kaldı anılarım.Nedir içimizde ki hüsran;beklentilerin tortusu mu yada umudun yıkıntısı? Ne farkaderki işte adı hüsran, saklandıkça sobelendiğimiz,sinsi bir ebe saki sırıtan arsız …Yeterinden az mı ki duygularımız yada yeterin den fazla mı kurgularımız..? Neden yeterince sevemiyor anlaşılmıyor ki sol yanımız..? Kim bilir kaçkere daha natamam inşalarda yapıp yıkılacağız ,kim bilir kaç kere daha yok oluşlarda çabalayacağız… *Bu gün yalnızlığımı oyaladım Poll Yanna oyuncaklarımla,biliyorum yetmedi ğülüşlerim, hala ağlamaklı biraz gözlerimama susun sakın söylemeyin az biraz oyalansın, geçicide olsa bu gün bebekçeyim…Nasıl olsa mecburen büyüyecegim sadece bu günlük ebe benim…rahat bırakın çocukluğumu sobeleyeceğim ki yarın büyüdü dediğim benliğim rahatça gülerken,ağlasın düşlerim…çok geç kalmış gibi ama vaktinden erken umudumu bileyeceğim. *Bu gün yalnızlığımı sevdim gizlice usul dokunuşlarla,sarıldı anladı ağladı her dokunuşumda sessiz hiçkırıklarla bağırdı” neden” dedi cevap veremedim,neden sevemez sevilmez insan,nedenini neden bilmez dedi sessiz kaldım… gülümsedi yaşlı parlak gözleriyle,o da bana sarıldı. Üzülme sakın sevmeyi bilmek sadece yetersiz ;seveni bulmak zordur gönülden dedi kulağıma ”o da zaten sende saklı çıkar onu ortaya”… *Bu gün yalnızlığımı tekrar yıkadım gözyaşlarımla, temizlendi sakin sessiz masum bir sığıntı gibi ama gururlu, göz yumuşu sadece boyun eğiş değil yakarıştı sanki yarı sitemkar yarı destekkar.Yanındayım artık desteğin benim der gibi kıvrılıp sokulu verdi ne çare biz bizeyiz artık, bir kabulleniş mi bu yengiyi yoksa inkar ediş mi çaresizliği bilinmez…yalnızlığı basıp bağrıma yıkandık usulca gözyaşlarımızla…yalnızlığım ve ben artık kaldık baş başa…Meltemce:)