Dünya üzerinde baktığım, insan yapısı herşeyin, tasarlanmış olduğunu farkettiğimde fena halde büyülenmiştim. Bir kibrit kutusundan, kalorifer demirlerine kadar herşey ama herşey biri tarafından tasarlanmış da yapılmış, birisi o kalorifer demirinin şöyle değil de böyle olmasına karar vermiş ve bu işten para kazanmıştı.
Web, bilim adamlarının çalışmalarını paylaşmaları için kullanılmaktan çıkıp bir “medium” (media çoğul bir kelime) olalı beri, işin içine fena halde tasarım girdi. Üstelik büyük fedakarlıklarla yapılan bir tasarım söz konusu. Bir web sitesi tasarlarken boyutları ve renkleri sürekli değişen bir broşür tasarlıyor gibisiniz. Çünkü tasarladığınız web sitesi bir cep telefonundan bile izlenebilir olmak zorunda (Abartmıyorum. Yakında görürsünüz.) Bu yüzden Web tasarımcıları, bir iki yıldır HTML’nin imkanlarını çılgınlar gibi zorluyorlar. Bu iş, bir yandan da Divan Edebiyatı’na benziyor, çünkü uymanız gereken yüzlerce kural var. Web’de gördüğünüz ve “Vay, be!” dediğiniz sitelerin hepsi binbir tilkilikle bu kuralların etrafından dolaşılarak yapılmış. O kadar çok emek harcanmışki, bugün hiç bir web tasarımcısı, Web işlerinin kağıt işleri kadar kolay olmasını istemez. Adam aylarını verip HTML’ye takla attıracak duruma gelmiş, binbir numara bulmuş, sayfaları her browser’da aynı gözüksün diye günlerce uğraşmış, sonra da grafik yeteneği yüksek biri, alacak eline FrontPage 2003’ü ya da Net Objects Fusion’u canının istediği nesneyi canının istediği yere koyarak dillere destan bir sayfa yapacak. Var mı öyle yağma?…
Bu yüzden bazı sayfaların altında gururla eklenmiş “Notepad’le yapılmıştır” ibaresini görüyoruz. Tasarımcı, “Ben bu güzel şeyi o kız işi programlarla değil, inci gibi HTML yazarak yaptım.” demeye çalışıyor. İşin acıklı tarafı Web tasarımı artık “tut, bırak, oraya yerleştir” kıvamına da gelmek üzere. Yeni HTML standardı, CSS, Dinamik HTML, NGLayout gibi teknikler 5.0 browser’lara eklenmeye başlandı bile. WYSIWYG (What you see is what you get / “Ne yapıyorsan herkes onu görür” gibi birşey) HTML editörleri de geliştikçe gelişiyor. Ve sıkı Web tasarımcıları bu gelişmeleri tırnaklarını yiyerek izliyorlar. Çünkü yıllarını verdikleri yeteneklere neredeyse ihtiyaç kalmayacak. Herşey bilgisayarlar yayımcılık sektörüne el attığında, sayfa dizme mesleğinin makas ve yapıştırıcıyla çalışanlardan, Macintosh operatörlerine devrolması gibi olacak. Web tasarımcıları da bayrağı, normal grafikerlere teslim edecekler.
Yine de tecrübe ve birikim değerli bir vasıf. Kendisini HTML’nin iç organlarını öğrenmeye vermiş bir insan, fokusunu rahatlıkla değiştirebilir. Ayrıca, “Elinizde bir çekiç olması sizi marangoz yapmaz. Ama elinizde bir çivi makinası olması da marangozluktan çıkarmaz.” demiş, web tasarımcısı Sam Stevens.
yorumlar
AutoCad ilk çıktığında bir çok mimarın tepkisini çekmişti. “Biz el emeği, göz nuru döküyoruz, şimdi eline bir bilgisayar geçiren mimarlık taslar…” diye.
Hiç de öyle olmadı. AutoCad sadece işin yapım ve geliştirme sürecini kısalttı. Çünkü mimarlık, eline bir mimarlık makinesi ya da programı alarak yapabileceğin bir iş değil. Eğitim gerektiriyor, tecrübe gerektiriyor ve en önemlisi yetenek gerektiriyor.
Web tasarımcılığı da öyle… Ben de amatörce web tasarımı ile uğraşıyorum ve senin sözünü ettiğin WYSIWYG programlardan kullanıyorum. Benim tasarımlarım görsel olarak belki bir şeyler içerebilir ama içerik ve işlev hakgetire… Senin şu “Hafif.org’un altyapısını PHP-Firstpost diye bir script’i tanınmayacak hale getirene kadar değiştirerek ürettim.” dediğin işi ben yapabilir miyim? Samimiyetle söyleyeyim; hayır! Bu, senin işin. Ancak zamanını bu işe senin kadar vermiş, kendini eğitmiş, kafa patlatmış başka biri yapabilir. Bu da bugün için muhteşem bir HTML, PSP vs. bilgisi gerektirir. Yarın belki HTML bilgisi artık gerekmeyecektir (gidinin DOS’u gibi) ama bu defa XZML gerekecektir ki, sen zaten en gelişmiş WYSIWYG programını yemiş, XZML’yi içiyor olacaksın.
Endişene ve isyanına katılıyorum, seni haklı buluyorum ama gelişmenin önü kesilemez. Bunların hepsi olacak. Önemli olan yarışa nereden başladığın.
Yazının son paragrafı benim bütün söylediklerimi özetliyor zaten.
Moralin bozuk hissedersen son paragrafını oku:)
Kolay gelsin, başarılar…
bu aslında orada yazan tarihten de eski bi yazı,.. taa 99’da gazetedeyken yazmıştım.. şimdi bu konuda ne düşünüyorum emin değilim.. biraz düşüneyim..
Ben WYSIWYG programlarina bayiliyorum. bence bu programlar siradan bilgisayar kullanicisina daha fazla islevsellik kazandiriyo. yakinda MS word`u kullanmayi biliyosaniz, muthis bilgisayar programcilarinin yaptigi isleri WYSIWYG proramlari sayesinde yapabileceksiniz. aslinda simdide yapabiliyosunuz yaa. ee butun bunlar teknolojinin, icerigin yapabilirligin artmasini sagliyor. Ne kotulugu var? ´
tabi on dakikalik egitim sonrasinda bi program ogrenip tasarimi ,islevselligi hice sayip basit seyler ortaya cikarilmasi disinda. karsiliginda kaliteli ve faydali eserlerin sayisinda da buyuk bir artis saglanmis oluyor.