Araştırmacıların başvurmak zorunda kaldıkları pek çok veri kaynağı vardır. Bunlardan bazıları insan ve hayvan davranışları, anatomisi ve bitki gibi canlı objeler bazıları da rapor (belge), vb. fiziksel nesnelerin oluşturduğu cansız varlıklardır. En çok başvurulanları gruplayarak, veri kaynaklarını üçe ayırmak olanaklıdır. Bunlar:1. İnsanlar2. Belgeler3. Canlı ve cansız öteki varlık ve kalıntılardırAraştırmacı, çoğu kez, istediği verileri elde edebilmek için, kişilere başvurmak zorunda kalır. Varolan bilgi ve deneyimlerin, yalnızca (ve belki de çok küçük) bir bölümü yazılmıştır. Birçok kişi, günlük yaşantısında, araştırma konusuna ilişkin önemli görüşler geliştirmekte, çözümler için ipuçları yakalamakta, çözülmesi gereken sorunları açık seçik görebilmektedir. Özellikle, açıklayıcı türden çalışmalarla, problemin daha iyi anlaşılması, uygun hipotezlerin geliştirilmesi ve araştırma öncelik ve yaklaşımlarının saptanmasında, kaynak kişilere başvurmak son derece yararlıdır.Veri kaynağı olarak kullanılacak kişilerin seçimi çok önemlidir. Aranan bilgiye ya da deneyime sahip olmayanlara başvurmak zaman ve enerji kaybı yanında, farkına varılmadığında, yanlış yorumlara da neden olabilir. Ayrıca, aranan veriye sahip olsa bile, kişilerin, bunu doğruca ifade etmeleri, edebilmeleri, istenenleri vermeleri de, otomatik bir süreç olmayıp, uygun koşulların hazırlanmasını gerektirir.Bilgi birikiminin en emin yolu belgelerin kullanılması ile bulunmuştur. Belgeler, geçmişin aynasıdır. Araştırmacıların aradığı yazılı ve basılı belgelerden çoğu, kamu ya da özel kişi ve kuruluşlara ait olan kitaplık ve belgeliklerde bulunur. Hemen her araştırmacının, bu kaynakları tanıması ve bunlardan yararlanabilmesi zorunluluğu vardır. Bu tür kaynakların da onları hazırlayan insanların amaç ve yeterlilikleri ile sınırlı olacağı unutulmamalıdır.Bu iki kaynak türü dışında kalan canlı ve cansız öteki tüm nesneler de önemli veri kaynaklarındandır. Bunlar doğa bilimlerinde, öteki bazı alanlarda, araştırmacının, başvurabileceği tek veri kaynakları olabilmektedir. Bu kaynaklarda, veriler en yalın biçimde bulunurlar; duygusal yön ya hiç yoktur ya da en zararsız düzeydedir. Bu nedenlerle, daha nesnel olunabilir.Araştırılan konuya olan fiziki yakınlıklarına göre de, veri kaynakları, birincil (orjinal) ve ikincil (orjinal olmayan) olmak üzere, iki grupta toplanır. Bunlardan, birincil veri kaynakları, araştırılan konuya, fiziki olarak, en yakın olan veri kaynaklarıdır. Araştırmacının, çalışması için ihtiyaç duyduğu özgün verileri değişik araçlar (anket, mülakat, gözlem) kullanarak kendisinin toplaması ile oluşan verilere birincil veriler denmektedir.İkincil veri kaynakları ise, birincil veri kaynaklarındaki bilgilerden yararlanarak oluşturulmuş kaynaklardır. Bir olayı yaşamış birinden duyduklarını anlatan bir kimse, çeşitli araştırma raporlarından yararlanarak derlenen bir ders kitabı, ikincil veri kaynaklarıdır.Araştırmada, genel kural, birincil veri kaynaklarını kullanmaktır. Ancak, birincil veri kaynaklarını bulmak, har zaman pratik olmayabilir ve hatta bazen olanaksızdır da. Bu gibi durumlarda, ideale en yakın olan ikincil veri kaynaklarını bulmak ve bunlarla yetinmek zorunluluğu vardır. Birincil veri kaynaklarını ararken, önce ikincil veri kaynaklarına örneğin, bir ders kitabına başvurmak birincil veri kaynaklarının bulunmasını kolaylaştırabilir. Bu durum, özellikle, literatür incelemelerinde önemlidir. Araştırmacı, birincil veri kaynaklarını bulamayıp, ikincil veri kaynaklarını kullanmak zorunda kalınca, elde ettiği verilerin doğruluğunu başka kaynaklardan da denetlemelidir. Aksi halde, araştırmacı, kendisini, bir tek ikincil veri kaynağına teslim etmiş sayılır. Bu tür kaynakların, her zaman doğru bilgilere sahip olmadıkları gerçeği karşısında göze alınan risk’in büyüklüğü açıktır. Araştırmacı, değişik teknikler kullanarak, bu kaynaklardan istediği verileri toplamaya çalışır.