Orta sutunu işgal etmeyeyim diye buraya yazıyorum.

Son iki haftadır 2. kez başıma geliyor. Şirketi arıyorlar, sekreteri reddedilemeyecek makam isimleriyle kolaylıkla aşıp şirket yetkilisine ulaşıyorlar. İlk arayan Defterdarlıktan bir müfettişti(?). Yeni emekli olan arkadaşları için bir gece düzenlediklerini ve bunun Defterdarlıkta bir adet olduğunu, tok, iş bilir, tecrübeli bir dille anlattı. Yemekten önce yeni vergi mevzuatıyla ilgili 2 saatlik de bir seminer verileceğini kendi kartını da davetiyeyle göndereceğini, bundan sonra da her türlü danışma, problemlerimizde kendini arayabileceğimizi söyledi. Maliye işleri hiç kafamı yorma gereği duymadığım işler olduğu için “olabilir” belki de böyle bir adet vardır diye düşündüm ve muhasebe servisine yönlerdirdim konuyu. Muhasebe servisi 2 saatlik semineri ilginç bulduğu, gerekçesiyle 4 kişilik beheri 60 milyon tutarında ki davetiyeyi kabul ettiğini söyledi sonra bana. “Aman bana ne” deyip, işime döndüm. Benim olmadığım bir saatte gelmişler davetiyeler için, muhasebe müdürü, davetiyelerin bir şirketten faturalandığını, gelen adamların tavrını filan görünce işkillenip almamıştı davetiyeleri. Konu kapandı ben de yoğunluktan unuttum.

Bugün, sekreter “Ağır Ceza Hakimi Ahmet Bilmemne” arıyor tanırmışsınız dedi. Böyle durumlarda hızla kafanızı çalıştırıyor tanımadığınıza emin olduğunuz halde ayıp olmasın diyerek ya da merakla bağlatıyorsunuz telefonu. Ve evet karşımda ki adam bu kez Emekli Ağır ceza hakimiydi(?) ve gece düzenliyorlardı. Hukuk Haberleri Gazetesine üye olmamızı, emekli ağır cezacılar için bir gece düzenlediklerini bize kartıyla beraber bir kaçdavetiye yollayacağını ve işimiz düşerse her zaman beklediğini anlattı. Artık tecrübeliydim. Çok sevindiğimi bana mümkünse 4 kişilik güzel bir masa rezerve etmelerini rica edip, aslında acil bir ağır cezalık durumumun olduğunu ve mümkünse hemen yanlarına gidip danışmak istediğimi, adreslerini alıp alamayacağımı, peşpeşe sıraladım. Kekelemeye başladı aslında davetiyeleri isteyip işin iyice peşine düşebilirdim ama işim bu değil…

Velhasıl, telefondan sonra gülerek makamlardan böylesine çekinen bir ülkede ve iş yaptırmaların tanış çıkmalarla kolaylaştığı, sağlama alındığı bir ortamda yine güzel bir dolandırıcılık tezgahının kurulmuş olduğunu düşündüm.

O makamlarda yıllarca dürüstçe işlerini yapmış emeklilerin adını kirleterek tezgah açmak vicdanını sorgulamaya başladığımda, kara bulutlar çökünce yine üstüme… bu yazıyı yazayım hiç olmazsa dedim, gülüp geçmek yerine.

Gazeteler burayı gerçi takip edip haber zaten alıyorlar buradan ama bu günlükte erir gider kaygım da var. Ben iyi bir vatandaş olarak bunu bir iki işin peşine düşecek gazeteciye de yollayayım bari…