Unutmak öyle kolay bir şey değil belki başarılabilecek bir eylem.Unutmak hafızanda hiç olmaması ya da hafızanda olmasına rağmen her anında olmaması (hatırında olmaması)dır.Bunu bir nevi lades oyununa benzetirim.Unutmak istediğiniz kişi aklımda diye tuttuğunuz şeydir , zaman ve hayat ise rakibiniz. Hayat ladeslediği zaman üzülürüz bunun nedeni;bize hatırlatmış olması mıdır bir şeyleri?ya da kendimizce kurduğumuz ‘unutamam’ tuzağına bir anlık yenilmemizden midir?şiirHayatımızı hatırlamak üstüne kurarız, yaşlılığın kaçınılmaz olduğu gerçeği üzerine bilinçaltımızın karşı koyamadığı bir tepkisi diye düşünürüm bunun nedenini.Hafızamızı neyin kuvvetlendirdiğini: besinleri, yöntemleri vs araştırırız. Hafızayı geliştirebilmek için hafıza eğitim seti alanlarımız vardır, seminerlere katılanlar vardır, her şey hatırlamaya (unutmanın çoğu zaman karşılığı olan şeye)yönelik yaklaşımlar sergileriz. Hafızaya dair bulunan yazıları da dikkatle ve merakla irdeleriz.
Hatırlamak: anımsamak; anımsamaksa bilinip unutulan bir şeyi akla getirmek.(tdk)Hatırında olması ise unutamamaktır zaten aklında olmasıdır.Yani ara sıra hatırlıyorsan ‘unutmuşsun demek’ denilebilir.Hatırlamak çağrışımlardır. Çağrışımlar köprülerdir.Unutmak köprülerin azalmasıdır bağların zayıflamasıdır, nihai olarak kopmasıdır.
Bir ilişkinin ancak karşılıklı bir çaba ile çözüme ulaşabileceği gerçeğini kabul edip özümsemişsen, yapacak hiçbir şeyin de kalmadıysa çözümsüz olduğunu bilmek adımlarından biridir unutmanın.Hatırında olması ile hatırlamak arasındaki fark ne onu fark etmeli, hatırlamak ne onu bilmelibunları bilen kişi bir adım daha ilerlemiş demektir. Şunu kabul etmişsin demektir; hatırından çıkartma işlemi onu silmek değil yerini bulamamaktır. Ancak arayınca yani hatırlayınca bulabiliyorsan yine de başarılısındır.Hatırlamıyorsan yerini, çabalaşanda bulamıyorsan, eğer ki zamanla hatırlanması daha güzel şeyler bulabiliyorsan olur ki zaman hatırlatmak ister onun ağırlığını hafifletebilirsin. Harita ne kadar silinmişse unutmuşundur. Haritanın elinde olması demek unutmadın demek değildir.Bu yazıda unutmakla hatırlamanın ilişkisi bir nebze incelenmeye çalışılmıştır.
yorumlar
Hayatta hiçbirşeyi unutmam, hiçbir lades i kaybetmedim, sürekli yediğim tek şey, Çikolata..
İnanıyorum ki, bir insan için değerli olmayan herşey unutulabilir..-Hani bu gün beni arayacaktın, akşam sinemaya gidecektik..- Tatlım, öyle yoğundum ki unutmuşum..
eşimin ilk tanıştıgımızda ne giydigini bile hatırlarım eski şeyleri çok hatırlarım ama baz en yanımdam geçen birini tanıdıgımı ama kim oldugunu unutuyorum
bize hatırlatmış olması mıdır bir şeyleri? ya da (bir şeyleri) kendimizce kurduğumuz ‘unutamam’ tuzağına bir anlık yenilmemizden midir? parantez içindeki bir şeyleri fazla olmuş …linke şiir vermiştim, reklamın hemen üstünde kalmış umarım fark edilmiştir.
Yeni Yüzyıl, çocukluğumda sahiplendiğim gazetem, battı gitti…Piramit fenerbahçe, yıkıldı gitti…İstanbul, kültür başkenti, anılarım-ız?Şehir de bellektir.Hatta bilinmeyen numaralar bile karışmış vaziyette yok 18 yok 80?Deprem bilincimiz? 11 yıl geçti…Cumhuriyet bilincimiz, 87 yıl geçti…Birde hafıza aidiyet ilişkisi vardır ki, insan güzele karşı hisseder ve ait olduğunu güzelleştirmek, bundan verdim istanbul örneğini, hani herkes sorar memleketini?Düşünün hiçbir şeyin değişmediği bir adadasınız yada hızla değişen bir metropolde, birinde zaman durur diğerinde hızla akar, yani fark vardır yada yoktur, fark iyi ve gelişkin ise ne ala… Hafızamız nasıl etkilenir peki buradan?Saygılarımla, çocuk wassago2000!
haikkaten bir nebze incelenmiş yazıda sözü geçen konular, syn çocuk wasago2000’de bir nebze yorum yapmış, ama çuk oturtmuş konuyu verdiği üç beş örnekle bile tam açıklamış. çok mersi çocuk wassago.
@wassago2000 kişinin karakteri ve şehirin karakteri birbini etkiler, istanbul için kaos ve dinamizm iç içedir biraz da neresinden baktığına bağlıdır..sahiplenme ve hafıza arasındaki ilişki kişinin sahiplendiği şeylere sadakat anlayışına göre değişir.bu bazen bir saplantı bazen bağlılık diye adlandırılır.kişinin karakteriyle alakalı kesinlikle.bana göre insan güzel gelen şeyleri asla kaybetmek istemez..kaybetmişse madem o yok yerine konulacak bir şey ister.ada ve metropol örneği ise kişinin ne kadar değişimi sevdiğine bağlı olarak hafızanın etkileşimi değişir.kimine göre sadece sıradanlık güvenlidir kimine göre ise sıradanlık ölümdür..bunu özetle böyle söyleyebilirim.
tabi ki kaybetmek istemeyiz ve yerine yenisini koyamayacaklarınız da olacaktır, ama öyle anlar vardır ki isteseniz de istemeseniz de olacak olacaktır anları.Hayattaki biricikleriniz vardır, sizi unutmayı bilmeyenlerden eyleyen. mümkün mü unutmak? mümkün değil.Sonuça geleyim esas özete, UNUTMAK sadece bir yanılsamadır, hatırlamak fiilinin gölgesinde açmaktır. çok mersi.
tabi ki öyle hayat kazançtan ibaret değildir kayıplardan da beslenir ya da ister istemez zehirlenir.bana göre kişi gerçekten değerli olduğuna inandığı bir şeyi kendi yorumlama sistemine göre unutulmaz kılar.demeye çalıştığım şey şu herkesin birilerinden sakladığı asla kimseye göstermeyeceği ya da onun değerini anlatmak istese de anlatamayacağı unutulmazları biricikleri olacaktır.benim burada incelediğim unutmak istediğin şeyler de vardır onları ne yaparsa yapsın unutamayan kişilerin durumun o kadar da vahim olmadığı yanlarını göstermeye çalışmak..ayrıca unutmak sadece bir yanılsamadır diyorsun o sadece senin biricik diye nitelendirdiğin şeylerle alakalı bence..bu durumun aksine hayatın genelinde hatırlamak sadece bir yanılsamadır, o an kafanda şekillenir ,görüntü yeniden gelir gözünün önünden geçer.çoğu zaman duygulardaki karmaşıklığın sebepleri o yanılsamanın kuvvetiyle orantılı değişkenlik gösterir.
hatırlamakta yanılsamadır haklısın, zaten bana göre hayattın ta kendisi yanılsamadır.velhasıl, ben bu yanılsama sözcüğünü de çok severim.
Hatırlamanın ilacı var da, unutmak için neden insanlar psikologluk oluyorlar..
geçen ay evlilik yıldönümümü bu ay babamın doğumgününü unuttum. o derece lakayt bi insanım. pisim adiyim akabinde.bi de herşey unutlur yav. bi hastam bi sabah geldi oğlum öldü dedi. nasıl yani dedik. bi hafta oldu sabah bakkala gittim eve geldim çayı demledim oğlanı uyandırmaya gittim baktım uyanmıyor dedi. 21 yaşında kalp krizi geçirip ölmüş bebecik. annesi bir hafta sonra geldiğinde konuşurken ağlamıyordu. bir ay sonra lafını bile etmez oldu. insan savunmasının temel taşıdır unutmak. unutmazsan delirirsin.
manson, deldi geçti.her şey unutuluyor. hayat sıradanlığına dönüyor.
insan tabiatında akıllıktan ziyade delilik vardır. -francis bacon
Hafıza, arkadaşlar, jenarasyondur.Üstelik kontrol genişletmek veya daraltmak(unutmak) nezdinde değil, empati ile kaçınılmaz olarak şekillenir.Modern insanın hafızası ile Aborjin hafızası arasında çalışma, genişlik ve duygulanım objeleri(stiletto ayakkabı) gibi farklar gözetlenir. Örn, ingilterede sokak isimlerini ve haritayı sınav-ezber izleyen taxi driver beyni bayağı değişiyor. Bu şekillendiriyor biraz.Artı(+) dönüşürsünüz fiziksel, baka baka benzer misali. Bakın kültür birey ifade ilişkisi, mimik ve nicesi…Daha fazlası hatır dışı (duygulanım) ki gündelik hayat bize hatırlanan-unutulan ekseriye yaşanan dilim kalsın… Peki rüya?Benlik değişmiyor ise benim neden değer yargılarım reel hayatımdan farklılıklar gösteriyor?Nedir değişen? Hafıza?Thats control, artificial intelligent, benlik, ego…
bacon, jenarasyonu oluşturan asıl etmene, insan dehasına malesef habersiz girişmiş.İnsanların deha olmaları kendi dehalarını açıklama fırsatı vermez her zaman insana ki bu gerçekten çıldırtıcı olabilir.Yartıcılık ekseriye çizgifilm-duchamp tarihsel özdeşliği ile birlikte, anime-tekstil çizim über kadın bedeni ölçü olarak yaklaşırsak batı-doğu-kuzey değil kültüre nesnel ve doğası gereği genişleyen sentezleyen ve kesinlikle yayılan bir medeniyet baskısı olarak ele alabilirsiniz. Pek çok ekleme ve insanın yaratıcılığını gösterdiği alan ile genel şekillenen ve idealleri, estetik, etik hep hafızaya dayalı empozasyonlardır.Önemli olan randomizasyon… Düşünmek ve yaratıcılığı özellikle uç örneklerini gerçekten mükemmel saçmalamak olarak nitelendirebiliriz ki gerçekten çoklu bilişsel yapı karşımıza çıkıyor.Örneğin yeni keşfettiğim, görsel algı aidiyet(göz kapayabilme-seçenek-özgürlük) ve işitsel algı (kaçış yok) rahatsızlık-konsantrasyon kütüphane yahut istenen(özgürlük) sese-müziğe tabi kalınması. Şartlar gereği walkman kuşağı ve ekstazi:)Klasik müzik ve aynı ruhsal genişleme ancak kültür burada resmen ciddi ve birbirinden bağımsız seyreden öğeleri ihtiyaç dahilinde buluşturuyor.İşitmenin hafıza ve konu ile alakası bir bomba.İnsan uyurken kısaca rüyada (rem) iken duyduğu normal timeline saat-radyo sesini ciddi bir timeline atlayarak modellemesi ve dahil etmesi… İnsan beyninin anormal bir activite göstermesi pek tabi bizi hiper aktif yaptı.Hafıza kısaca farklı frekanslarda ayrı ve eş zamanlı tutuluyor. Düşünceleriniz ve keza en garip sorularınız neden bu sayfanın gri backraundu var gibi dikkat dışı dönüyor nihayetinde diğerleri ile buluşup duygulanımları oluşturuyor.Nerede ise zaman demek hani…HerakleitosZaman taşları bir ileri bir geri oynayan çocuktur.Krallık çocuğundur.Bütün bu yazımdan sonra herakleitosa saygılarımı sunuyorum. Sanırım bu adamlar modern psikolojinin ilerisindeler…
@wassago2000 hafızayı çok güzel incelemişin arkadaşım burası benim için can alıcı noktası
empatik duygular ise ancak kaynağın nereden geldiğini bilebildiğimiz ve tahmin edebildiğimiz şeylerle önem sırasına giriyor yani süzgeç kullandıkça empatik şeyleri yenebiliyoruz,bu da belleğin hangi bölümünde (ara bellekte ya da kalıcı bellekte ) yer alıp almayacağını belirleyen bir şey değil mi? ve daha kontrollü bir bireyi oluşturmuyor mu?evet yine bir döngü var burada…bilemiyorum belki de demek istediğimi net olarak aktaramadım.yazıda kendimde ve yaptığım gözlemlerde farkettiğim bir şeyin etkisini nasıl azaltabiliriz dile getirmeye çalıştım; o da kelimelerin bizimle oynadığı oyunu sergilemek, zamanla bu oyunun üstesinden nasıl gelinebilir,yani hatırlamak ve unutmanın muğlaklığını gidermekti.örneğin, hatırlamak ve unutmak üzerine olan şarkılar: toplum hafızasında bunun nasıl karmaşık ve çelişik olduğunu, kelimelerin nasıl çarpık bir şekilde kullanıldığını ,net bir biçimde göstermekte.
@wassago memento’dan alıntı bu dikkatini çekebilir hafıza üzerine bir diyalog;-Lenny, bir adamın hayatını küçüknotlarına ve resimlerine emanet edemezsin.- Neden olmasın?- Çünkü notların güvenilir olmayabilir.- Hafıza güvenilir değildir.- Yapma lütfen.-Hayır, gerçekten. Hafıza mükemmeldeğildir. İyi bile değildir. Polise sor.-Görgü tanıklarının ifadeleri güvenilir değildir.Polisler bir katili, oturup birşeyler hatırlayarak yakalamazlar.Gerçekleri toplayıp, bundan sonuçlar çıkarırlar.Söylediğim şey bu değil.Gerçeklerden, hatıralardan değil.Soruşturma böyle yapılır.-Biliyorum,eskiden ben de yapıyordum.-Hafıza bir odanın şeklini,bir arabanın rengini değiştirebilir.Ve hatıralar çarpıtılabilir.Onlar birer yorumdur, kayıt değil.Gerçekler varken onlar önemsizdir.
en rezaletide insanın kızarkadaşını minibüste unutması, haliyle terkedildim tabi…
Unutursun.
off usta ne yaptın sen ya :))
Yeterince sevilmeyen insanlara verilen sözler unutulur..
unutamazsın
linki düzelltim unutamazsın🙂
geçen gün ocağa çaydanlığı koyup bilgisayarın başına geçtim, yazılara falan dalmışım bir yanık kokusu geliyor burnuma, yandı gitti güzelim çaydanlık…ama artık çözümünü buldum, ocakta çay kaynarken bilgisayar başına oturuyorsam monütörün yanına 45 numara terlik koyuyorum. Haliyle bu saçma durum sana her şeyi hatırlatıyor.
Ben hayatım da böyle zeki bir insan görmedim..Sürekli kitap isteyen birileri olur çevremde, evde alıp çantama koymaya üşenirim sonra da çıkar gider aklımdan..Anladım ki, sevmediğim insanlara böyle davranırmışım hep..
_
dile kolay
unutmak kolay demiştin.
iyi bir yerden ekleyin şarkıları, çıkmıyorlar..
_
hangi link pibek
fizy ler..
benimki açılıyor valla, şu an dinliyorum ki.
pbk bende de açılıyor ama bundan sonrakiler buyur buradanbunu Unutma,hatırla Ama
Anımsamak bir tür buluşmadır Unutmak ise bir tür özgürlük..-Halil Cibran