(Bir akıl yürütme denemesi)

Aslında böyle bir soruyu yöneltmeden önce, bir üst kategoride yer alan “ufolar var mı?” sorusunu kendimize sormamız daha yerinde olacaktır. İngilizce “undefined flying objects” kelimelerinin baş harflerinden türetilen ufo dediğimiz olgu, gerek söyleniş bakımından bize sağladığı teleffuz kolaylığı, gerekse bilimkurgu filmlerinde, ilgili haber programlarında, gazete haberlerinde bu şekilde kamuoyu ile paylaşıldığı için, herkes tarafından benimsenmiş ve kullanılır olmuştur.“Tanımlanamayan uçan obje” olarak Türkçeleştirebileceğimiz ufo kavramı, anlam itibari ile “tanımlanamayan” ibaresi içermesinden dolayı müthiş bir esneklik kazanarak hiçbir meşruiyet sorunu yaşamadan varlığını isbat etmektedir.Evet, ufolar vardır! Zira dünya üzerinde uçan “herşeyi”, “her an” tanımlama imkanımız bulunmamaktadır.
Buradan hareketle elbette bir alt kademeye inerek “tanımlanamayan” sözcüğünün de altını deşmek gerekmektedir. Şöyleki; burada “tanımlamakla” mükellef merci nedir? Kim olmalıdır? Eğer bilimsel, elle tutulur gerçeklere dayanan bir cevap arıyorsak, elbette tanımlamayı gerçekleştirecek kurumlar, özel/tüzel bilimsel kuruluşlar olmalıdır cevabını vermeliyiz(Tübitak, Nasa, ESA, vb.). Ancak pratik hayattaki uygulamalara bakılacak olursa, tanımlama veya tanımlayamama eylemi, genellikle bilimle alakalı olmayan sıradan insanların bireysel şahitlikleri, bu tip kişilerin başlarından geçtiklerini iddia ettikleri olaylar, bu kişilerin çekmiş oldukları fotoğraf/video vb. materyaller kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Tanımlanamayan denildiğinde, misal; “Yeni Gine’de daha önceden tanımlanmamış yepyeni bir tür bulundu” cümlesinde olduğu gibi yöntemi, sınırları belirli akademik bir anlam çıkartılmamalıdır. Bahsi geçen kişilerin, karşılaştıkları anda, anlam veremedikleri, anlayamadıkları havada görülen ışıklar, şekiller, cisimler vb. olduğu düşünülmeli, profesyonel bir astronom, fizikçi, vb.’nin orada onlara eşlik etmesi durumunda, bir ihtimal olayı açıklığa kavuşturarak tanımlama işlemini gerçekleştirebileceği dikkatten kaçmamalıdır.İnsanlar neden havada tanımlayamadıkları şekiller görürler? Cevabının izini süreceğimiz bir sonraki soru bu olmalı sanırım.Bunun iki ana nedeni olduğunu söyleyebiliriz? Bunları da fiziksel ve metafiziksel gerçekler olarak sınıflandıralım. Metafiziksel olaylar, yüzyıllardan beri söylenegelmiş,melek, şeytan, cin, peri vb. gözle görülmez yaratıkların nadiren görünür oldukları ve ortaya çıktıklarında da UFO olarak adlandırıldıkları tezine dayanmaktadır, . Fiziksel gerçekler metafizik olanları kapsamadığından ve metafizik olguların, bilimsellikten ziyade, inançla alakalandırılmalarından ötürü bu kategoriyi geçerek asıl kulvara, fiziksel/bilimsel gerçekliklere gelelim. İnsan neden gökyüzünde tanımlayamadığı şekiller görür? Sorunun muhtemel yanıtlarını listeleyecek olursak şu sonuçlara ulaşabiliriz;O ışıklar;* gerçekten elle tutulur uzay gemileridir. İçerilerinde badem gözlü, kılsız tüysüz keltoş uzaylılar bulunmakta ve bizi dinmez bir merakla onlarca senedir röntlemekte, her salaklığımızda “şu insanlar da ne garip yaratıklar” deyip muhohohohaaa diye kozmik alemlerde erol taş kahkahaları savurmaktadırlar.* astronomik cisimlerdir (ay, gezegen, yıldız. (her gece bir yıldız öncekinden 4 dakika erken doğar dolayısı ile erken batar, gökyüzü sürekli bir değişim içerisindedir, kaldı ki gezegenler gökadalardan bağımsız olarak gökyüzünde bir seyir izlerler, dolayısı ile her akşam yerleri değişmektedir, bir ay önce dikkati çekmeyen bir bölgede, bir ay sonra parlak bir gök cismi belirebilir ve ertesi gün de yok olabilir) ).Bir Amerikan başkanı olan Jimmy Carter dahi ufo gördüğünü iddia etmiş, daha sonra gördüğünün Venüs olduğu anlaşılmıştır (Aslında mevcut başkan George Bush’un akıldan ziyadesi ile uzak davranış ve konuşmaları göz önünde alındığında, UFO’lara inanmanın sınırları konusunda bir Amerikan başkanının yanılgısı matah bir örnek olmayabilir, bu hususta affınıza sığınıyorum)* meteorolojik cisimlerdir (bulut, meteoroloji balonu, rüzgar tarafından sürüklenen herhangi bir şey)* insan yapımı cisimlerdir (suni uydular, uçaklar, daha önce varlıkları bilinmeyen askeri ulaşım araçları)

* kişinin/kişilerin gördükleri halüsinasyonlar, mental bozukluklar nedeni ile olmamış olayları olmuş gibi zannetmeleri.* ışık oyunlarıdır (kuzey ışıkları, evden dışarıya baktığınız sırada, cama yansıyan ışık, vb.)

* herhangi bir optik cihaz kullanılarak gözlem yapılıyorsa, gözlem hataları (cihazla zum yapıldığında görüntü en ufak titreşime dahi aşırı hassas hale gelir ve birden görüş alanından kaybolarak hızla hareket ediyor izlenimi uyandırır, çoğu video görüntüsünü aşırı zum yapılmış edavat‘la izliyor olmamız bundan dolayıdır).* ufo şarlatanları (bunlar bizzat sahte görüntüler üreterek insanları etkilemeye çalışırlar)Bu adamın şu linkte verdiği çizimlerin hepsi, mutfak lambasını çektiği resimden kendisi tarafından uydurulmuştur.

Veya şöyle görüntüler kullanılabilir;Tüm bu maddeler sonucunda, elde edilen ufo ile ilgili materyalin %95’inin açıklamasının (sahtekarlık, optik yanılgılar sonucu oluşan görüntüler, vb.) getirildiğini belirtmek istiyorum.elbette kalan %5’in, ufoların uzaylı olup olmadığı konusunda bize yine net %100 bizleri ikna eden bir bilgi verememektedir. Günümüzde dijital fotoğrafçılık imkanlarının geldiği noktalar göz önüne alındığında, gelecekte de ufoları kullanarak dikkat çekmek isteyen bir çok insanın olacağı aşikardır.İçerdikleri bilinmezlik nedeni ile ufolar, haklarında tartışılması en kolay konulardan birisi. Ufolar uzaylıdır demekle ufolar uzaylı değildir demek arasında bir fark bulunmamaktadır. Sonuç olarak iki önermede deneysel olarak sınanamaz iki tezdir. Ufolar uzaylıdır diye iddia eden her kalem aksi belirtilmeden, ancak ve ancak sadece ufoların uzaylı olduklarına dair sözde delillerini sıralar birbiri ardına. Onca olaylar dizinini topladığınızda, bir de bakmışsınız elinizde kocaman bir de kitap olmuş (piyasada örneğini bulabileceğiniz onlarca kitap)Bu tip kaynaklar karşısında yapmamız gereken, hislerimizle hareket etmek yerine, insana bahşedilen aklı kullanarak elle tutulur deliller elde ederek bir yerlere gelmeye çalışmaktır.