Güzel Marmara:Kuru, tok içimiyle kalpleri fetheden bu nadide tekel ürünü, yılların eskitemediği bir berduş klasiğidir. ÖZellikle kırmızısı tercih edilen ve tuzlu leblebi ile ayrı nir nefaset kesbedeb bu şarabımızı, son yıllarda artan ve 2 milyona dayana fiyatına rağmen 5 yıldız ile ödüllendiriyoruz. Otur, beş!
Trakya: Bir diğer klasik te gerek kırmızısı ve gerk beyazıyla göz ve damak dolduran bu tekel ürünüdür. 2,5 milyonluk fiyatına rağmen, şişeden karafa boşaltıp yanına da yeşil elma ve keçi peyniri katarak misafire fransız şarabı diye kakalamak olasıdır ve başarıyla uygulanmıştır.
Çal Karası: Denizli yöresinin bu taze tüketimlik şarabı, mevsiminde (eylül-kasım) içildiğinde kavaklıderenin taze şaraplarına 5 hatta 6 çekecek letafete haizdir. Gerek kırmızısı gerek pembesi nice geceleri güzelleştirmiş olup, yaklaşan yaz mevsimiyle beraber buz gibi soğutulmuş beyazının da aynı intibayı bırakacağı kesin gibidir.
Buzbağ: her ne kadar artık ucuz şarap kategorisinden burjuva salonlarına sıçramayı gerçekleştirerek bizleri yüzüstü bıraktıysa da, gençlik yıllarımızın hatırına kendisine buradan bir 3 vermek istiyor ve veriyoruz. Koçum kırmızı buzbağ, ne güzel kardeşimizdin sen..
Dimitra Kopulo: Mürefte yöresinin üzümlerinin ağırlıkta olduğu ve 1,5 milyon liralık fiyatıyla tahammül edilebilir bir çizgi izleyen bu orijinal şarabımız, yokluk anlarının başdostu olarak bir vefa ve sadakat örneğidir.
Evin: Boynun altında kalsın diyorum, sana şarap diyene uçan kafayı koymak istiyorum. Gerçi pembesini gazozla karıştırıp şampanya tadı elde etmişliğimiz yok mudur, vardır!
Sevilen: Evin’in kız kardeşi olup, en az aynı leşliktedir.
Devam edeceğim efendim..
yorumlar
dünyanın çeşitli köşelerini gezmiş çok iyi tanımadığım birisinin partisine tesadüfen denk düşmüştüm. şaraplar bitince bize bir güney afrika şarabı ikram etmişti. feci bi şeydi. ilk yudumda kibarlığımızdan pek renk vermedik ama ikinci yudumda “hocam alınma ama bu berbat bişey ya” diye isyan ettik. kendisi de kabul etti zaten. kulaklara küpe olsun. g. afrika şarabı görünce kaçınız..
sevmem ama Dimitra Kopulo ismindeki bi şarabıda içmeden duramam. heyt bee, isme bak.
buzbağ içerim, bağımlılık yaptı. ödül aldıktan sonra qötü kalkıp kutulara girip 5 küsür milyon olsa da o tada değer derim. gerçekten güzel bir kardeşimiz. bulabilirseniz taskobirlik ucuz ve güzel şaraptır. bu konuda daha önce bişiiler yazmıştım. bir aralar şehzade veya şehrazat isminde abuk bir şarap içmiştim, gerçekten 1.5 milyonluk fiyatına rağmen süperdi, şişeyi görsem hatırlarım ismi ama sarhoşluk işte. garbo kardeşimizde harbi şarapçıymış, helal olsun derim güzel olmuş eline sağlık.
en berduş, en kendini bilmez zamanlarıma yoldaş olmuştur. manevi değeri var yani. sağolasın güzel marmara…
evin şarabına haksızlık edildiğini düşünüyorum..
die bi nevale de vardı oda süper bişidir.kocaman da şişesi vardı..
öküz gözünün öküz gibide fiyatı var yanlız redstar abim!
bizim elemanlar çalmışlardı uni deyken benim eve depolamışlardı . 40 şişe felan – normal şarap plus bi şişe ona abanırdık para ödemyince fiyatını bilemio insan tabe
palamut bükü tabir edilen bir yerde birkaç gün mahsur kalmıştım, 9 yaşında şaraba başlatıyolardı köyde çocukları. neyse garbo’nun bahsettiği evin şarabından her hafta 2 kamyon geliyormuş köye. orada muhabbet sırasında içmiştim. tamam şarap severim, çeşitliliğinede hastayım ama Evin şarabını üretenlere allah akıl fikir versin, palamut bükü olmasa direk batarlar. öyle böyle kötü değildi. Buzbağ konusunda ki görüşlerede aynen katılıyorum, yüzyılın şarapla ilintili en büyük ayıbıdır buzbağın sınıf atlaması. ayıp. yazık.
hatırladım be nihayet dier şarapların yarı fiyatıydı heralde bu sirke artığımı desem ne desem bilmiorıum rezildi ama yaa..
Efes Güneşi: Leşlik, kepazelik ve gayrısıhhilik konusunda evinle (bakınız küçük harfle ve ayraç kullanmadan yazdım, o kadar kılım bu şaraba) yarışacak bir diğer likit de bu şaraptır. Kepazelik o nebzedir ki eskiden rakı, votka, cin, ne bulurlarsa ona şişeleme yaparken bokunu çıkarmış ve plastik şişeye geçmişlerdir. Hatta utanmadan birkaç ay sürdürmüşlerdir. Katil ruhlu firmalar olup, üretim koşulları da tahim edilebilir. İşbu sebepten bay Exparanoid, size katılmamın mümkünü gayrıkabildir.
Tellibağ: Ucuz fiyatı ve meyvemsi tadıyla nice düşmüş asilzade eskisinin son demlerine eşlik etmiş olan bu şarabı bugün Migroslarda bulmak mümkündür. Gerek kırmızısı ve gerekse beyazı latiftir.
cok faideli bi eser icra etmissin Garbo (bak bas harfini buyuk yazdım). ama senin yuzunden artık efes gunesi icemicem, na`picam ben simdi?
tavuk yapmak için şarap aldım, kavak diye,.. şişesi filan fena degil,.. yani bilmiyorum, anlamam hiç, dört mio idi, ucuz diye aldım,.. kavaklıdere mahsulu imiş,.. nedir durum?
izmir kalktı piyasadan
ben efes güneşçi oldum
karıştırdım hep gazozlan
ööle içtim midem yanmadan
şimdi de kalyon çıktı
efesten berbat
evin’e girmiyom
katalizördür o
reaktörlerin soutulmasında
ve reaksiyonun gerçekleşmesinde
yardımcı elementtir
bi kere içtim azeri bir şarap
yok bööle bişii derim
için görün
ama fiyatları aynalıdır
fransayı aşacak herifler
neden dediniz di mi
çünkü sosyalizmden çıkmalar
erecekler durun ve bakın
şarabın dandiği yoktur
dandik şarap ilk yudumdur
soona alışırsın
duyarsızlaşır
gırtlaksal neuronlar
aya yorgi kilisesinin yanında açıkhava restoranı gibi bir yer var. bilenler biliyordur, sucukları, piliç şişleri çok kısa sürede servis yapmaları (5 dakika, abartı yok) ve ağzı mantar yerine balmumuyla kapatılmış yumuşacık kırmızı şarabıyla kalmışlardır aklımda.. tavsiye edilir, oralara gidene sipariş verilir..
yazın öğleden sonra 17.00 filan gibi gidilmeli ve günün batışı esnasında demlenilmelidir. hele bir de iyi bir kadroyla gidilirse “yaşamak güzel şey be kardeşim!” naraları atarak duyarlı bir moda girer kişi.. lakin benim tercihim rakı içmektir orada..
turasan’ı da atlamamak gerekli tabii.. aslında blogun konusu ucuz şarap ama daha değişik alternatif arayanlar için de italyan şarabı chianti’yi pas geçmemeli. özellikle chianti classico.
bizim akrabamız o turasanı yapanlar abilerim iyisinden arada düşürürler ürgüp yöresinden çıkan üzümlerle imal edilir.pek de kalitelidir.
gatto için kardeşler greyfurtlusu var 1 milyon şişesi .sevilen yapıo galiba tr de frençays yapıp…
nedir bilemedim.. cahillik.. nedir o redstar?
bu aslında cider dır.ama cillop gibi bi içecek.çilek , elma ve tropikal gibi alternate ler var.gatto italyanca kedi demek.zaten şişelerin üstünde de kedi resimleri felan var.migroslarda satılıo illakli bulursun……
kırmızı şaraplar için buraya,beyaz şaraplar için buraya tıklayabilirsiniz.Linkler buradan alıntıdır.
birkaç arkadaş buraya gitmiştik. yemek yiyip çıktığımız için sadece şarap içmeye karar verdik. biri ben patates kızartması istiyorum diye tutturdu. biz de biyeri şişmesin diye söyleyelim dedik. diyalog şöyledir aklımda kaldığıyla:ben- patates kızartması var mı?kadın-var.. ama uzun sürerb- olsun beklerizk- valla siz bilirsiniz ama ben söyliyim.. çıkmaz o çabukb- bekleyeceğim, iki tabak olsunk- iki mi…ohooo o hiç çıkmaz..aya yorgi adı her anıldığında benim de aklıma sırf bu yüzden önce güneşin batışı sonra patates gelir.
ucuzda muhabbeti dönmüş burada..5 alan güzel marmara şarabı berrak bile değil yahu! alkollu üzümsuyu!Portekiz’lilerin vinho verde diye bir şarabı var. Erken toplanan ham beyaz üzümden yapıldığı için rengi yeşil ve yeşil şarap diye tanınıyor. yarı köpüklü baya ucuz bir şarap. serinletici %9 düşük alkollü kaliteli bir şarap. Özellikle casal garcia‘dan bahsediyorum. bu meretten daha ucuz şarap (uluslararası arenada) yok gibi neredeyse bir o kadar da güzel.