Karanlık… Ama zifiri değil… Sokak lambasının ışığı eşyaların yok olmasını önlüyor.Yatakta doğrulmuş, sessizliği dinleyen adam hiç de hoşnut değil bu durumdan.O her şey yok olsun istiyor. Karanlığa gömülsün her yer… En küçük ışık kalmasın…Tek bir kişi bile kalabalık demek şimdi. Hiç değilse bu saatte yalnız kalabilsin. Böylelikle de unutabilsin bir süreliğine de olsa insanları… Ki onların arasında en az var olanını, yani kendisini buraya çağırabilsin…Bu yatakta oturan da ‘kendisi’ gibi düşünülebilir. Ama hayır, öyle değil işte! Şimdi bu yarı karanlıkta hala bir parça yabancı kendine. Tıpkı iş yerindeki gibi, oğluna uçurtma yapıp O’nunla birlikte uçuran kendisine çok uzak…Sokak lambası her şeyi bozuyor. Uçurtma çok uzaklara kaçıyor onun yüzünden. Oysa ipini bir yakalasa bir kez daha… Onu sıkı sıkı tutar, ölümüne bırakmaz. Çünkü onu tutarak yakaladığı aslında kendisi…Oğlunun sevinç çığlıkları arasında uçurtmayı göğe salışı, ipi hiç bırakmayışı şimdi bir hayal kadar uzaklarda..Ne yapacak şimdi?! Boğazına kadar borçla, birbaşına… Karısı yanıbaşında mışıl mışıl uyuyor. Çocuklarsa yan odada kimbilir hangi rüyalarda..?!Sokak lambası söndü birden. Her şey kopkoyu bir karanlığa gömüldü. Artık gözlerini yumması gerekmiyordu uçurtmayı görebilmek için… Bu zifiri karanlık zihnindeki karanlığın ta kendisi olmuştu çünkü. İstediği gibi uçurabilirdi orada uçurtmasını. İstediği yere koyabilirdi bulutları. Gökyüzünü istediği kadar yaklaştırabilirdi kendine. Dokunabilirdi hatta bulutlara.
Yanında hafif bir hareket oldu. O kopkoyu karanlıkta karısı belirdi birden. Uçurtmanın ipini tutmuş, bulutlarla yarışırken… yanıbaşında karısı “Ben burdayım!” diyordu o minicik kıpırtıda. “Hiçbir karanlık örtemez bu gerçeği. Sen hala bu odadasın. Uçurtma falan da yok burda. Yan odada çocuklar uyuyor.Yarın nasıl bir karanlığın beklediğini bilmeden kendilerini… Sense tüm bunları görmezden gelip uçurtmanı uçuruyorsun büyük bir keyifle. Hayır, izin vermeyeceğim buna! Varlığımı bir an olsun unutturmayacağım.”Düzenli nefesini duyuyor olmasa karısının uyanık olduğunu düşünecekti nerdeyse… Ama tam olarak uyuyan bir bedenin nefesleriydi bunlar. Uyuyan bedenlerse suçlamada bulunamazlardı.Öyleyse borçları unutabilir, yine dönebilirdi uçurtmasına. İpe sıkı sıkı tutunabilir, belki yine yakalayabilirdi kendini.
yorumlar
güzel bir anlatımla günümüzde büyük cogunlugun korkulu rüyası olan borc poblemini işlemişsiniz insanları uykuları kacıyor cocugundan eşinden kendinden bile kacmak istiyor bit karanlıga gömülmek ve ordan cıkmamak ne acı kim sede umutkalmadı yarına dair insanlar ya kumar oynuyorlar ya ickiye vuruyorlar kendilerini bazan dahada ileri giderek bir cinnet anında sadece kendini degil tüm aileyi yokediyorlar cok acı bir noktaya parmak basmışsınız bu güzel satırlarla elinize saglık
Borç kötüdür ama hiçbir dert gibi çözümsüz de değildir
Konu super, anlatim kotu.. Dolambacli ve asla bitmeyecek gibi gelen boguculuk hakim bastan sona..Kesinlikle cumle yapin degismeli..Sorry..
Psikolojik gözlem söz konusuysa, böyle dolambaçlı bir anlatımdan kaçınmak pek mümkün olmuyor Pbk. Çünkü iç dünyalarımız dış dünyadaki gibi net olarak anlatılabilecek şeylerle dolu değil… Belirsiz, karmaşık duyguları anlatmak çok da kolay olmuyor.
“Tıpkı iş yerindeki gibi, oğluna uçurtma yapıp O’nunla birlikte uçuran kendisine çok uzak…Sokak lambası her şeyi bozuyor. Uçurtma çok uzaklara kaçıyor onun yüzünden. Oysa ipini bir yakalasa bir kez daha… Onu sıkı sıkı tutar, ölümüne bırakmaz. Çünkü onu tutarak yakaladığı aslında kendisi…Oğlunun sevinç çığlıkları arasında uçurtmayı göğe salışı, ipi hiç bırakmayışı şimdi bir hayal kadar uzaklarda..”Bak burada “ucurtma, ucurtma” demissin, baska birsey yok..Vermek istedigini veremiyorsun, daha iyi dusun, kurgula, takilip kalma..Cumleleri saglam kur, bir sonrakinin anlamini dusun..Bayilicam Lutfen..
borç yiğidin uçurtmasıdır mesajı çıkıyor burdan..
Yigit borcun ucurtmasi bence, ucmus..
Ivandenisoviç, anlatım hakkında sen ne düşünüyorsun? Pbk, içime öyle bir kurt düşürdü ki, yazma konusunda hangi noktada olduğumu gerçekten bilemiyorum şu an. Lütfen samimi fikrini söyle. Haklı mı Pbk?
Kalbin kirilacaksa haksizim, kirilmayacaksa, hakliyim..
Pbk, görüşlerine güven duymadığımı sanma sakın. Sadece biraz şaşaladım, çünkü iyi yazdığımı düşünüyordum. Senin yanlış gördüğün noktalar konusunda beni uyarmana kırılmam söz konusu olamaz. Gösterdiğim tepkiyi şaşkınlığıma ver.
modereyşın haklı.pillibebeğe de ivana da aldırma.
Moderasyona güvenmiyorum ki! En olmadık yazıları da yayınlıyorlar.
“Uçurtma” kelimesini gerçekten de ne çok kullanmışım! Pbk’nın uyarısını göz önüne alıp yazıyı bir kez daha okuyunca, inanılmaz gözüme battı bu kelime.
Yazarken anlamiyoruz iste, oldukca tarafsiz elestiriyorum..
Bundan kuşkum yok zaten.