Artık, eksik
Artık, eksik

”Artık, eksik”, çizer Kenan Yarar’ın çizdiği ”Soğuktu ve Acımadı” adlı kısa çizgi romanından sinema yazarı Serdar Kökçeoğlu’nun 2001 yılında kısa filme çektiği hikayenin ismi. Kenan Yarar, Zeplin ve Dıgıl dergilerinde çalıştıktan sonra Hıbır, HBR Maymun, L-Manyak, Lombak ve Penguen dergilerinde çizimlerine devam etti. Halen haftalık olarak çıkan Penguen’de çizmekte. Çizer, özellikle yarattığı arıza genç kız karakteri ”Hilal” ve ”Psikoz” gibi birbirinden acayip hikayelerin olduğu çizimleriyle dikkat çekiyor. Şahsi fikrime göre de derginin en özel çizerlerinden biri. Kendine özgü çizimleri, sıradışı hikayeleri ve yarattığı karanlık atmosferlerle çizdiği kısa hikayeler oldukça etkileyici. Ayrıca çizimlerindeki özel karelerin yanı sıra çok kısıtlı alanda yarattığı hikayeler de yaratıcılığın sınırlarını zorluyor. [Bir röportaj] Ülkemizde işinde başarılı ama yıldızı parlamamış insanlara yapılan bir yakıştırma da çizere tam uyuyor. Muhtemelen, Amerika’da aynı işi yapsaydı çoktan çizgi roman uyarlamalarını sinemada görürdük!

Kenan Yarar ve Hilal
Kenan Yarar ve Hilal

İşin şakası bir yana, ülkemizde özellikle son 15 yılda canlanan sinema artık Türk çizerlerin hikayelerini farketmeye başladı. Önümüzdeki hafta vizyona girecek olan Bahadır Boysal’ın çizdiği ”Büşra” türün güncel ve son örneği olarak göze çarpıyor. Tabii, Türk sinemasının altın çağı (50’lerle başlayıp 80’lere kadar süren dönemde) yerli-yabancı bir çok çizgi roman, filme çekilmişti. Başta popüler ”Tarkan” filmleri olmak üzere, ”Karaoğlan”, Hüdaverdi”, Malkoçoğlu” gibi türk çizgi romanların yanı sıra, ”Süpermen”, ”Kızılmaske”, ”Yarasa Adam (Batman)”, ”Uçan Adam”, ”Kilink”, ”Zagor”, ”Red-Kit” gibi yabancı çizgi roman kahramanları, her ne kadar eserlerle çok alakalı olmasa da filme çekilmişlerdir.

Dönelim konumuza, Kenan Yarar’ın hikayesini okuduktan kafasında çakan şimşeklerle film yapmaya karar veren Serdar Kökçeoğlu, hemen Kenan Yarar’la iletişime geçmiş ve çizerin desteğini alarak çalışmalarına başlamış. Bir süre beklemede kalan proje için emektar yeşilçam oyuncusu Hüseyin Baradan ilk akla gelen isim olmuş. Diğer bir isimse genç oyuncu Serdar Özkaya olarak belirlenmiş. Hikayedeki üçüncü kişi olan kadın ise filmde yer almamış. Yönetmen bu durumu, filmde bir kadının olması uygun olmayabilirdi diyerek açıklamış. Hikaye, araba süren genç ve düzgün görünümlü bir adamın iş görüşmesiyle başlıyor. Ardından bir kaza sahnesi yaşanıyor ve genç adam kendini eski bir evde buluyor. Issız bir bölgede olan bu evde yalnız yaşayan yaşlı adam, genç adama iyileşmesi için devamlı et yediriyor. Ve genç adam, kendine geldiğinde kazadan sonraki durumuyla ilgili korkunç bir şeyi farkediyor. 10 dakikalık kısa filmi buradan izleyebilirsiniz. Filmde, yönetmenin şu röportajda da belirttiği üzere başka bir mekana gitme imkanı olmadığından çizgi romandaki karanlık atmosfer fazla etkisini hissettirmiyor. Kenan Yarar’ın çizgilerindeki karanlık ve umutsuz havayı hep çok başarılı bulmuşumdur. Bu hikayeleri filme çekmekse akıllıca olduğu kadar uygulanması zor da bir fikir. Bu durum kuşkusuz çizerin, basitçe görselleştirilmeyecek çizim ve hikayelerinden kaynaklanıyor. Serdar Kökçeoğlu, iyi niyetli bir çalışma yapmış ve ortaya emek verilmiş bir film çıkarmış. Film çekmek isteyenlere, bizim de iyi çizerlerimiz olduğunu hatırlatması açısından da faydalı. Ancak film, sansürden de nasibini almış ve TRT’de yayınlanacağı gün, Tv’de gösterimi iptal edilmiş. İlginçtir, kısa filmdeki küçük bir sahne bile denetimden geçemiyor ülkemiz televizyonlarında. Tabi, filmin yayılması için internet gibi bir olanakta var, hele ki günümüzde artık deneysel filmlerin dahi büyük bir kitleye ulaşması zor değil. Umarız gelişmiş teknik ve imkanlarla kısa süre sonra güzel Türk çizgi roman uyarlamaları da görürüz. Zira bu açıdan bolca malzeme de mevcut. Bir örnek olarak en az Kenan Yarar’ınkiler kadar karanlık hikaye ve çizimleriyle Ersin Karabulut’un ”Yeraltı Öyküleri” bu açıdan bir maden niteliğinde ‘sandık içi’nde duruyor. Aynı zamanda, okumayanlara tavsiye ederim.

Yeraltı Öyküleri
Yeraltı Öyküleri