yüzüklerin efendisi ile başlayan bendeki bu akım, bu değişim beni nerelere götürecek kestiremiyorum. ayrıca batıyorum. çok pahalılar ve en basiti 3 kitapdan oluşuyor. yüzüklerin efendisini alıp okuduğumda çok mutlu oldum ve halen keşke hiç okumamış olsaydım ve ilk defa okumak gibi bir seçeneğim olsaydı dedim.
ardından hasan abi’nin tavsiyesiyle harry potter’e daldım, üçünü de aldım, ikincisine başladım, farkettim ki bu kitaplar çok pahalı ve harry potter serisi 7 kitaptan oluşuyormuş.
tanesi şu an 5.5 milyon ile 6.5 milyon arasında değişiyor. daha sonradan tolkien’in almak istediğim kitaplarının da fiyatları benzer şekilde.
ha bir de unutmadan, bilgisayar kitapları… flash, director ve mysql & php kitaplarını gözüme kestirdim, bir iki ufak tefek bilgisayar kitabıyla fiyatı 55.000.000 TL’ye denk geliyor.
korsan kitap almaya karşı çok değişkenlik göstermeye başladım son zamanlarda. mutlaka orjinalini alıyorum, param yoksa oluncaya kadar bekliyorum. korsan kitap’a karşı bayrak açtım, ilan ediyorum. zaten bilgisayar kitaplarının korsanı da mevcut değil sanıyorum.
peki ne yapacağız, hasan abi’nin kütüphanesi gibi kitaplığımı doldurmam için milli piyango’dan veya sayısal loto’dan para çıkmasını mı beklemeliyim. tecrubelilerin yol göstermesini, fikir vermesini bekliyorum yani.
yorumlar
sevgili UnLucky… açıkçası çok takdir ettim seni! Korsan kitap ve özellikle kasetle başı ciddi belada olan ben böyle bir duyarlılığı alkışlıyorum… yazılım konusunda açıkçası ben de pek hassas sayılmam (program fiyatları ve her programın dilediğin gibi olmaması filan)… sana bir öneride bulunmak isterdim ama yok öyle birşey maalesef … sadece şunu söyleyebilirim “biraz emekle ve sabırla edinilen herşey daha değerli oluyor” … sağlıcakla!
Gerçek anlamda doğru olabilir ama yaptığım iş yüzünden bunu demeleri ağırıma gidiyor. Ben cd leri 20-30 milyona cduniverse’den, dost music’ten filan alırken arkadaşım aynı cd yi 1 milyona yerden alıyor. Sonra "saaalak, saaalak" diyor bana. Evet aynı şeyi dinliyorsun ama albüm kapağı yok, kim çalmış etmiş yok vs.vs.
Çalıştığım firmaya lisanslama işleri için yaklaşık 20000$ harcatmıştım (ki o zamanlar BSA diye bişi yoktu). Evimde kullandığım Cubase lisanslıdır mesela. Diğerleri için aynı şeyi söyleyemem belki, Numb’ım dediği gibi işimi tam olarak göremeyen bir programa 800$ vermek?!?
Kitap mevzuu daha karışık, belki kitap işinde bu kadar hassas diilim ama muzik ve program lisanslarından alışkanlık olsa gerek onlarıda orijinal alırım. Doğrusu budur, yani bi gün bi kitabım çıksa, bir albümün olsa ve bunu yerde 1 milyona satıldığını görsem n’apardım bilemiyom.
kitap korsanlığına tahammül edemez iken, müzik ve program’da kopya olayına bakışımın sıcaklığını anlatamam. mp3 iz veri nays. astalavista iz veri nays. ha, kalpten bağlanıp satınaldığım shareware’ler oldu mesela. üreten ne kadar zenginse o kadar zevk veriyor korsancılık. nebiliim, madonna’nın mp3’ünü indiririm de Red Snapper’ın cd’sini alırım gibi. bu durumda, YapıKrediYayınları kitaplarının korsanına göz yumabilir iken, zavallı bi yayınevinin çıkardığı, zaten hiç para kazanamayan bi yazar tarafından yazılmış olan bir kitabın korsan edinilmesine kızıyorum
Bu uzaktan "doğru" bakış açısıymış gibi görünse de içerde pek öyle değil.. Yani Türkiye de çıkan neredeyse her albümün korsanı yapılıyor ve bu elbette başta firma ama aynı seviyede öncelikle sanatçıyı ve sonra da sektörde ki herkesi etkiliyor. sektör yani tonmaisterinden, aranjöre, kaset fabrikasından, besteciye, şarkı sözü yazarına kadar uzayıp giden bir listeye son kullanıcıdan dönecek para hiçbir vergilendirmeye ve teliflendirmeye tabii tutulmadan korsancı dediğimiz adamların cebine giriyor.. sonra üreten kimse hakkını bulamıyor ve müzik ve kitap üretimi gelişmiyor diye yırtınıyoruz! En son Mix ve Masteringini yaptığım yaptığım albümün 400.000 kadar resmi satışı varken 600.000 adet korsanının sadece bir yerde yakalandığını söylersem kaybın sonuç olarak devlete gidecek vergiden (ne kadar bizim pek işimize yaramıyorsa da) bile ne ciddi bir kayıp olduğunu varın siz hesaplayın! Medeni ülkelerde çok satan bir tek parçayla kazanılan parayla insanlar yıllarca yaşamını idame ettirip kendini sadece üretime verebiliyorken ben yaptığım parçalardan telif dönüşümü olarak simit parası alıyorum!
harry potterı okumadım ama sana yerdeniz üclemesini tavsiye edebilirim aynı tadı vermeyebilir ama ucuz.Bu arada korsan yayınla ilgili hassasiyetini takdir ediyorum aslında kütüphaneler bu kitapları bulundursalar kimse korsana gerek duymaz hem korsana en büyük talep üniversite ögrencilerinden en azından üniversiteler daha cok kitap bulundurabilirler
ben de devamlı orijinal kitap, kaset vb.den yanayım! yıllardır orijinal albümler alırım, tanesine 20 milyon versem de içim sızlamaz. mp3’ün kopya cd’nin değeri bilinmez çünkü. [en azından aslında]
bilgisayar kitaplarına gelirsek diyeceğim şudur ki ben bilgisayar kitaplarının orijinal ingilizce olanlarını alıyorum ki 3 ayda bir gibi bi hız ancak yakalanabilir nitekim sen 4-5 kitabı 50 milyon küsüre alırken ben tanesini 50 milyona anca bulabiliyorum. hayat zor…
cfq cevabını okuyup info’na bakınca acayip sakinleştim, teşekkürler:)
Benim böyle sorunlar için bulduğum en kolay çözüm arkadaşlar. Şöyleki 4-5 kişlik bir arkadaş grubu olarak nerdeyse aynı şeylerden zevk aldığımız için bir kitabı bir kişi alıp 5 kişi okuyoruz ardından böylece bir ayda 6 kitaba kadar çıktığımız oluyor. Ayrıca kütüphanemede olmasını istiyorsam gidip bende alıyorum. Yüzüklerin efendisi ile turkiye de iyice tanınan RPG türü ne yazıkki her zaman böyle seri halinde. Hele bazıları 5 ve 9 a kadar çıkabiliyor valla ne diyim. Korsan alanlara da kızamıyorum, sonuçda hepimiz ögrenciyiz. (ya da çoğumuz
)
şirketler programlarını lisanslı kullanmalılar ama evdeki kullanıcı için bu pek de önemli değil.. zaten programların bu derece kolay crack’lanmesi seriall’larının ortalıklarda dolanması, bir önceki crack’in veya serial’ın bir sonraki versiyonuda çalıştırabilmesi birazda programları
üreten firmaların tercihi gibime geliyor. Çünkü kullanıcı kitlesi ne kadar geniş olursa sektör okadar genişler. şu an sektördekilerin çok büyük bir kesimi eğer crackli program kullanamasaydı işi öğrenip şu anki konumlarında olmazdı heralde, çünkü hala bir çok şeyin okulu bile yok. Bence bu sektörün gelişme döneminde olduğumuz için şimdilik göz yumulan bir şey bu carckli program olayı, tahminimce ileride daha zor olacak..
kitaplar kesinlikle orijinal alınmalı bence, ayrıca berbat bir kağıda basılmış kopya bir kitapta kendinden nefret ettirebiliyor insanı.
Cd konusunda ise bence kopya kullanılsın, sözüm yabancılara değil türk sanatcılarının cdlerine. bu gün kayıtlı bir cd’yi 250bin liraya üretip deli rakamlara satmak pek mantıklı değil. tamam sanatcı emeği felan ama okadarda pahalı olmamalı. veya cd teknolojisi bu kadar ucuzlamışken neden cd hala kasetin 2 katı felan.. ucuz yapsınlar kopya sektörünü barındırmasınlar bu kadar basit, hem pahalı sat hem ağla olacak işmi..
…ama korsana karşı değilim, hem de hiç bir alanda… hadi shareware programları da geçtim, okumak ve dinlemek isteyen kaç kişi bugün kaset & cd veya kitap alabiliyor ki?.. korsan olayı zaten birbirinden çekenlerle, paylaşanlarla gerçekleşiyordu, profesyonel hale gelince yaygınlaştı.
bence her türlü sanat/bilgi paylaşılmak içindir, eğer kitap ve müzik piyasaları ucuzlarsa, zaten korsan filan da olmayacaktır, böylece paylaşım “daha eşit” olacaktır. ama böyle giderse daha da yaygınlaşır, ben de hiç tereddüt etmeden audiogalaxy’e, astalavista’ya uğrar, yerden kitap toplarım., çünkü param yok ve buna rağmen okumak/dinlemek/kullanmak istiyorum…
küçük bir not: bir çok koca koca yayınevinin baskı adedini az göstererek stok yöntemiyle telif ve vergi kaçırdığını, hatta “kendi” korsanlarını bastığını ve el altından dağıttığını sağlam ağızlardan dinledim. pek de masum değiller, yaygara çıkaranlar. (müzik piyasası için aynı şeyi söyleyemem, fikrim yok çünkü)