Su kaplumbağlarını ne kadar seversiniz bilmiyorum ama ben çok severim. evimde beslemiş olduğum iki tane kapluşum var. ufacıklardı aldığımda. o zamanlar cinsiyetleri belli olmadığı için ikisinide erkek olduğunu düşündüğümden şemsi ile necmi isimlerini vermişti. ama biraz büyüdüklerinde gördüm ki bizim necmi dişiymiş. şimdi isminide değiştiremiyorum. o isme hem ben alıştım hem de necmi. o kadar oburlar ve o kadar tatlılar ki anlatılamıyacak birşey. akşam eve gittiğimde kapının açılmasını anladıkları anda çırpınmaya başlıyorlar. akvaryumda bi ses bi ses. o kadar güzeller ki. her hafta sularını değiştiriyoruz , akvaryumlarını yıkıyoruz , taşlarını , su filtrelerini temizliyoruz. bu arada onlar ya banyo da benim ayak altımda dolaşıyorlar yada küvet in içinde yaramazlık yapıyorlar. 6 ay gibi kısa bir süre içerisinde 3 sene içinde büyüyebilecekleri halini aldılar. şubat ayında kibrit kutusundan küçüklerdi ama şu anda avuç içimi dolduruyorlar. Mart ayında şemsi rahatsızlandı. gözleri kapandı yem yiyemez oldu. işten çıkmadan bi veterinerden randevu aldım. işten çıkar çıkmaz hemen bizim şemsi yi evden aldığım gibi direk veterinere. doktor abisi baktı, dedi akçiğerini üşütmüş ve a vitamini eksikliği var. hem arka bacağının oradaki boşluktan iğne vurdu. bunlar dedi güneş ışığını çok sever ama kışın güneş pek olmadığından üşütebiliyor ayrıca ultraviole ışıklardan vitamin alıyorlar dedi. Işık alman gerekiyor. istanbul dan özel ışık aldık. şimdi çok iyi. akşam eve gittiğimde onlarla konuşmak ve onlarla ilgilenmek beni çok rahatlatıyor…Size tavsiyem evinizde ilgilenebileceğiniz her ne türlü canlı olursa olsun muhakkak besleyin yada bakın. En basiti bir çiçek bile olabilir. konuşun onlarla. içinizdekileri paylaşın. bu hem sizin için iyi bir terapi hem de karşınızdaki canlı için ilgi olur….