Oldum olası parkta çocuk oynatmaktan hazzetmem, sabredemem, sıkılırım. Eski oturdugum yerde parka ara sıra götürürdüm çocugu, ama şimdi öyle mi, sitede park nerdeyse bizim ev tam onun önünde, kaçarı yok onbeş gün öncesine kadar park bizim ikinci evimizdi. Zaten parka hava durumu nedeniyle gitmeyen oğlum enerji atamamak sebebiyle akşamları anamızı ağlatıyor. Koca yaz götürmüşlüğüm on kereyi geçmez, oğlumu hep babaannesi götürdü, sabahtan akşama kadar bekledi Rabbim bu ne sabır diyorum bazen ,eşime soruyorum bize bu sabır bu kadar yoktu diye anlatıyor bunun tek nedeni var: torun sevgisi.Evlattan ileri diyorlar torun sevgisi için , biz bilemezmişiz.Dede,büyükanne elinde büyüyen çocukların çok şanslı oldugunu düşünüyorum ben, anne, bana ne yasaklasa onlar dayanamaz ,yeri gelir kendi evlatlarıyla onların evlatları için ters düşerler.Zaten torun sevgisini hayata tutunulacak bir bağ olarak açıklıyor uzmanlar.(Torun sevgisi tüp geçit yaptırdı)Yavrumun yavrusu diye sever büyükler torunlarını, gençlik dönemlerinde yapamadıklarını , evlatlarına gösteremedikleri her türlü toleransı onlara gösterirler (bazı geleneklerde gençlerin büyüklerin yanında çocuklarını sevmesi, öpmesi büyük ayıptı eskiden)Hele dede-torun sevgisini ben dünyanın en özel ilişkilerinden biri olarak görürüm ( annemin annesi ve babası ben doğmadan vefat etmiş, büyükbabam ve babaannem ile ise aynı şehirlerde olamadık ben yaşamadım böyle bir ilişki) Kendi eşimin babası vefat edeceği zamana kadar kızımla, ablamızın kızını akşam sabah parklarda dolaştırırdı, kaydıraktan kaymadan önce ıslak mendille önce kaydıragı sildigini söylerlerdi, yemeklerini parka taşır onlara orada yedirirdi, insan o yaşta nasıl bunları düşünebiliyor, nasıl bir sevgi bilemiyorum. Sanırım yaşın ilerlemiş, ruhun ve bedenin yoruldugu dönem herşeyi unutturan gayet saf bir ilişki bu.Ben evlat sevgisini çok delice bulanlardanım, çocuğu için dünyayı yakabilmeli insan derim, benim için torun sevgisini özel kılan o sevginin çokluğu değil gösterilen sabırdır. O ne anlayış, ne sabır , ne hoşgörü anlatılmaz birşey. Torunların hiç bir kusuru görülmez, onlardan hiçbirşey esirgenmez, evlada verilemeyenler toruna verilir. Gençlikte yapılan hatalar torunda telafi edilir, biz küçükken elleyemediğimiz büfeler, saksılar, vazolar çocuklarımızın önüne kayıtsız şartsız sunulur, bizi kıskandırır ölçüde hoşgörü vardır.( İslam peygamberi Hz. Muhammed efendimizin secdedeyken torunu omuzuna çıktıgı vakit onun gönlü oluncaya kadar secdeyi uzattıgı olmuştur, hatta secde uzayınca namaz kılarken vefat etti zannedilmişti)

İnşallah isteyen herkes torun sevgisini tadar , büyüklerin torunlara bakışını görünce özenmiyor değilim ve herkes varsa büyükanne ve büyükbabası kıymetini bilsin ne büyük bir hazinedir onlar.