Açlığın, sefilliğin, çaresizliğin hüküm sürdüğü dünyada bir baba ve onun küçük oğlunun dramatik öyküsü… İnsanların yiyecek bulmak için acımasız hayvanlara dönüştüğü bu yerde acılı babanın tek bir amacı var, o da küçük oğlunu bu kötülüklerden korumak… Tehlikelerden korunmak için onun da acımasız olmaktan başka çaresi yok. Ama onun da inancı git gide zayıflıyor, gücü gittikçe azalıyor ve diğer birçok insan gibi intiharı düşünmeye başlıyor. Tehlike anında başına eğer başına bir şey gelirse oğluna bir tabancayla kendisini vurmayı bile öğütlüyor. Fakat bu adam oğlunu korumak için gösterdiği bu hassaslığı karısında gösteremiyor, onun evden ayrılmasına engel olamıyor. Küçük çocuk da annesinin yaşam karşısında bu kadar zayıf kaldığını belki de kalmak zorunda kaldığını görüyor. Bütün olanlar onu babasına sımsıkı bağlıyor ve günün birinde onu kaybetmeyi düşünmek bile istemiyor. Baba ve oğulun yolculuğu gün geçtikçe zorlaşıyor ve kaçınılmaz sona kendilerini alıştırmaya başlıyorlar.

Viggo Mortensen‘ın inanılmaz oyunculuğunun yanı sıra, genç Kodi Smit-McPhee‘nin performansı da göz dolduruyor. Anne rolünde ise Charlize Theron‘u görüyoruz.

Filmin ilginç yanı ise dünyadaki felaketi anlatmasına rağmen felakete fazla vurgu yapmıyor, daha çok felaketin sebep olduğu yaşam sıkıntılarını, baba ve oğulun zorlu yolculuklarını dramatik bir şekilde ekrana taşıyor. Film bu bakımdan bir hayli etkileyici. Viggo Mortensen‘ı baba rolunde izlemek isteyenler ve farklı “yol” filmlerinden hoşlananlar için iyi bir deneyim olabilir düşüncesindeyim.