Nicole Kidman, Julianne Moore, Meryl Streep, Ed Harris, Stephen Dillane, Miranda Richardson, George Loftus, Jeff Daniels, Claire Danes gibi başarılı isimlerin rol aldığı 2002 yapımı “The Hours“, Virginia Woolf‘un “Mrs. Dalloway” adlı romanını yazarken içinden geçtiği süreci anlatıyor. Stephen Daldry‘nin yönettiği film, Michael Cunningham‘ın romanından uyarlandı. Ayrıca, film Kidman’a ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar Ödülünü kazandırırken Harris’e ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’, Moore’a ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’, ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Kostüm Tasarımı’, ‘En İyi Düzenleme’, ‘En İyi Müzik’, ‘En İyi Görsellik’ ve ‘En İyi Uyarlama’ dalında Oscar adaylığı getirdi.Laura, kocası ve küçük oğlu Richard ile mutlu görünen bir hayat sürdürmektedir. Kocasının doğumgünü için oğlu Richard ile pasta yapmaya karar veren Laura, bir süredir kafasının içinde yaşayan bulanık düşüncelerin açığa çıkmasıyla, ‘normal’ hayatı altüst olur. Laura, kendisinin bile farkedemeyeceği kadar derin bir depresyon içerisindedir ve yaşadığı hayattan bir şekilde rahatsızlık duymaktadır. Ancak sessiz ve içine kapanık bir kadın olan Laura, dışarıdan oldukça mutlu görünmektedir ve içinde bulunduğu depresyonu ne kocası ne de arkadaşları anlayamamaktadır. Doğumgünü pastasıyla resmen hayatına aldığı bu karanlık kişilik, Laura’ya hayatını ve ölümü sorgulatacaktır.

Clarissa, orta yaşlı, kendi halinde bir kadındır. Julia adında yetişkin b,r kıza sahip olan Clarissa, uzun süredir tekelekli sandalye ve sakinleştirici haplara mahkum olan Richard ile duygusal bir ilişki içerisindedir. Şair olan Richard’ın engeli ve hayata verdiği anlam, sadece Clarissa’dan ibarettir ve Richard, hergün düzenli olarak kendisini ziyarete gelip, işlerini yapan Clarissa’nın kendisi için gösterdiği çaba sayesinde hayatta kalmaktadır.

Virginia, bir yazardır. Bunalımlı bir kişiliğe sahip olan genç kadın, yalnızca kendisinin duyduğu seslere ve sergilediği garip tavırlara rağmen kocası Leonard’dan karşılıksız bir destek görmektedir. Ancak, roman yazmakta olan genç kadının aklı, romandaki hangi karakteri öldüreceğine takılı kalmıştır.Müstakil bir çiftlik evinde huzur bulmaya çalışan genç kadının içinde olduğu derin depresyon hali, aklından geçen ‘çılgın düşünceler’i, ‘yapması gereken şey’ haline getirecektir.