the forgotten ne biçim bir filmdi. sonu bozmasaydı güzel olurmuş. deleted scenes’e bakıldığında zaten önceden daha farklı bir son düşündüklerini, ancak çekimler bittikten sonra karar değiştirdiklerini görüyoruz. bir sahne eklemek gerekmiş (boğaz sıkma sahnesi) onu da dublörlerle yapmak zorunda kalmışlar anlaşılan, suratları gösterediler. tabii bu tür editing’te gerçekleşen son an değişiklikleri tam oturmayabiliyor. mesela bir insanın boğazını sıkarsan, bir süre sonra bıraktığında üzerinden tren geçmiş gibi zor konuşur halde yığılı kalır mı.. ne güzel merak ettirtti ama film.. hayaller dışında herkesin siyah giymesi ve insanları herşeyden habersiz karıncalar gibi gösteren kuşbakışı çekimler iyiymiş.