IMDB‘de arşivimde biriktirdiğim filmleri listelediğim bir bölüm var; “My Movies”. Filmlere 10 üzerinden oylar verebiliyorsunuz. Bu oyların ortalaması filmin IMDB puanı oluyor. 7 ve üzerindeki filmler genelde kaliteli yapımlar anlamına geliyor. Yani izleyince pişman olmayacağınız türden eserler.Ben de oylamalarımı bu ortalamaya bakmadan yapmaya çalışırım. Objektif olabilmek için. Pek tabi daha sonra verdiğim oyu genel ortalama ile karşılaştırırım. Genelde 1, en çok 1,5 puan fazla ya da eksik vermişimdir genele kıyasla. Listemin bir kısmına ve oylarıma göz atmak istersniz, buyrun.Bu oylamaları aslında kendim için yapıyorum. Zaman zaman arşivimden film seçip izlemek hoşuma gidiyor. Ve bu oylamalar bana yardımcı oluyor seçimimde. Birden fazla izlemiş olsam bile 8 ve üzeri puan vermiş olduğum filmleri bir kez daha izleyebilirim. Fakat 6’dan düşük verdiğim filmlerin böyle bir şansı yoktur.The Aviator’ın methini çok duymuştum ve meraklanarak frangmanını izledim. Görünüşe göre iyi bir filmdi. Uçaklar, hız, heyecan vs vs… Fragmanının ardından bunlar geldi aklıma.Gelelim neden IMDB ve oylamalardan bahsettiğime.Filmi yakın bir zamanda izleme fırsatı bulabildim ancak. Ve malesef beklentilerimi karşılayamadı. Hemen rutin olarak kafamda IMDB notu ortaya çıktı; 5.Işte her şey bundan sonra başlıyor. Filmin IMDB genel ortalamasına göz attığımda şaşırdım. Acaba ben farklı bir film mi izlemiştim? IMDB kullanıcıları 7,6 puan vermişlerdi bu filme.Bana göre film oldukça uzun ve çok ağır işliyor. Leonardo Dicaprio‘nun büyük bir yoğunluğu var. Neredeyse ondan başka bir şey görmüyorsunuz. Evet oldukça iyi canlandırmış Howard Hughes‘u ve psikolojik durumlar iyi aktarılmış. Film zaten biyografi kategorisinde ama bu oyunculuk havada kalmış sanki. Replikler çok dağınık. Garip bir şekilde atlamalar yapılıyor. Bir ara medya baskısı konusuna eğilineceğini sandım. Hayır. Sonra birden yön değiştirdi film büyük bir atlama ile. PanAM ve patronu girdi devreye.Bana kalırsa başarısız bir kurgu olmuş. Biyografi olabilir evet. Ama bu kurgunun kronolojik sıra ile yürütülmesini zorunlu kılmıyor kanımca. Buna en iyi örnek A Beatiful Mind. O film de bir biyografi. Bir matematikçi anlatılıyor. Ama kurgu tam anlamıyla mükemmel. The Aviator’da olduğu gibi “Bana ne bu züppenin ihtiras dolu hayatından” gibi bir dışlamaya gitmiyorsunuz. Kurgu sizi öyle içine çekiyor ki, bir süre sonra karaktere üzülmeye başlıyor, elinizi uzatıp yardım etmek istiyorsunuz. Fakat The Aviator’da böyle bir duygu oluşmuyor. Sahneler, olaylar bizden çok çok uzakta.Filmin bana en hoş gelen kısmı müzikleri oldu.Önerebileceğim yalnızca The Aviator Soundtrack olabilir sanırım.Benim kanaatim böyle. Ayrıca siz kaç puan verirdiniz bu filme 10 üzerinden?