Neden kirlenmek zorundasın?! Gülerler mi yoksa sana? Kendileri gibi olmadığın için aşağılayan gözlerle mi bakarlar? Temiz olmak suçmuş gibi… Acemi olmak, tanımamak, anlamaya çalışmak…”Ben tanımıyorum burayı.” diyemez misin onlara? “Bu yollardan ilk kez geçiyorum ben. Siz çok evvelden gelmişsiniz buralara. Bu yüzden bu kadar güvenli, tanıdık gözlerle bakıyorsunuz çevrenize. Bense yeni yeni öğrenmeye başlıyorum her şeyi. Biraz zaman veremez misiniz bana? Bırakın biraz tökezleyeyim, düşe kalka da olsa bulmaya çalışayım yolumu. Şaşkın gözlerle bakayım, acemi yaklaşımlarda bulunayım size. Burayı tanımam, sizden biri olmam için bu kadarcık bir fedakarlıkta bulunamaz mısınız?”İşte bunları sor onlara… Ki kirlenmek zorunda kalma onlar gibi. Hiç bilmediğin şeyleri çok öncelerinden biliyormuş gibi göstermeye çalışma. Bu okulda, bu koridorlarda koca bir ormanda kaybolmuş küçük bir kız gibi hissettiğini saklama onlardan.Çünkü onlar da duygularından senin gibi utanıyorlar aslında. Ve bu yüzden bu kadar zor her şey… Bu kadar anlaşılmaz… Onlar da bir zamanlar küçük bir çocuk gibi titrediler bu koridorlarda. Her tökezlemelerinde aynı aşağılayan bakışlarla karşılaştılar. Bu yüzden şimdi bu kadar acımasızlar… Ve bu kadar kirli…Çünkü buraya ait olmak için, hissetmedikleri gibi hissetmeye zorladılar kendilerini. Buradakiler gibi düşünmeyi, hareket etmeyi öğrendiler. Aşağıladılar, hırpaladılar, kirletmeye çalıştılar. Onlardan biri oluncaya dek boşalttıkça boşalttılar ruhlarını.Yoksa bu koridorlarda hep aynı ürpertiyi hissederek uzaktan bakacaklardı kalabalıklara. Oysa kahkahalar hep o kalabalıklardan yükseliyordu. Onları çağırıyordu durmadan.Sakın sen kanma o kahkahalara! Bırak, ‘taşralı kız’ desinler sana. Geldiğin yerin onların kirletemediği yerlerden olmasıyla alay etsinler. Gece onlarla barlara gitmediğin, içkide erkeklerle yarışıp körkütük sarhoş olmadığın, küfürler savurmadığın için gülsünler. Tüm bunları geldiğin o tertemiz yerle bağdaştırsınlar sonra. “Sen git, davarını güt!” desinler.

Sen yine de onları oldukları gibi görmeye devam et şimdiki gibi. Bana az önce anlattığın şekilde… Zamanın görüşünü bulandırmasına izin verme. “Ben üniversiteliyim!” diye caka satan o kızlara, “Ben de üniversiteliyim!” de. “Ama ben aynıyım hala. Aynen kopup geldiğim topraklardaki kadar tertemiz. Aranıza girmek istedim. Ellerimi uzattım onlarca kez. Ama görmezden geldiniz. Sırf size benzemediğim için… Hislerimden, düşüncelerimden vazgeçmediğim; sizin gibi hissedip düşünmediğim için… Tamam, kabul ediyorum: Ben taşralıyım. Gecenin ikisinde yollarda dolaşamam ben! Küfürler savurup sarhoş sarhoş ağlayamam. Evet, sizden değilim ben, kabul. Ama siz de şunu kabul edin artık: Ben de buralıyım. En az sizin kadar hem de… Hatta sizden çok daha fazla üniversiteliyim ben de.”