Siz de fark ettiniz mi, evdeki tuvalet kâğıdının fiyatı aynı kalmasına rağmen artık eskisine göre daha çabuk bittiğini? Ben fark ettim. Verdiğimiz para üç aşağı beş yukarı hep aynı. Hatta arada sırada kampanyaya denk geldiğimizde daha ucuza aldığımız bile oluyor; ama buna karşılık kullanım ömrü akıllara ziyan derecede azaldı.Bu ömür kısalığının iki sebebe bağlı olduğunu söyleyebilirim. Birincisi, başta bağırsak hareketleri olmak üzere tuvalet kağıdı kullanmayı gerektiren durumlardaki artış. Ayrıca burundaki sümüklenmenin fazlalaşmasının da bu etkenler içinde olduğunu söyleyebiliriz. İkincisi ve kanımca daha asli olan sebepse üreticilerin fiyat rekabetine ağırlık verirken sürekli artan maliyetlerle başa çıkmak için bazı küçük cinliklere başvurması ki bu da kısaca aynı fiyata daha az tuvalet kağıdı anlamına geliyor. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bu şark kurnazlığına vurgu yapan tuvalet kağıdı reklamları olmuştu.Allah başımızdakilere zeval vermesin, tutuklarını altın eylesin, hükümetimizin yürütmekte olduğu son derece başarılı ve basiretli ekonomi politikaları sayesinde vatandaşlarımızın refah seviyesinin arttığının en önemli göstergelerinden biri de Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca kimseye nasip olmayan düşük ve istikrarlı enflasyon rakamları olmuştur. Gerçi değerleri ifade eden sembollere sayı, o sayıları meydana getiren işaretlere rakam dendiği için aslında “enflasyon sayısı” demek teknik anlambilim açısından daha doğru gibi görünse de, “Anlam her şeyden önce herkesin ortak olarak anladığı şeydir.” diyip bu küçük mevzuyu atlıyorum.

yedi
yedi

Arada sırada enflasyon rakamlarının doğru hesaplanmadığına dair tartışmaların çıktığına tanık oluyoruz; gazetelerden ve televizyonlardan takip ediyoruz. Dört senelik (sayıyla: 4) istatistik öğrenimini yedi senede (sayıyla: 7 ) tamamlamayı başarmış biri olarak bütün içtenliğimle şu kadarını ifade edeyim ki o enflasyon değerlerinin doğru olarak hesaplanmadığını gösterecek yeterli delil yoktur. Ayrıca şunu da belirteyim, söz konusu yedi (sayıyla: 7) yıllık eğitimimden aklımda kalan tek şey varsa o da istatistik hesaplamalarda bir hipotezin doğruluğuna, o hipotezin yanlış olduğunu ispat etmek mümkün olmadığında karar verilmektedir. Kelimelerle ifade edildiğinde sanki biraz üçkağıtçılık varmış hissi uyandırsa da konuya matematiksel olarak yaklaştığımızda şimdi hiçbirini hatırlamadığım bir sürü karmaşık hesaplamalardan dolayı, bu aslında en doğru yaklaşımdır.Yani, enflasyon hesaplanırken pinpon topu fiyatındaki art(may)ışın da göz önünde bulundurulması o enflasyon hesabının yanlış olduğunu göstermez. Devletimiz bize yalan söylemez. Zaten bu tür yalan yanlış iddiaları ortaya atarak kafamızı bulandırmaya çalışanların neredeyse tamamının şu anda binlerce sayfalık bir iddianameye dayanarak terör örgütü kurma suçlamasıyla hapislerde çürüyor olması bunun en büyük ispatıdır.

mahpus
mahpus

Ancak ve lakin, enflasyon hesaplamasında hiç göz önünde bulundurulmayan bir başka etken daha var: Benim “fiyatı aynı kalmasına rağmen kullanım ömrü azalan tuvalet kağıdı etkeni” olarak adlandırdığım etken ki kısaca gizli enflasyon da diyebiliriz. Aslında gizli enflasyonun literatürdeki tanımı belirttiğim etkenden daha farklı bir olguyu tanımlamak için kullanılsa da, literatürde benim bahsettiğim olguya ne ad verildiğini bulamadığımdan ve bu tanımlama anlatmaya çalıştığım olguyu çok iyi ifade ettiğinden ben yanlış da olsa (doğruyu tam olarak ifade etmiyor diyelim) bu şekilde adlandırmaya devam edeceğim. Hem zaten ne demiştik, anlam herkesin ortak anladığı şeydir.Önemli olan algıdır. O yüzden fiyat rekabeti çok önemlidir. Çünkü tuvalet kağıdına verdiğiniz para aynı kaldığından aynı malı aldığınızı sanırsınız. Ama çok affedersiniz, geçen ay kıçınızı otuz kere sildiğinizde anca biten tuvalet kağıdının bu ay daha yirminci kıç silişte bittiğini gördüğünüzde işin değişik olduğunu anlarsınız.Aynı şey, diğer köşedeki büfeyle fiyat rekabeti yapacağım diye döner ekmeğin fiyatını aynı tutan, ama içine koyduğu dönerin gramajını azaltan köşedeki büfeci için de geçerlidir.Dışarıdan yemek getirten bir yerde çalışıyorsanız fark etmiş olabilirsiniz, yemek fabrikası, ya da moda tabiriyle catering firması diğer firmalarla rekabet içinde olduğundan fiyatı artırdığı anda sizin başka bir şirkete kayacağınızı bilir, o yüzden zam yapmaktan çekinir; ama çaktırmadan da porsiyonları azaltır. Ya da belki kullandığı yağı değiştirir -ki bu da bu yazıya konu olan tuvalet kağıdının bu kadar çabuk bitmesinin etkenlerinden biri olabilir.
Sanki aynı parayı veriyormuş zannedersiniz ama aslında daha az mal ya da hizmet aldığınızdan daha çok para vermiş olursunuz. Bu da hesaplamalara yansımadığı için gizli enflasyon olur.Hafif’te bu aralar dizi yazıların pek bir revaçta olduğunu fark ettim. Ben de bu trende uyarak (yoksa üşendiğimden değil yani) yazının televizyonlarla ilgili ikinci kısmını sonraya bırakıyorum.