İyi bir cumartesi günü nasıl geçirilir? diye soracak olursam, sabah kalkar, 8.00 gibi kahvaltımı yaparım diye başlayan cümlelerden almayayım.O sabah kalktığımda doğru havuza koştum. Herzamanki gibi yalnız ve bedbah bir tavrım vardı çünkü Ayhan Işık’ınsiyah beyaz filmlerinden izlemiştim sabahın altısında. Gerçek aşkı bulamadığım için de mutsuzdum.Bütün bunlar yetmiyormuş gibi birbirinin gözlerinin içinde eriyen bir çift belirmez mi göz mesafemde bir yere..Tamam, öğlen yemeğimi yer ve üzerine bir buzlu kavunlu votka iyi gider dedim. Ben gölgede güneşlenirken adam sevgilisini rahatlatmak için 4 adet minder istedi. Az sonra sevgilisi rahatlıktan sızıverdi. Yakışıklı bir erkek olduğu için sonsuz bir güven vardı bakışlarında..Ellerini bir an bile ayırmadılar. İşte bu olsa gerek dedim mezarda el bırakmak. Fakat adamda bir rahatsızlık vardı, sanki hava yutmuş ve o hava içinde kalmıştı. Neyse dedim kendi kendime, bugün de böyle geçecek. Gözledimi kapattım. Özenmek bana yakışmazdı ama herzaman marketlerde çirkin kadınların yanındaki yakışıklı erkeklerin, neden onları tercih ettiklerini düşünürüm. Gidip tavuklu salatamı söyleyeyim dedim. O da ne, masama oturan yakışıklı adam oydu.- Selam, sizinle muhabbet etmek isterim ama kızarkadaşım çok kıskanç deyip telefonunu tutuşturmaz mı elime.Kalakaldım. Kendi hayallerimin yıkıldığı yetmiyormuş gibi o zavallı kız adına kurduğum hayallerde yıkıldı o an.Şu an neden kendimizi kandırmak istediğimizi düşünüyorum, neden hiçe saymaklar, neden bu fırsatçılık, neden, elele bile olunsa akıllar başka yerlerde..Neden hep elimizde olmayanı istiyoruz.???