Her harf bir insanı yansıtır aslında. başına geldiği kelimeleri kendine benzetir çoğu zaman ya da kendisi kelimeye benzer. Her harf her kelimede bir etki yaratamaz. İşte bu yüzden bazıları ünlüdür, bazıları ünsüz… ünlü insanların etkisi açıkça ortadadır. Kendilerine benzetebilirler çoğu insanı. Özenti yaratırlar toplum içinde. Özendirirler kendilerine. Ünlü insanlar sesli harflere benzerler. Bir araya geldiklerinde aeuüoöıi gibi anıran bir eşeğin akortsuz çıkan sesi gibidirler… Ve ünsüz harfler! sessiz insanlar… Tek başlarına çift camlı pencerelerden seslenen mahkum gibidirler… sesleri çıkmaz. İki seçenekleri vardır. Ya susup hiçliği kabullenecekler ya da sesli harflere yoldaşlık edecekler.Düşünüyorum! Sessizlik, yani susmak hiçlik midir? Ünlü harfler olmadan sessiz harfler bir işe yaramıyor. Konuşan insanlar olmasa insanlara verilen dil ziyan… Ama hayır! Bir eksiklik var. Susmak hiçlik olamaz. Sessizlik dilsizliğin alameti olamaz! Fakat nedense sustuğunda suçlu oluyor insan. Onca dili, sarhoş düşüncelerle ziyan edenler meydanlarda boy gösterirken suskunluğun huzurunu yaşamak büyük suç!Sessizlik bir ahenktir. Kalbinin atışıyla aklının uzlaştığı tek yoldur. Aklın ayak sesleri kalp atışının gürültüsünü bir tek sustuğun zaman bastıramaz. Çünkü dil akla itaatkardır. Kalp ise yalnızdır. Kalbin söylediğini söyleyemez dil. Ağır gelir. Kalp yüksek frekanslı dalgalarla yönetilir. Dil aklın verdiği basitliği sahiplenir… yani susmak kalbin görevidir! Akıl sadece mantıklı bir gerekçedir. Kalp mantıkla ilgilenmez. Kalp pek konuşmayı de sevmez. Çünkü bilir. Dil sevgiyi ifade etmeye yetmez!Şimdi susuyorum! Sessizliğimi cebime koydum, hafiften bir nefesle ağır ağır yürüyorum. Arkama dönüp bakmıyorum. Çünkü eğer geride kalanları görmek isteseydim zaten kuru güneşin yaktığı yabani yollara düşmezdim! Sessizliğimden şikayetçiydi herkes ve sustuğum için tüm suçlar benimdi. Kabullenmiş gibi mi görünüyordum acaba… Aslında yanılıyor herkes. Susmak ne kabullenmektir nede çaresizliktir. Susmak aslında cevaptır. Susmak güçtür. Çünkü herkes beceremez dilini tutmayı. Susmak asalettir. Susmak asildir. Hani pişkin cümlelerin kendini savunan hayvani tavırları vardır ya ve insanlar sürekli çirkefleşme çabasındadır ya. İşte sessizlikte bunlara rest çekmenin çizgisel biçimidir. Yani Susmak rest çekmenin asil halidir!Ve ben tüm sevgi cümlelerine rest çekiyorum. Artık biliyorum. Sevgiler anlatılmıyor şiirlerle… yıprandı tüm şairler aşkın zindanlarında. Yürekleri heba oldu karanlık satırlarda. Susuyorum. Ve bir kez daha asilce rest çekiyorum hayatın özenti cümlelerine…
yorumlar
Sevenin sevdiğini anlamak için ille de sözcüklere ihtiyaç yoktur. Bazen bir bakış, yada sıkıca sarılmak aşkın en güzel halidir, seven gönüllere “seni seviyorum”, demenin en basit yoludur. Ve evet, susmak en büyük silahtır. Tabi bunu başarabilirseniz.
“bazen susmak gerekirmiş duymak için” öyle diyorya şems tebrizi..duymalar prangasındayım..ve yuregimi duyabilmelere nakşeyledim..sükutuma seni işledim..sevgili…beklemekteyim..!
silahtır evet.. beklenen kelimeyi söylemedikçe ve onlar duyamadıkça canları yanar belkide…
karadağ fatihi belki bu yüzden susuyordur şair…
Susmak mânâ eksikliğinden değil belki mânânın derinliğindendir…
yok arkadaş bu kalp meselesidir! 🙂
Bende susuyorum o zaman.
sen sus ama kalemin konuşsun 🙂
Konuşmak yada susmak arasında kör ebe oynamaktayım..sen kadar büyüttüm umutlarımı..hadi yar..yak kandilleri..sinem yangın yeridir..
sobeeee!!!
şişme kadın kıvamında dolanmak en doğru secenek..
o nasıl oluyor?
dene anlarsın.
şime kadın kıvamı tabirini anlayamadım sayın ivandenisovic!
sevgili sayın müstesna, çalıkuşu,bu kıvama gelirseniz üç maymunu oynarsınız başınız ağrımaz di mi?
Hayatın karmaşasında dolanırken özlemişim hafifi de senin yazılarınıda çalıkuşu kalemine sağlık
şişme kadın kıvamını ben biliyorum, anlatayım mı ?
ne kadar şişirilirse şişirilsin gıkı çıkmayan kadındır , şişme kadın. Çok yüklenirsen patlıyor ama .
teşekkür ederim sahire,ivan benim anlamadığım kısım o kıvam nedir.. neye deniyor.evet onnupro anlatırsanız iyi olur!endop.. şişme deyince benim aklıma kilo geliyor.. :(acaba duygusal yöndemi şişme? hani dert açısından?
Susmak, en iyi böyle anlatılabilirdi herhalde. Ben pek beceremem kendimce susmayı. Ama sevdiğimi gördüğümde en iyi yapabildiğim eylemdir…
sevdiğine rest çekme!
Tiran!
“Kalp yüksek frekanslı dalgalarla yönetilir. Dil aklın verdiği basitliği sahiplenir… yani susmak kalbin görevidir! Akıl sadece mantıklı bir gerekçedir. Kalp mantıkla ilgilenmez. Kalp pek konuşmayı de sevmez. Çünkü bilir. Dil sevgiyi ifade etmeye yetmez!”Kime kim rest çekiyor şimdi ifade edebilirmisiniz saygıdeğer Çalıkuşu,Her kuşun eti yenmezmiş derler?
kalp rest çekiyor küstahca kurulan asaleti süpürge olmuş beyinsiz cümlere…
İsyan, bunun şarkısı var. Kim bilir belki bir gün Pandora da kendine gelebilir, toparlayabilir…
!!!…
May name is, your level crasher baby!?!The right one for your counciousness, your intelligent not yet upgraded but very strong the others, like Pandora’s-“Ai” your driver, Çalı Kuşu!?!Ok baby…
zipso’da işler bozuk gabi!
İstanbul’un ironisi, cevap vermek kolay değil, yeni yüzyıl battı, cam piramit kalktı (ruhsatsız), yani zor.Ne oluyor Aziz Nesin yakılmaya, Orhan Pamuk edebiyat kompleksine boğuluyor, hep canice.Bu arada zip dedin buraya kadar geliyim dedim, ancak sen kimsin?
ne yazıyor yukarıda.. çeviri programı düzgün çevirmedi anlamıyorum?
?
Sex! Kadınlar neden sadece yatakta bir orospu karakter yaşatıyorlar ve bize meşk ediyoruz aslında biz ona kadın diyoruz sayenizde anladım Çalı Kuşu… Size Pandora deme sebebim bundan, herkese anahtar sana boncuk:)
bana kutunun içinde kalan umut’ta yeter.. lakin tüm kötülüklerin sebebi ben değilim!ve sizi anlamakta zorlanıyorum…
Öncesi“lan böyle … diye başlayacadım söze ama vazgeçtim! ne halin varsa gör bile demiyorum! küfürlü nimetlerin kurtlu p .çleri …”Sonrası;bana kutunun içinde kalan umut’ta yeter.. lakin tüm kötülüklerin sebebi ben değilim!ve sizi anlamakta zorlanıyorum…Ben hiç zorlanmıyorum, anahtar şairin elinde:) ve ben şair değilim bebeğim, ben bir comedyadan doğdum…In history, In İstanbulMy name is wassago2000
yinemi istanbul…:@………………………………………………………………………………………………………………………………………………:@içine tüküreyim istanbul!!!!
Görüyorsun ironi artık çıplaklaştı (istanbulun ironisi), kimde vucüt buluyor? Hangi üstünlüğü kabul ettin ve yine mi gülümsemesi aktarıyorsun?Bu kompleks demek en güçlüsü, çok şiddetli olmalı bebeğim…
uzatma wassago2000,üç gün sonra öleceğim.. sen bir papatya yolla mezarıma.. ben geceleri yapraklarını sayarım… istanbul öldü – istanbul ölecek…
Öyle ya susmak rest çekmenin “Asil” hali,”İçine tüküreyim İstanbul!!!!Güzel sanatları öncesi sonrasında seçen, farkı yaratan sen değilsen, kim ?Çalı Kuşu-Pandoracığım:)
Neler oluyor?
pandora değilim ben… özgürlüğün ihanetine uğramış kötülüklerin sevinç cıyırtıları arasında kaybolmayı asla kabullenemem…wassago2000, :/…
arkadaşlar wass, “anahtar şairin elinde” derken yüzünde şöyle bir ifade beliriyor:
İşte isyanın sebebi, demek itiraf ediyorsun yaşadığını!O zaman ben biraz daha dalga geçebilirim:)Bu boyuttan bakınca, bahanen bir çocuğunkinden farksız…Alırım o zaman seni ben:) yani itici gücün bu ise çok çıplak görünüyor ki kompleks diyorum…Human-Users Manuel, ve bolca kahkaha keh koh hollyness işaret diline girmiyim şimdi!
bu gün ve dünün skorunu hesaba katarsak mimiklerindeki kalıcı hasarı hayal etmek zor olmayacaktır
O kim anladın mı anahtarlı örnek, seni görmek ve felsefeye ilgin seni başarılı bir örnek yapıyor. Ama bu soruya henüz veremezsin bir cevap, aynası iştir kişinin lafa bakılmaz uyarınca.Ama gelişme var örnek!
haha tabi tabi
Şaka yapmadım, cidden gelişme var, gerçekten gülüyorum (yarılıyorum amk) bu konuda haklısın ve nihayetinde öyle yada böyle bu bir öngörü:)
Çakıyosun dimi best!
Kapish? Ezdirme kendini komplekse…
En kötüsünden öngörü, şu saldırgan pet’gibi hallerinizden daha aynı sofraya oturulur kılıyor, petlerin temizlenme alışkanlıkları…Remember prisoner my name is wassago2000
nerde bunun yuları?
O dediğin küheylan hanım kızım amk.Sinirlendim. Tiran-çalı kuşu olarak hortladın demek, önplandasın hala, demek kendine yeni geldin, neye dönüştüğünü de izle bakalım, şimşekler ve fırtına:)
wassago2000, son kez söylüyorum uzatma!
Sevimli bir teklif…
susuyorum ve bu gidişe bir rest çekiyorum… (derin bir sessizlik)
Son olsun!
Evet susmanın asil bir tarafı vardır. Susmak daha çok kendine güvenle ilgili bence. Boş davul daha çok ses çıkarır diye atalarımız boşuna dememiş.
avazımın çıktığı kadar susuyorum!!!
Yukarıda söylediğim sözü tekrarlıyorum çalı kuşu. “Sumak bir silahtır. Tabi bunu başarabilirsen.” (Bu söz yazıların için değil. Yazı göndermeye devam et. Beğenerek okumaktayım.)
Teşekkür ederim nihansage… susmak silah değil aslında sanattır… sustuğu zaman daha güzel bakıyor insanın gözleri…
ee?