Terlik’le bir ilgimiz yok. Aslında mesela George Clooney’li bir film. Şu an oynayan 2 adet var zaten. Solaris, psiko-dram gibi. Steven Soderbergh ve James Cameron yönetmiş. Film pek parlak diyemem. Aslında konu pek karmaşık gözükebilir ama değil. Enteresan bir şekilde bu filmi seyrederken Event Horizon‘u seyreder gibi hissettim. Verdiğim linkte görüleceği üzere bu film Solyaris diye bir filmle ilişkilendirilmiş. Yani Solaris‘in 1972 model orijinal Rus versiyonu
Stanislaw Lem’in kitabından uyarlanan film, daha önce Rus yönetmen Andrei Tarkovsky tarafından 1972’de sinemaya Solyaris adıyla uyarlanmış. Hikâye aynı. Ve her zaman olduğu gibi, Holywood’un bir filmi tabîi ki yurtdışından arak (bkz. Birdcage, 12 Monkeys, Vanilla Sky akla ilk gelenler). Dedim ya Event Horizon‘u seyreder gibi oldum. James Sanford adlı bri eleştirmen de direkt olarak bu noktaya değinerek, Event Horizon’un da Torkovsky’nin filminin değişik bir versiyonu olduğunu vurgulamış.
Sadede geleyim. Solaris’de ne var. Bence aşk meşk değil insanın evren karşısında acizliği değil. Hepsi hikaye. İçten içe işlenmiş bir ahiret teması var. Ölümden dönüş ve bu dönüşün Solaris adlı bir gezegenle ilişkilendirilmesi. Bu gezegenin tamamen insan arzularını ve en mutlu anlarını tekrar canlandırması ete kemiğe büründürmesi. Bilimsel açıklama ve kuralların bazı olaylar karşısında acizliği. Dini propaganda bence.
Diğer taraftan Solyaris‘in varlığını bilmediğim için ilk başta kızıp, Event Horizon’dan araklayıp değiştirmiş hainler dedim. Değilmiş tabîi. Benzerliklere ir bakalım:
yorumlar
Eski filimin daha iyi olduğunu duydum..
Hikayenin denizde yaşanması daha şık olmuştur bence…
Yeni filim bi star filmi gibi..
bu ahiret mesajını ben alamamıştım seyrettiğimde ama olabilir. tekrar ve daha dikkatli seyretmem lazım.
zira tarkovskinin filmlerinde hristiyan inanç hep bir alt mesaj olarak vardır. propoganda gibi değil ama reddedilmeyecek bir gerçek gibi belki. Stalker ile Ayna’da daha belirgindir bu.
mesajlar werdiği kesin,ölümden sonraki yaşam,hatta cennet cehenem kawramları irdelenmiş…werdiği mesajların kötülüğü 1 tarafa film bir bütün olarak da tam 1 fiyasko bence.
terlik olan..
ayrıca filmi izleyemeyecek kadar taşrada oturanlara (ben) spoiler olmuş insan biras belirtir dimi okumayın die, gerçi ben zeka gösterip okumadım ama..
ciddi ciddi filmi yayinliyolardi
ee yok daha neler diecektimki -aslinda dedimde- filmin sonunu izlemekte oldugumu farkettim.
kitabini pek begenmemistim, filminde yorungede gectigini duyunca, sinemada seyretmemis divx ini bulmaya karar vermistim.
ancak simdi bu cabaya degermi die dusunuyorum. basini ortasini sonunu bildiğim bi uyarlama icin.
siz ne dersiniz?
ben bayıldım. dini bişiler oldugunu dusundum ben de ama herkes cennetini cehennemini kendi anılarıyla kuruyor gibi bişiler anlamıştım. yani cennet cehennem allah filan var ama cennet cehennem oyle bi ikilem diil. senin kendini, kendi gücünü hayallerini nasıl kurduguna bakıyor ölümden sonra ne olacagın diyo film diye dusundum. olumden sonraki yer yargılanma, yargılama olmayan biyer. bicesit cennetcehennem yani. ve de o yeri bu hayatta yaptıklarınla, hayal ettiklerinle, arzuladıklarınla, sen kendin yapıyosun.
Bir de adam karısı olmadan bir türlü hayatını kuramıyordu ki, ya da kurmuyordu, o en son hani dunyaya donebilme şansı verildiginde ‘hayal de olsa, sağlıksız da olsa ben burda kalmayı seçiyorum abiiii’ der gibi geldi. Bu da benim hoşuma gitti. Yani zayıflıklarınla hanguplarınla savaşıyosun savaşıyosun da biyere kadar işte. sonra diyosun ki abi budur ben bundan daha fazla savaşamıycam. ve de muhtemelen öldürüyo ya da çıldırtıyo seni kendi hangupların. ama bu da biyerde bi tercih, ya da hem güç hem tercih meselesi. yani adam kadını seviyo ve de let go edemiyo ve de etmek de istemiyo. istese yapabilir. ama güçsüz olma artık bazı dertlerini de çözememe/cozmekistememe -ki adam terapist yani!- diye biyer var diyo bu film gibi geldi.
işte hani dairelerini spiral yapmaya calisiyosun hayatta. biraz ilerleme olsun diyosun. hayatta kendimi aynı yerlere gelir buluyorsam da farklı bişekilde geleyim diyosun. ugraşıyosun didiniyosun. ama biyerde de yoruluyosun. ölüm de belki o yer. ölünce de, ölümden sonraki hayatını, o stop ettiğin yerin çemberini cizerek geçiriyosun.
off bol felsefeli oldu bu. neyse şöyle diim: hepimize allah gecinden versin 🙂
okuduğum en güzel kitaplardan biriydi, sadece bilimkurgu olarak da değil…
Okurken ağladığım tek kitaptır ayrıyetten, sizin için bu kdar önemli birini kaybetmişseniz, Solaris, “Yalan da olsa tekrar istermiydim?” sorusunu kendinize defalarca sormanıza sebep oluyor.
koltuk yıkama