en çok insan ölümüne sebep olan böcek
en çok insan ölümüne sebep olan böcek

“”Böcek”” (DEET türü) spreyleri insandaki kokuyu maskeliyor. Onlarca yıl araştırmadan sonra Bilim Adamları bu güne kadar bu ilaçların tam olarak nasıl çalıştığı konusunu çözememişlerdi. Günümüzde yaygın olarak kullanılan böcek kovucuları araştıran Rockefeller Üniversitesi araştırmacıları bunların kan emici (sinek) böceklere çekici gelen insan kokularını maskelediği sonucuna vardı.13 mart ta Science Express’te yayınlanan araştırma, bu (böcek kovucu) ilaçları daha etkili ve sağlığa daha zararsız olmalarını sağlayacak.“Onca yıl boyunca ortalıkta bir sürü teori vardı, fakat hiçbiri bu ilaçların nasıl çalıştığını bu güne kadar tam olarak açıklayamadı” diyen Nörogenetikçi Leslie Vosshall, “Bunların bu güne kadar, sivrisineklere kötü koktukları için mi, yoksa onları bizim kokularımızı almalarını engellediklerinden dolayı mı uzak tutuğu bilinemeyen bir soru idi” dedi.
“”Sivrisinek””ler insan teri ve nefesinin kokusunu (hatta karbondioksit ve laktik asidin konusunu bile) kolayca alabiliyorlar. Özel koku alma reseptörleri sayesinde onca farklı kokunun arasından bunları ayırt edip avını kolaylıkla bulabilir. Bu DEET (sineklerin insanları ısırmasını engelleyen ilaçlar) ler sivrisineğin koku alma reseptörlerinin doğru yönde çalışmasına engelolarak ‘biz avlarını’ bulmasını kat be kat zorlaştırıyor.
Fakat bu engelleme kısıtlı. DEET lerin etkilerini değişik koku alma reseptörleri üzerinde inceleyen araştırmacılar, kimyasalları sivrisineğe verirken reseptörlerindeki elektriksel aktiviteyi incelediler. Bu incelemeler sonucunda tüm böceklerde bulunan Or83b reseptörünü bu kokulara karşı anlık olarak kapattığını buldular. Oysa DEET ler sadece ter ve nefes kokularını (ayrıca 1-octen-3-ol alkol molekülü) seçen reseptörü kapatıyorlar, karbondioksiti tespit edebilen reseptörleri etkileyemiyorlar. Bunun sebebi karbondioksiti bulan reseptör Or83b reseptörüne bağımlı çalışmaması. Fakat tatlı koku (ter, nefes) alıcıları bu reseptöre bağımlı çalışıyorlar. “Her reseptörün değişik yapısı var” diyen Vosshall, “DEET ler bunun kısıtlı (ama etkili) erişebilirliğini kullanıyorlar” diyerek sözlerine ekledi.
Bu ko-reseptörlere sahip olmayan sinekler henüz genetik olarak incelenmiş değil. Vosshall ve grubu araştırmalarında bu ko-reseptörleri olmayan meyve sineklerini kullandılar. Ko-reseptörsüz bu normal meyve sinekleri DEET sürülmüş tuzağa balıklama dalarken, ko-reseptörlü sineklerin ise bu tuzağa yaklaşmadıkları görüldü. Vosshall ayrıca yaptığı bir deneyde yumurtalara verdiği DEET sonucunda çıkan yavruların ilgili reseptörlerinin (insan kokusu alan reseptörler) RNA larını etkisiz hale getirerek körelttiğini de ispatladı (yani doğan bu sinekler bize ait çekici kokulara kör olarak doğacaklar, bize selam vermeyecekler).
“DEET ler hayvanın tüm reseptör sistemini kapatmıyor,” diyen Vosshall, “sadece ilgili kısmın faaliyetine son veriyor, ya da bize ait olan bu kokuların ona artık çekici gelmemesini sağlıyor” diye ekledi. DEET ler yaygın olarak kullanmasına rağmen muhtemel sağlık risklerinden dolayı bilim adamları farklı arayışlara geçti. Fakat DEET lerden daha etkilisini henüz bulabilmiş değiller. Vosshall “Biz şimdilik DEET lerin nasıl çalıştığını bulduk, bu daha etkili böcek kovucuların yapılması için ilk aşamaydı” diyerek sözlerini noktaladı.* 13 Mart, 2008 de Rockefeller Üniversitesi Haber Bülteni Bloğunda yayınlanmıştır .* Science online: March 13, 2008