Ana haber bülteni izlerken cinnet geçirebilme potansiyeline sahip benden başka kaç kişi var merak içindeyim. Toplamda yarım saat süren bir ana haber bülteninde ortalama iki kere şok, yedi kere psikolojik travma geçirebiliyorum.Geçen gün trafikte yanımda bekleyen arabadan el kol hareketleri ile tükürükler saçarak trafik lambasına ana avrat söven adamdan bile ürkütücü oluyorum zaman zaman.Haberlere reklâm alınmasından bültenin sonuna yemek tarifleri serpiştirilmesine kadar birçok detaya kızabilme yetisine sahibim. Yahu bir kilogram tavuk etinden sekiz çeşit yemek yapabilmekle ana haber bülteninin ne alakası var? Üstelik yemekler abuk sabuk bulamaç gibi. Bir yemeğe 33 mikrogram tavuk koysam ne olur koymasam ne olur e be ebleh.. Ayrıca aynı yemek masasında, olmadı yarısı bu akşam yarısı yarın yenecek sekiz çeşit tavuk olması kimi nasıl memnun eder çakma ev hanımı tombul teyzem? Belli ki sen zaten tavuklu tavuksuz her şeyi yiyorsun bizi alet etmek sevdası neden?Haberlerde beni en fazla geren detaylardan biri spikerin o başlığı soru şeklinde ifade ederek çok daha etkili olduğunu düşünmesi. Gerçi bazen bu sorulara cevap verecek kadar kendimi kaptırdığımı itiraf etmeliyim. Şöyle ki;- Doğal gaz zamları son bulacak mı? Son günlerde hepimizin ( ben de sizlerden biriyim bu zam beni de en az sizin kadar etkiledi, hepimiz kardeşiz imajı veriliyor) zihnini meşgul eden soru için İzmir’den ( neden İzmir? ) muhabir arkadaşımız İsmet’e bağlanıyoruz. Evet İsmet söz sende.- Evet sevgili Kırca… ( burada bakınız Sayın Kırca ile sevgilili filan konuşuyorum o denli de yakınım bakmayın İzmir’den bildirdiğime havası var ve kesinlikle gözümüzden kaçmıyor)E güzelim, İzmir’de sokaktan geçen beş kişiye sorulmuş böyle bir soruya alınacak yanıtın pratikte bize nasıl yansımasını bekliyor şimdi bu adamlar. Ayrıca ne tür bir sorumluluk yüklediniz şimdi siz bu insanlara! O yanıtın cevabını gözünü kulağını dört açmış bekleyen milyonlar var ekranın ardında. Vallahi benim diyen insanın yüreği kaldırmaz yahu.Bu ana sunucu ve muhabir muhabbetinde bir de isim soy isim sorunsalı var. Çemişgezek’ten bildiren arkadaşa Ankara stüdyosundaki spiker Ahmet, İsmail diye isimle hitap ederken karşıdan mutlaka Sayın Birand, Sayın Kırca gibi dostça ama saygı dolu hitaplar gelir. Bir karar verin. Ortayı bulun. Güdümlü terliğimi ekranla buluşturmayın ciğerim.Haber spikerlerinin büyük çoğunluğu biz izleyicilerin zekâ geriliği yaşadığımızı ya da olayların değerlendirmesini yapabilecek ehliyete sahip olmadığımızı düşünüyor olmalı ki mütemadiyen verdikleri haberi yorumlarla süslerler. Canım kardeşim sen ver haberini bırak biz yapalım yorumumuzu. Kişiliğimizi ezdiniz, asimile ettiniz billahi bizi. Buradaki baskılama psikolojisi öyle kuvvetlidir ki spikerin kelimelerle yeterince etkili olamaması ihtimaline karşı mutlaka fona bir müzik konur. Bir hastane faciası yahut şehit haberi ise zaten yanmış olan yüreğimizi acıklı ötesi bir melodi ile kızgın şişle delercesine yoklar, heyecanlı bir durumu mümkünse popüler bir film müziği ile süslerler. Kapanışlarda bir Barış Manço olsun bir Vladimir Horowitz olsun, olmazsa olmalardandır. Zaten bu arada siz bir şey düşünecektiyseniz de tamamen unutup kendinizi olayın akışına bırakırsınız. Yine bu geri zekalı sanılma meselesinde aynı görüntünün defalarca yayınlanması ve tüm bu zaman süresince aynı anonsun siz kusana dek devam etmesi de söz konusu.Ana haber bülteninde sürekli altta bir sonraki haberin başlığı geçer. ”Otobanda facia! Az sonra.” Sanırsın Oscar Töreni’nde kim ne giydi onu gösterecek. Yahu bir sürü insan ölmüş, bir sürü maddi zarar olmuş, yol tıkanmış, insanlar sefil olmuş neyin artistliğini yapıyorsun densiz!Haberlere reklâm almak hangi zekânın ürünüdür? Gün boyunca yorulmuş evimize gelmişiz. Haberimizi izleyip dinleneceğiz. Güzelce, sulandırmadan versenize şunu. İnsanı çileden çıkarmanın anlamı nedir! Ayrıca sizi izlemeye devam edeceğimizin garantisini nereden aldınız? Aynı anda en az on kanalda haberler var. Üstelik hepiniz aynı şeyi sunuyorsunuz. Olmadı bunun interneti var, gazetesi var. Adamı hasta etmeyin.Bir ana haber bülteninin benim için olmazsa olmazı haberi anons etmek için kullanılan yüzü olmayan seslerdir. O sesin gür olanı, kemik iliğine işleyeni makbuldür. Bizans kapılarına dayanmış Fatih’in yiğitleri o seslendirmeyi yapan arkadaşın yanında süt dökmüş kedidir. Milli Piyango’dan büyük ikramiyeyi kazansam, tuttuğum takım altın golde dünya kupasını alsa, Yves Saint Laurent yeni kreasyonunu beleş verse bu kadar heyecan yapamam inan olsun.Spikerleri buz gibi havada hava durumunun kötü gidişatına işaret etmek adına sokakta çekime – ki bu bölümde kadınların fönünün bozulması söz konusudur ve bu inanılmaz rahatsız edicidir- ya da ne bileyim bir protesto olayını sunacağım diye kafasına taş yemeye zorlayan zihniyeti şiddetle kınıyorum. Çık balkona kuşbakışı çek mis gibi. Akarı yok kokarı yok. Millete ne diye zulüm ediyorsunuz zerre anlam veremiyorum. Yeminle tekme tokat giresim var ama hanımefendiliğimi bozmaktan çekiniyorum.Güzel bir ana haber bülteni bence canlandırmalarıyla bir Cannes olsun bir Altın Portakal olsun çeşitli festivallerde boy gösterebilecek niteliklere sahip olmalıdır. Benim haberlerden en büyük beklentim bu yöndedir. Kapkaç sahnesinde arkada gölgeler arasında kadını sarsarak çantasını almaya çalışan genç bir delikanlı, tecavüz haberinde – ki bu favorim- kızı itip kalkarak bize “tecavüz böyle bir şey değil ki” dedirten üç beş gözü dönmüş ağabey- adam bozması, çantasını sırtına atmış karanlıklara karışmaya çalışan bir hırsız silueti vb… Yıllardır içimde kalan bir teşekkürü de bu vesile ile burada dile getirmeyi borç biliyorum; o canlandırmaların sanat yönetmeni sana gönülden teşekkür ediyoruz. Hayatımıza renk kattığın, hayal gücümüzün küçükken kafa üstü düştüğümüz uzun eşek oyununda iş görmez hale gelme ihtimalini düşünerek bize bu güzelliği sunduğun ve bizi sanatla buluşturduğun için.Son olarak spikerlerin her Cumhuriyet Bayramı’nda şaşmaz bir gerçeklik ve sarsılmaz bir inatla kırmızı beyaz şeyler giymeleri konusundaki hassasiyetlerini çözmedim, çözemedim.Birkaç da talebim var;Sevgili haber merkezleri, lütfen iyi kuaförler ve daha az gösterişli makyözler tutun. Çok sevgili spiker kız kardeşlerimizin makyajını okul öncesi boyama kitabı şeklinde yapmayın. Kar komandoları bile gözlerinin altına bu kadar boya sürmüyor. Bülent Ersoy’un aydınlatıcısıyla yarışılıyor yahu. Ayrıca saçların ucunu sivriltmek adına ipeksi saçları Demokles’in kılıcına çevirmek niye? Jöle de saça yedirilerek kullanılan bir malzeme, saçı onunla kaplayıp maske yapmıyoruz.Son olarak röportajlarda on çeşit mikrofon kullanılıyor. Ayıp bir şey. Uzunu var, topağı var, kırmızısı var, mavisi var. Dikkat dağılıyor, konsantrasyon bozuluyor. Mikrofon inceleyeceğiz haberden kopuyoruz billahi.Olmuyor ama böyle!Not: Adını anamadığım kamera arkasındaki çok sevgili ışıkçı, setçi, kameran arkadaşlarım. Sizi de unutmadım. Yüreğimdesiniz.Son bir not: o gerim sayım şeysini ya siz kaldırın ya ben üşenmeyip budaklı odunla oraya geleceğim.
yorumlar
Hayırlara vesile olsun.
amen
Dün hindi dolmasının tarifi verdiler haberlerde.Pişirme süresine dikkat dediler..
Ben kökten çözüm buldum,çoğu haber bültenini izlemiyorum…
mühim konu. malum her tüek ailesinin evinde pişecek bu gece.
saptamalarını tuttum sayın manson…ben haber izlemeye katlanamıyorum, bende mi bir sorun var diyordum, demek ki yokmuş? Değil mi sayın seyirciler?
kesinlikle yok sayın linet. şimdi muhabirimiz leyla’ya bağlanıyoruz.
Siteye üye olduğumdan beri okuduğum en süper yazı üc.beş tutma aparatı olsaydıda her kösesinden şey etseydim olmuyo.Haberleri sunabilen ,konuşabilen adam gübü enkürmanler diliyorum başta Biranddan kurtulmak dileği ile diyorum,o adamdan haber dinlerken sinirlerim kalkıyo efendim Tv kanlalarındada Klan sistemi en çok raslanılan durumdur hele hele şişmiş ve şişirilmiş haberciler ve onların alt tayfası…..-Emret Komutanım .At kendini uçurumdan aşsağı oğlum, ama en güzel görüntüyü yakala-tamam sayın Enkiralmanım.Kusmuk bir ortam ,danışıklı dövüş artı TV KANALARININ PATRONU ne isterse okonuşuluyor gerçekten gerçek habercilik ,tarafsız kaçtane var (!) geçelim uzun konu…………Sayın Manson teessüf ederim Çemişgezek’ten ben bildiriyourum.
hiyy o ışınlama şeysi neydi yahu. bahsi geçmişti burada.http://www.tumgazeteler.com/?a=4201861
metriks yapacaklardı,bildiğin greenbox denemesi lakin.Hemide dandik bir deneme.Hatunun gözükmesi gereken yeri bile ıskalamışlardı.
Haber spikerleri yüz güzelliği olan, fakat sürekli o göğüs hizasının aşağısını merak ettiğim hatun kişiliklerdir. Zira bazen, allah bu kadar vermiş olamaz buna yahu, sesi ayrı yüzü ayrı güzel yok yok kesin alt tarafta var bişi şeklinde kendimi gereksiz monologlara sokuyorum..
abi alt kısma misal pijama giyiyor, ayakta terlik. yukarıya aldanma.ali kırcayı stüdyonun önünden geçerken çubuk pijamayla gördüm ben yahu.
doğalgazdan zehirlenerek ölen 7 üniversiteli gencin haberi mümkün olsaydı eve girip cesetler de gözterilecek şekilde sunuldu.her bülten en az 15 dakika ayırıp sürekli aynı şeyleri tekrarlayarak ölen gençlerin feryat figan ağlayan ailelerini gösterdi.işe yaradı mı?kesinlikle.salya sümük ağlayarak izledik. ölümün bize ve sevdiklerimize ne kadar yakın ve süpriz yapma meraklısı olduğuna vakıf olup içlendik.
Hakikaten, bu haber mahvetti beni, uyandığımdan beri, salya sümük geziyorum, yazık yaa..
gerçekten çok üzücü, inanılır gibi değil:((
babam ölse, annem ölse, kocam, kardeşlerim ölseydi düiye düşünmekten psikolojim bozuldu yahu.insanın yüreği bu denli mi acır.
bir de eminin haberi izleyip kızlar erkekler ne işiniz vardı aynı evde, işte böyle bulursunuz belanı diye yorum yapan olmadıysa bileğimi keserim ayrıca.
bilek derken el mi ayak mı ?
Bu ne ihmal ya, doğal gaz sızıntısına önceden haber veriliyor ve yetkililer geliyor sadece bir daireye bakılıyor, diğer kapılar çalınmadan, rahatça gidiliyor..Resmen ölmelerine izin veriliyor..
ayak tabi.
ayak derken genelde sağ ayağımı sol ayağımı tercih ediyosunuz ?
Yetki yok yetki yok, yetkinize tüküreyim..Bir devlet kurumunun genel müdürüsün, salla başını al maaşını..Hala aynı..Sorumlusun, dibine kadar sorumlusun, ölenlerden..
o möndi o..pbk çok kızgın.müdürü bi yakalarsa…
Onnup, nasıl sinirlenmem, sen söyle bir yerin genel müdürüsün, yetkiyi vermez misin, diğerlerine de bakılacak demez misin, Milletin hayatı söz konusuysa yetkiyi ben verdim, Herkesi rahatsız etme pahasına demez misin..Bunun için müdür falan olmaya bile gerek yok..Kimler, nasıl insanlar çalışıyor, devlet işlerinde..Gerekirse istifamı öldükleri için değil, rahatsız ettiğim için, özür dilemek adına veririm..
yalnız şöyle bişey var. çaldın kapıyı açmıyorlar. kırdın girdin. bu defa haneye tecavüz diyecek evsahibi.ayrıca o kadar hödük insanlarımız var ki benim yetkim var diye ota boka evlere dalabilirler.çok vahim.bir kız vardı ayakkabılara sarılıp ağlayan.
Ben olsan dikerim 2 polis arabasını binanın kapısına, gösterin kimlikleri, alın doğal gaz yetkililerini yanınıza tek tek bakın dairelere derim..Zorlayan mı oldu, mecburum diyeceksin..O zaman, ”ben görevimi” yaptım derim..İsteyen istediği yere şikayet etsin..
keşkeler hayatımızda her daim olacaktır.
Bu konuda düşünceli hareket edilmemesi cidden vahim bir hata. Ama Manson’ın dediği de doğru. Faraza, o gençlerin dairesi o gün boş olsaydı ve yetkililer de yine kuşkuya kapılıp kapıyı kırıp içeri girecek olsalardı, bu kez İzmir’e gittiğini öğrendiğimiz ev sahibesi “evimizin kapısını kırdılar. bu nasıl manyakça bir şey, biz şikayet mi ettik de bizim evimize de girildi.” diye feveran edecekti. Şimdi “neden girmediler” demenin aksine. Bu da bir gerçek. Bu aslında kültürel bir laçkalık bir yerde. Bu gibi durumlarda yekililerin napacakları ve toplumun da bu durumu nasıl karşılaması gerektiği kafamızda net değil. Acil durum kültürümüz yetersiz.
Off kapı kırmaya gerek yok, yok mu o apartmanın yönetici, tek tek ev sahipleri aransaydı telefonla.. Ne bileyim ben çok üzüldüm…
ya bu kadar kasmanın manası yok. burada ecel, kader gibi detaylar giriyor. trafik kazalarında tonla insan ölüyor. o zaman trafik polislerini, sürücüleri, kuralları herşeyi sorgulayalım. yetmiyor bir noktadan sonra.birilerini suçlayacaksak ev sahiplerini de suçlayalım. düzgün kontrollü davransalar olmayacaktı bu, evlatları ölmeecekti!yahu geçen gün eczanenin önünde park halindeki arabama tır çarptı. ara sokak. polis çevirmiş yolda çalışma var ara yoldan girin diye adam da bizim cıncık gibi araya girmiş.olacağa bi de öleceğe çare yok işte bi noktadan sonra.
aynayı ben istiyorum…
aynayı bakasına söz verdik ama istersen sağ arka kapıyı verebilirim.
otomatik camlıysa olur..
merkez beni seviyor musun?
mansonilized, bir deyeni bir moda var…! haberlerin bitmesine yakın, anchor abiler şöyle diyor;az sonra bültenimizi bitirmek üzere tekrar birlikte olacağız…!!abi yani reklam almanın pick yaptığı nokta yani:)Haberler bitti ama siz şu reklamları da izleyiverin, ayıp olmasın der gibi, şaka gibi ya:)
acı üstünden raitingin örnegi… doğalgaz sızıntısı degil geri tepme oluşmuş. kombi borunuz saglam mı diye daire daire gezerseler hele de yılbaşı gecesi hoş karşılanırlarmıydı?her birinin borusu delik ihbarında tüm apartmanı gezerseler vakit yeter mi?gençler kızlı erkekli,içkili sıçkılı, giyinik çıplak kime ne?medya müdürü hedef göstermese aileler onları suçlarmıydı?müdür çıplaktı vs gibi dangalakça laflar ederek suçsuz olsa bile şimşekleri üztüne niye çekti.yarım saat bu habere vakit ayıran kanalların amacı neydi?gerçekte üzüldülermi yoksa yine aydın dogan medya zamazingosumu bu?gazzede ölen bebelere yönelik haberlere bu gençler kadar zaman ayrıldı mı?gençlere Allah rahmet eylesin ama satlerce bu haberler verilerek acılar arttırılmıyor mu?ergenekon örgütü ne ara gündemden silindi?yerel seçim öncesi olmasa bu olay eninde sonunda melih gökçeke baglanırmıydı?
Türkiyedeki medya pastadan büyük payı kaparken üstündeki kirazıda ağzıma nasıl atarım kaygısındadır ve kolpadır.Kadının ırzına geçerler onun resmi basılır ,ırza geçen kişininki bantlanır…Çocuk taciz olur onun resmi basılır ,tacizciyi saklarlar !!!!!!!!Trafik kazası olur yerde yatan kişilerin çıplaklığını bantlamaz, kaza bu üst baş parçalanır bunları naklen verir maksimalistçe ,çoluğu çocuğumu var!! bu halde bir insan öldüyse ona saygı denen son görev yapılmazmı diye düsünmez.hesaplar ..trajdır ve reyting denen para .ölene saygı duyulmaz ,arkasından atılır tutulur.Evrensel değerlere ve insanlık değerlerine önem verilmez.Dakkalarca aynı feryat figan görüntüleri verilir..birde magazinmiş gibi garip acitasyon seslendirmelerle..seyirciyi salak hale getirip hipnoz yapmak adına ki aman kanal değişmesin tek derdi o dur.Oysa………………..