Yurttaşlar şunu iyi bilmeliler ki, Show TV’de yayınlanan ‘Dünyada Bugün’ programı sunucusu Showhaber devrimci hareketine büyük ihanet içindedir.
‘TEM otoyolunda dombaylar yuvarlanırsa ne olur’, ‘uluyan porsuk bir puanı nasıl verir’, ‘kestanecinin kestanesini ilk kim çizdi’ konulu haberler hani nerede…
yani nerede ise izlenemiyor çünkü yurttaşların gözü fena halde kamaşmış durumda. Bu kamaşma, gecenin o vakti, ancak parmak uçlarıyla koltuk altlarını karıştırıp koklayarak düşünebilen, bundan cinsel bir haz duymayı başarabilen yurttaşların bir bölümüyle ilgili değil elbette!… Tamamen, söz konusu sunucunun Türkiye televizyonlarının en güzel, en göz kamaştırıcı kızı olmasıyla ilgili…
Dolayısıyla ‘Senin Cumhuriyet’ini kutlarım Türkiye, o Cumhuriyet’ini bir kutlarım Türkiye şaşırırsın!’ konulu fragmanı defalarca gösteren habercilik anlayışından, yurttaşların fevkalade yararlanabilmeleri için, lütfen gözlerinin kamaşmasını önleyecek tedbirleri bir an önce alalım.
Showhaber’in Birinci Cumhuriyet’çi, romantik habercilik anlayışına dair merak ettikleriyle ilgili gerekli izlenimi edindiği ümit edilen yurttaşlar her fırsatta coşmamalı, TV’nun karşısına geçmeden önce bütün gün yaşadıkları gerçek koşulları bir daha değerlendirecek zamanı yaratmalıdırlar. Böylelikle eylemleri ve (varsa) söylemleri arasında bir koşutluk sağlanabilecektir.
Hoş ‘Peki, o zaman ne değişecektir?’, diye sorarlar adama, hem de boru gibi sorarlar ya!
yorumlar
ben bisey.
giderek aptallasiyor muyum nedir..¿
Biz alıştık reha nın salak haberlerine.Böyle kafa yorucu ve düşündürücü mevzuatları anlamamız kolay olmuyo…
hııı
ahkamcı okuduklarını anlamayınca.. az sonra
anlaşılması zor yazılar yazmanın iyi yazmak olmadıgı anlaşılınca… çok sonra
Yazılı ve görsel basında egemenin bedeniyle belirleyici rol oynadığı bir politik sistemin varolduğunu göstermeye çalıştım.
Bu yazıyla akıl verdiğim sanılmasın, tam tersine, amacım medyada iktidar ilişkilerini gözler önüne sererek, yurttaşların kendi hareket ve davranışlarına kendi iradeleri doğrultusunda yön verebilmeleri sağlamaktır. (Yani bir bakıma ‘göz’ü kaptırmamayı sağlamaktır. Mümkünse hep birlikte!…)
Bu açıklamadan sonra da merak edilecekler olacaktır kuşkusuz, aziz din kardeşlerim ancak sizin için yapabileceklerim bu kadar!
Başka sorularınız olursa (daha zor sorular) üzerime alınmayıp doğrudan Emre Kongar’a yöneltebilirim.