Dün Sezen’in Harbiye açıkhavadaki Türkiye Şarkıları konserini izlerken cepli süvarilik yapıp mesaj attım. Başına “Hf” yazmayı unutunca burada yayına girememiş tabii.

Kısa notlar sunayım konserden:

– Merdivenler dahil her yer tıka basa doluydu.

– Ön cenah ünlü şahsiyetler diyarıydı. Kimler yoktu ki..

– Konserden bir gün önce Ertuğrul Özkök’ün ve bir sayın bakanımızın davetiye için yırtındığını kulaklarımla duydum.

– Konserin konsepti olarak tahmin edilebileceği üzere bu topraklarda yaşayan bunca farklı kültürün nasıl birbirine kaynayıp yeni bir sentez kültür oluşturduğunun vurgulanmasıydı. Ve bunu yaparken barış içinde, şarkılar söyleyerek her farklı kültürden insanın özünü de beraberinde getirerek oluşturması salık veriliyordu. Türk, Ermeni, Rum, Musevi, Laz, Kürt, sahnede kim varsa kendi kültürlerinden bir esintiyle “Türkiye” şarkıları söylüyordu.

– Daha önceki konserlerin yarattığı tartışmalara tepkiden olsa gerek en büyük alkışı Kürtçe şarkılarıyla Diyarbakırlı çocuklar aldılar. Konseri izlemeye gelenlerin,bu yapılan işin altında kötü niyetler arayanlara cevabıydı bu biraz da.

– Türkiye’de teknik altyapısıyla zor, organizasyon güçlükleriyle bezeli, bunca eleştiriye göğüs gererek yapılan öyle ya da böyle başarılan bir işi bir takım bize özgü aksaklıklarından ötürü eleştirmemek daha doğru olur diye düşünüyorum. Açıkçası para için yapılacak iş değil şu yapılan.

– Son olarak; Ben dün akşam bir milli takım seyrettim, böyle bir kenetlenmeyle kimsenin yenemeyeceği. Boşa hayalse de hayal anasını satayım, şurda üç beş günlük ömrümüz var, hayal kurmayıp da ne yapacağız ki?