Gone Baby Gone, Türkçe ismiyle Kızımı Kurtarın Ben Affleck‘in kariyeri düşüşe girdikten sonra Aaron Stockard ile beraber uyarladığı ve yönettiği bir gerilim-dram filmi. Film, Dennis Lahane‘in aynı isimle başarılı polisiye eserinden uyarlandı ve başrollerini Affleck’in kardeşi Cassey Affleck, Michelle Monoghan, Amy Ryan, Ed Harris, Morgan Freema üstlendi. Eleştirmenlerden genelde olumlu tepkiler alan film Affleck’in kariyerini kurtardı.Ben Affleck, Gone Baby Gone filmine kadar düşüşte olan oyunculardandı. Çektiği bir sürü filmde vasat altı performans sergilemesi, magazine kaymış hayatı gibi nedenlerle düşüşteydi. Bilindiği kadarıyla da o dönemlerde yapımcıların tercihinde olan oyunculardan değildi. Senaryo gelmediğini görünce Affleck kolları sıvadı ve kariyerini düzeltecek bir film çekmeye karar verdi. Tabii ki çoğu yönetmenin tercih edeceği gibi Dennis Lahane’in aynı adlı eserini uyarlamaya karar verdi. Senaryo yazma konusunda tecrübesiz değildi. İlk yazdığı senaryo Good Will Hunting (Can Dostum) idi. Bu senaryoyu daha tanınmadığı zamanlarda gene tanınmayanlardan olan Matt Damon‘la yazmış ve “senaryo” dalında Oscar‘ıkapmıştı. Sonuçta yönetmenliğini de üstlendiği Gone Baby Gone, başarılı bulundu ve Affleck’in kariyerini düzeltti. Oyunculuk anlamında hala güvenilmese de yönetmenlik ve senaristlik alanlarında aranacak kişilerden bir tanesi oldu. Hatta Amerika’da vizyona giren ve bizde 24 Aralık’ta vizyona girecek olan “The Town” filmini çekmesi ve büyük yönetmenlerden Terrence Mallick‘in yeni projesinde başrolde yer alacak olmasının nedeni de Gone Baby Gone’ın başarısında gizli.

Filme gelirsek… Gone Baby Gone, “kayıp aranıyor” türü polisiyelerin örneklerinden bir tanesi. Benim aşırı beğenmediğim ama başarılı bulduğum bir yapım olmuş. Sürükleyici, gizem dolu, Fargovari bir kurguya sahip ve metindeki ikilime seyirciye geçirten bir iş olmuş. Lahane’in romanını yazarken Coen Kardeşler’den etkilendiği belli oluyordu. Filmin başarısı akıllara önceki Lahane yapıtı ve uyarlaması olan Mystic River‘ı akla getiriyor ister istemez. M.R.’ı Clint Eastwood uyarlamış ve epey takdir toplamıştı. Ayrıca filmin iki başrol oyuncusu, Sean Penn ve Tim Robbins, bu filmle Oscar’ı kapmışlardı. Olaylar ve sürprizler bakımından Gone Baby Gone, Mystic River’a benzese de ondan ayrıldığı yerler de mevcut.

Ayrıldığın en önemli yön ise metnindeki ikilimi izleyene geçirebilmesinde yatıyor. Uzunca bir sürü bu ikilem kafayı meşgul edebilir. Ben Affleck, Clintvari bir yönetmenlik sergilese de onun kadar başarılı olamamış maalesef. Hatta filmin büyük bir yönetmenlik içermediğini de rahatlıkla söyleyebiliriz. Buna rağmen Affleck’in diğer işlerini merakla beklettiren bir iş olmuş. Senaryodaysa Affleck daha bir başarılı. Bunun da nedeni bu mevkiide daha evvel çalışmış olmasında yatıyor.Performanslara gelirsek… Filmde parlayan ve gerçekten filmin yıldızı olduğunu düşündüğüm tek isim Amy Ryan’dı. Göründüğü sahnelerde Cassey ve Michelle dahil çoğu oyuncudan rol çalmayı ve oyunculuğunu konuşturmayı başarmış (klişe bir karaktere rağmen). Morgan Freeman çok fazla gözükmüyor. Fakat belirttiğim ikilemi izleyene geçirten başarılı bir performans çıkarmış. Ed Harris de öyle. Filmin başrolü Cassey Affleck ise ortalama bir performans sergilemiş. Yani kötü diyemeyiz ama çok da başarılı olduğu söylenemez. Gene de bu rolü kardeşinin oynamaması çok yerinde bir tercih olmuş. Michelle Monaghan da Affleck gibi ortalama bir performans sergiliyor. Bunların nedeni de Mystic River’daki gibi keskin karakterlerin yazılmamış olması. Penn ve Robins’in başarılı olmasında yatan en önemli neden karakterlerin farklı-keskin hatlara ve antikahramanların sahip olduğu özelliklere sahip olmalarında yatıyor. Tabi böyle söyleyip karakterleri de önemsizleştirmek istemem (Cassey ve Michelle’in canlandırdıklarını).

Aslında o karakterlerin de farklı oldukları yönler var. Lahane burada zekasını konuşturmayı başarıyor. Dedektif deyince aklımıza şapkalı, puro içen, sözcükleri doğru telaffuz eden, kibar vs bir kişi gelir hemen. Fakat Lahane bunu kırmayı başarıyor eserinde. Eldeki dedektifler evli, küfürler eden (eşi doğal olarak pek etmiyor), mahalle insanının giyeceği kıyafetleri giyen ve dandik davalara bakan kişiler olarak resmedilmiş. Affleck ve Monaghan da bunları yansıtmayı başarmışlar.Sözün özü… Başarılı bir gerilim/dram filmi olmuş. Oyunculuklar, müzikler ve Lahane eserinden uyarlanacak yapıttan beklenecek süprizler ve kurguyla film kendisini izlettirebiliyor. Ben Affleck’i kamera arkasında daha fazla görmek isteyebileceğimizi hissettiren/düşündüren bir iş olmuş.