Başlığa bakıpta hemen kızmayın bana ..Bende biliyorum ki sevmek gönül işidir akıl işi değil.Derler ya hani sevmek yürek ister diye gerçekten de öyledir sevmek yürek ister hemde mangal gibi bir yürek…Bu yürek öyle olmalı ki sevdiği uğruna her şeyi feda edebilmeli ve şarkıda söylendiği gibi asla ona boyun eymemeli , bir bakışına bir gülüşüne tüm cihanı feda edebilmeli hemde hiç gözünü kırpmadan…Peki böyle bir yüreği böyle bir sevgiyi hangi yar hak eder, ya da sevilen bunu hak etmelimidir ??Birisini sizi sevmediği halde delicesine sevebilirmisiniz ???Peki ya severseniz hak etmeyen birini hemde karşılıksız ne olur ???Karşılıklı olarak yüreyüyen ya da en azından kendisine gösterilen sevgiye saygı ile yaklaşabilen sevgililere bir itirazım yok. Bu gibi durumlarda sevgi karşılıksız da olsa devam edebiliyor hatta kimi durumlarda karşılıksız olması bizim acı çekmeyi seven insanlarımızın yüreğindeki bu sevgiyi misli misli büyütebiliyor.Ama ya hak etmeyen birini bu şekilde seviyorsanız…Ya sevginize saygı göstermesini bilmiyorsa….İşte bu ve benzeri durumlarda yüreğin o bitmek bilmeyen ateşine akıl prangalar vurmak ve dizginlemek zorundadır. Aksi durumda seven tarafın git gide katlanılmaz bir hal alan aşk krizleri zaman içerisinde kendisine zarar verebilmek te ve hatta zaman zaman bu durum aşırı adranilinli insanlarda çevresine zarar vermek şekline de dönüşebilmektedir.İşde acı içinde süregiden bu kısır döngüden kurtulabilmek için kişi akıl denen kendisine sunulmuş en üst düzeydeki donanımı devreye sokmalıdır.Daha önce aşk acısı çekenleriniz ya da hala çekmekte olanlarınız emin bana snirli sinirli gülüyorlardır şimdi bıyık altından ve hatta belki uzak dan davulun sesi hoş gelir diyenler bile vardır eminim . Ama hiç merak etmeyin arkadaşlar ben bu yazdıklarımı kafadan uydurmuyorum yaşlanmış tecrübelere dayanıyor tüm yazdıklarım . Ve bunu birileri başararak acılarından kurtulmuş ise siz neden başarmayasanız.Ama aklı devreye sokmadan önce bazı şeylerden emin olmak gerekir. çünkü bu yola girdiğiniz zaman asla asla dememeniz gerekmektedir. Yolun dönüşü yoktur. İşiniz bittiği zaman yüreğiniz öyle bir moda girmektedir ki daha önce adının içinden tek bir harf bile aklınza geldiğinde yüreğinizde fırtınalar koparan dört duvarı bırakın koca dünyayı size dar eden aşkınız öyle bir hale gelecektir ki sokakta yürüyen herhangi bir yabancı bile size daha yakın olacaktır.Diyelim ki bu yolu uyguladınız ve gayte mutlusunuz tüm acılarınızdan kurtuldunuz.Peki bu o kadar masum bir yöntemmidir ???Yani hiç bir yan etkisi yokmudur ???Evet arkadaşlar işte kötü haber bu …Benim hiç hoşuma gitmeyen ama belkide bazılarının sevk alacağı bir yan etkisi var bu işin …Ne mi bu yan etki ….Sıkı durun !!!!!!!!!!!!!!1AŞK a karşı bağışıklık kazanıyorsunuz…Evet ne yazık ki bu doğru o yüce duyguya o yeryüzünde yaşanması en gerekli duyguya karşı bağışıklık kazanıyorsunuz.Ancak bu bazı kişilerde hiç aşık olamamak gibi gözlemlensede bu az görünür bir durumdur.Sık görülen yan etki şekli şu şekildedir ki .. tekrar aşık olmakda oldukca zorlanıyor ve daha önce yüreğimizin işine bir kere karıştırdığımız aklımız sürekli yeniden devreye giriyor.Bu durumun iki türlü yan etkisi vardır. Akıl her istediğiniz kişiye aşık olmanızı sağlayabiliyor ama bunun için yüreğinizin değil aklınızın aşık olmayı istemesi gerekiyor. Ve diğeri tam tersi bir etki yüreğinizin aşık olmak istediği kişiye karşıda sizi sürekli engelleyebiliyor.Ne gıcık bir durum düşünsenize ..Birisini görünce adını duyunca ya da onunla ilgili hehangi bir durum karşınıza çıktığında yüreğiniz yerinde durmayacakmış gibi oluyor ama bu hiç bir zaman aşkda olduğu gibi olmuyor çünkü beyniniz aşkla ilgili durumlara karşı sizi frenleyecektir.Öte yandan beyniniz kendi uygun gördüğü birisine siz hiç bir duygusal elektirik almasanız bile sizi yönlendirebiliyor ve bir bakmışsınız bir zaman sonra ne alaka diyeceğiniz birisine aşık olmuşsunuz….Hadi bu birinci etkiyi atlattınız her iki durumdan birinde yeniden aşık olmayı başardınız. Ve doyasıya aşkınız yaşıyorsunuz ancak burada kendinizde daha önceden yaşadığınız aşkdan kurtulabilme tecrübesinden kaynaklanan bir kendine güven ( ters bir şeyler olursa eskisi kadar acı çekmem hissi) ve bu güvene paralel olarak işleyen bir korku ( ya gerçekten aşık olamazsam ) harekete geçmektedir.Düşünsenize bir aklınız aşkınıza karışmayı öğrendiği anda istediği an aşık olabilen ve istediği an bu aşkı unutabilen birisi oluveriyorsunuz. Başlama ve bitme dönemi arasıda yaşadıklarınız ve hissettikleriniz tam anlamıyla AŞK tır bundan şüpheniz olmasın ama bu şekilde kontrol altında tutlabilen bir duygu aşk olabilir mii???????Yani Aşk ın işine akıl karışırsa aşk aşk olmakdan çıkar mı ????