Yönetmenliğini Gabriele Muccino‘nun yaptığı başrollerini Will Smith ve Rosario Dawson‘un paylaştığı, kıyıda köşede kalmış bir film. Dram aşığı akedeminin görmezden gelerek oscara aday dahi olmaması filme yapılan en büyük haksızlık bana kalırsa. Filmin büyük bölümü çok yavaş da olsa sadece Will Smith‘in oyunculuğu filmi kotarmaya yetiyor.Filmin ana karakteri Ben(W.Smith) sebep olduğu kaza yüzünden karısı ile birlikte 7 kişinin ölümüne sebep olmuştur. Bu yüzden hayatı mahvolmuş, kendini insanlara yardım etmeye adamıştır. Filmin ilk başlarında bunu pek algılayamıyoruz. Bir yandan telefonda görme engelli birini rencide ederken diğer yanda bakımevinde kalan yaşlı bir insana yardım ediyor. Bu yüzden filmin ilk dakikalarında ne yapmaya çalıştığını pek anlayamıyoruz.

Film ilerledikçe aklımızda bir “acaba ?” sorusu beliriyor ve bu soru içinizi kemirmeye başlıyor. Ben’in çaresizliğini, pişmanlığını görüyor ve hüzünleniyoruz.Seven Pounds alışılmış dram filmlerinden biraz farklı. İzlerken bırakıp, bırakmama konusunda kararsız kalıyorsunuz. Boğuk bir havası var. Ancak belli bir andan sonra da sizi içine çekiyor ve bırakamıyorsunuz. Finaliyle de son noktayı vuruyor.21 Grams filmini beğendiyseniz Seven Pounds tam size göre.