Sacma sapan bir Istanbul sabahi, herkes yeni kalkmis kimi kalkmamis ben ise heyecan icinde kosusturuyorum görevimi yapmak üzere, biri iki ifadesizlik ,bir iki ifade yola koyuluyorum kafamda bir sürü hikaye, “bir tip yaratılması lazımdır bu hastalikli ruh halim icine” cünkü konusurken ve yasarken kendim degilim ben, hikayelerle kendini bulan biriyim, fazla tercih edilmeyen ikinci sinif bir otobüste yalnız yyolculuktayim kimse farkında degil ben bir gizli sizofrenim.. kafa her zamankinden çok karisik , aynada kendimi gördügüm o kadar az ki o azlar birlesip bir gün tam olarak beni olusturucak veya soyle söyliyeyim oyle bir inancım var, nedense dalga gecilme konularında her zaman bir numaraydım ve sanırım her zaman bir numara olarak kalıcam ve bir gün bu deli sıfatımı bogaza fırlatıp bir sigara yakıcam, arasıra düsünmüsümdür acaba yanar mı bogaz ictigimiz tüm sigaraların izmaritleriyle?Bu sizofrenin sanırım ne is yaptıgını kimin bu ise bu zavallıyı aldıgını düsünüyorsunuz degil mi? evet bir gizli sizofren ne yapabilir de diyor olabilirsiniz, hiç birsey yapmıyorum bana kalırsa insanlar bana birseyler yapıyormusum gibi davranıyorlar o kadar iste beni tek sevindiren bu gerceklik oluyor “ben ilk once kendimi sonra insanları kandırıyorum”bu degil midir beni bu noktada yaratıcı kılan .Hayatımın insanı ile tanısmak üzere ortaköy yolunda yavas yavas elimde sigara yürüyorum, o kadar büyütmüsüm ki kafamda hickimse yok sanki o an cevrede sadece “O”, hayran olunan kisiyle bir soylesi var, cebimde bir ses kayıt cihazı, inanlımaz bir heyecanla geliyorum soylesiye:-Nasılsınız?ben Seckin, Seckin Atılgan Ihlamur Gazetesi muhabiriyim, bu soguk Istanbul günü sizinle bir soylesi ne büyük mutluluk-Memnun oldum Seckin Tesekkürler, hosgeldin, beni soylesi icin aradılar gecen gün bende bulusulacak yer olarak burayı gösterdim.Atmosferi daha rahat buluyorum sanki..neyse uzatmadan dilersen roportaja gecelimHic birsey konusmak istemiyorum hani birini cok büyütmek kafada aptalca bir gerceklik derler bence yalanmis iyiki onu büyütmüsüm cünkü yüzünü izlemek benim icin bir mutluluk o an iki saniyede olsa bunu farkediyorum konusmalar kafamda bir tür yanki gibi veya birer ugultu.Yüzünü uzun zamandır tek net görebildigim insan var karsımda ben bunun garip heyecanını yasiyorum, ilk defa bir gerceklik karsımda; beynim sadece onun görüntüsünü net alıyor sanki:-Ben hayatınızı merak ediyorum gercekten istediginiz isleri yapabildiginize inanıyor musunuz?-Ilk soru bu mu?-Evet-(Anlamsız bir sesizlik)Evet kesinlikle yapıyorum kendimi yaptıgım iste cok mutlu hissediyorum.-(Yalan, benim saglıklı görünümüm kadar yalan o kadar mutsuz ki biraz daha üzerine gitsem göz yaslarıyla beraber bogazın icinde kaybolacak. Hangisini yazmali evet cok mutluyumu mu? yoksa gözlerden gelen hayır ifadelerini mi?bilmiyorum)Anladım demek cok mutlusunuz ne güzel ,ne mutlu size.Peki son yaptiginiz is?-Ne yarattin sen kafanda? yoksa sen bana asik misin?-Ne?-Evet hep aynı ifade ,hep asik hayran suratlar ama icini bilmedigin bir ülke bu; senin o gördügün tanıdıgın yarattıgın kisi degilim ben seckin.(kelimeleri soylerken bir sigara yakıyor ve aglamaya baslıyor, inanamıyorum ya bu bana hasta kafamın yaptıgı bir saka yada yalan gibi bir gercek)-Ne soyluyorsunuz?-Hadi yapma allah askina niye geldin ki sanki buraya benim sacma sapan hayatımı merak ettigin icin mi?-Ben…. ben …söylesi,Seni mutlu ederdim..-Beni mutlu ederdin?-Cok heyecanlıyım ,anladın iste saklayama calıstım ama, bak ben seni rüyamda goruyorum ve hep seni rüyamda kurtarıyorum-Nasıl?-Sen küçük bir cocuksun rüyada ve ben omuzuna dokundugumda büyüyorsun ve sen oluyor o kisi ” beni bırakma” diyorsun.Elindeki sigarayi söndürüp yüzüme bakıyor ve aglamaya baslıyor sanki bütün dünya basıma yıkılıyor gibi ses fırtınaları dalgalanıyor beynimde,masaya hesabı bırakıp hızla uzaklasıyor.Onu bir daha görmüyorum daha dogrusu bir daha ondan baska kimseyi göremiyorum.