Penceremden baktığım âlemin ötesini algılamaya çalıştığımda, evrenin pek de sandığım gibi anlaşılır olmadığını anlıyorum. Mikroalemimin belirsizliğini makroaleme taşıyorum. Karşımda kedi katili Schrödinger’i buluyorum. O gerçekten bir sahici miydi? Kuantum bana bilmediklerim ve kaypak varlık âlemi hakkında ne anlatıyordu. Bilemiyorum, belki zamanla anlarım.İki denklem var karşımda. Benimse diyebildiğim şey tek.Zamana bağımlı Schrödinger denklemi:
Ya daZamandan bağımsız Schrödinger denklemi:
Çok saçma!http://www.youtube.com/watch?v=qiyFMTGWPpo
yorumlar
mim olarak beğinilmedi ama konuyla alakalı güzel bir yazı;
bunlar da etiketleri;
ayrıca bkz; neye niye neye kısmet…
tam da çay koyacaktım maç da var…
susamlı olsun bi zahmet.
oh oh çok makbule geçti saolasın.
Geçmiş- Şimdi-Gelecek..Dünyanın bir anda durduğunu farzedersek, zaman da duracak, canlı -cansız hiçbirşeyde değişim ve dönüşüm olmayacak..O halde Evrim, Zamandır..Sadece ”akıl yürütmek”, ve ”hız” hayatın gerçeği..Bunları düşünürken, bunu da düşün..
Klişe olabilir ama konuya ilgi duyanlar Olasılıksız’ı okusun…
evet klişe oldu bu..
Ama napalım, konuya değinen en popüler ve ilgi çekici eser bu olmuştu… Bir de Alev Alatlı’nın Schrodinger’in Kedisi isimli kitabı vardı, yoksa o da mı klişe olacak… Gerçi onda da konuya daha çok felsefi açıdan değiniliyordu…
ilkini kabul edelim o zaman felsefeye hiç girmeyelim:)
Schrödinger denkleminin kapali formda yazilimi bilindigi üzere;HΨ=EΨYukaridaki acik denklemin tuhaf görünümünden ziyade, kapali denklemde Psi’leri sadelestirerek H=E diyecek kadar hayata daha da sacma bakma potansiyeli tasiyanlar oldugunu unutmamak lazim.Gercek cözüme “su an icin” sadece cok cok kücük sistemler icin varilabilecegini kabullenip, daha büyük sistemlere uygulayabilmek icin ise cok ciddi fiziksel+matematiksel approximation’lar yapilmasinin ve/veya icindeki bir cok integralin bir takim deneysel veriler ile degistirilmesi lazim geldigini ve akabinde bu modifiyelerin de sizi gercek cözümden uzakta tutacagini bilmek gerekir. Bu bilinirse de, Schrödinger denklemi hakkinda koskoca bir sosyal hayata dönük “application of Schrödiner eqn to …” tadinda kitaplar yazip, insanlara tuhaf akillar vermenin de bir o kadar ilginc oldugu ortaya cikar.
Yazıyı 3 gün önce sahuru beklerken video edit programında yazıp upload ettim. Yazıyı yayınlayan moderatöre hürmetlerimi iletirim. Zamanında yayınlansaydı şaşardım. Yayınlandığına şükredelim.Sonralıkla Ayı yavrusu,senin geçtiğin yolları biz çoktan aşmıştık diye boşuna demiyoruz. Bu yazının da bir çeşit Sokal Vakası yazısı olduğunu farketmeni beklemiyorum zaten. 🙂 Fakat şürekası olduğun bir ‘Oda’ dolusu ayıyı da benden geride takip ettiğini anlamış bulundum. Bu yazı bir Kuantum yazısı değildir. Yazıyı başlıktan hareketle Kuantumla ilintili görmek de ayısal bir yüzeysellik alametidir..Zorkedi,maksimilyano’na iyi davran..Pillibebekkuyuda,dediklerini düşündüm. Kendimi görsel ifade edebiliyorum ben anca böyle:
Thuraten, Simulten, Thedarkestgreen,Kuantum konusundaki paylaşımlarınız için teşekkürler..Zema,teveccühünüz efenim. O sizin kendi sahiciliğinizdir. 🙂
of of of!, sabah sabah kafamı ambale ettin.
şarkı trueblood dizisinin jenerigi çok begenerek dinlerim şahsen manası: seninle kötü şeyler yapmak istiyorum
nazo kayış sıyırdı. du bakalım nolcak bu işin sonu meraktayım
en az bunlar kadar alakalı
bugün bu hafiften bişi anladıysam arap olayım…
hep feyzbuk yüzünden
enginarlarım büyümedi hala, bütün parayı yartırdık enginara
72 milletten tanıdığım var, sor mutlumuyum ?Değilim..
bayulırım enginara
domuzları sat kokuyolar, koyunları beslesoya fasilyesi iyi para getiriyo,
ben bir şey ekmişim ne olduğunu hatırlamıyorum bile, bugün de ekin vermezse yolacağım hepsini.
anthro sinirlenmez bence ki
yalak ve saman balyaları aldım at beslensin
🙂
eglenceli
hangi kedi?(septist şirin)
denklem denildiğinde korkudan olsa gerek; ilk aklıma gelen kısmı bazen çok bilinmeyenli olması… cem yılmaz’ın korkuyorsan yoğurt koy tavsiyesi bir nebze de olsa rahatlatıyor beni… halbuse ıspanaktan değil denklemden korkuyorum…
“korku” sorunsalını schrödinger denklemine oturtup; korktuğunda da korkmadığında da olacak olanın bir olduğu cevabına erişsek mesela. Bu ıspanağın ve yoğurdun tadını değiştirirdi muhtemelen.Ben acıktım mesela, denklemim bozuldu vesselam.
bu tavsiyeleri bir kenara not ettim. ıspanak için emin olamadım ama… konunun uzmanı temel reise de danışmam lazım! o yoğurtsuz yerdi. temel reis dedim de aklıma safinaz geldi. duygusallaştım
ne saçmalıyoruz polat? dicektim amayazının kendi de saçma, sahibi de saçmalamış sayesinde ben de coşmuş imama bağlayıp zat-ı alini de kendim gibi şaaptım kusura kalma valla.Hep kedinin suçu.
ben özlemedim ki onu, kedi özledi diyordu candan erçetin:) sahi yazının müellifi nerede? bu ne tepkisizliktir arkadaş…
pelitas’cım. birazdan bir dejavuu yaşanıp bir kısım yorumlar kaybolucak ve sen kendi kendine monologlar yapmış gibi görüneceğini bir bilseydin… :))
monolog pozisyonunu diyalog haline getirmek için ben de üyeliğimi sildirsem yaptığın yorum üzerine çökmez mi anthro’cum:))
di mi? 🙂 heheheee