Picus’un Mart sayısında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde sergilenen “Çıplak” sergisini tanıtan kısa bir yazı vardı. “Çıplak” sergisi, adından da anlaşılabileceği gibi Türk resminde çıplak bedenin kullanımını konu alan güzel bir sergiydi , -di’li geçmiş zaman, çünkü 27’sinde bitti. Fırsat bulup gidemediğime çok üzüldüm ama gözüm kaldı, bir yandan da “nerde var” diye takip ediyorum hâlâ.Bu sırada Berger’in şiddetle tavsiye edilesi kitabı “Görme Biçimleri”ni yeniden okuyorum ve daha evvel keşfedemediğim bir çok şeyi yeniden keşfediyorum. Berger, çıplaklık ve nü kavramını birbirinden ayırır (hatta röportajın girişi de onunla yapılmış). Ona göre “insanın çıplaklığı kendisi olmasıdır, başkalarına göre çıplak görünmek ise nü olması”. Burda anlatsak tartışması saatler alacak bir çok tespit var tabii kitapta. Ama mesele bambaşka bir yere bağlanabilir: Erotik- seksiii- şuh” diye nitelendirilebilecek ne çok şarkı yapılmış müzik tarihimizde?Mesela çok genel düşüldüğünde Tarkan şarkıları böyledir, Tarkan’ın zaten ses renginde başat bir erotizm vardır: “Hepsi Senin Mi?”, “Gecemin Ürkek Kanatlarında” , “Kır Zincirlerini” gibi ,hatta “pop tarihimizde” sükse yaratan “Acayipsin” adlı 94 çıkışlı albümünde durumu abartmıştır: “Seviş Benimle” şarkısı artık bir “Tarkan fenomeni” bile sayılabilir. Son albümünün tamamını dinlemesem de, eminim biraz kurcalasak altından bir şeyler çıkartabiliriz.Acar muhabirlik günlerimde, editör zoruyla Tarkan’la ilgili bir çalışma yaparken de aynı şeyi sormuştum ve onunla çalışmış eski bir tekniker meseleyi şöyle özetlemişti: “Orgazm olur gibi söylüyo abi!” Bu derin düşünceye, müzisyen bir abimiz de ekleme yapmıştı: “Ona bakarsan Christina Agulera direkt sevişiyor, adamın tarzı o yahu!” “Aman aman amanın” diyerek kaçarcasına uzaklaşmam ve eve gidip yazıyı tamamladıktan sonra kendimi felsefeye vermek istemem o günlere rastlar.Neyse konuyu dağıtacağımız kadar dağıttık. Ben aslında erotik şarkılara takıldım. Hafif gaz veren, bazısı abartan, bazısı biraz vokalle araya serpiştiren ne çok şarkı varmış diye düşündüm. Gökhan Dabak imzalı “Reçel” gibi : “Dudağına reçel bulaşmış, sordu bez nerede? / Dedim ki sakladım, bil bakalım niye?” Kendisiyle tanıştığımda tebrik şansı bulamamıştım ama bir ara yazmıştım yine, çok başarılı bir şarkıdır aslında. (Bilmeyene not: Dabak aslen, “alternatif alemde” sevilen bir çizer abimizdir.) Bir diğer örnek, Nil şarkıları sayılabilir, “çocuk-kadın” ekolünden gelme Karaibrahimgil’in “Gitme Yoksa..”sı, “Bronzlaşmak” şarkısı (bkz. “..Denizden çıkıp yeni bikinimle / Üşümek ürpermek istiyorum/ Ben bu yaz bronzlaşmak/ Kendimle uzlaşmak / Yer yer yozlaşmak, uzaklaşmak istiyorum) , meşhur “XL” şarkısı gibi.Ecnebi alemde ise şu sıralar dikkati çeken N.E.R.D. grubu var ki, “She Wants To Move” klibini mutlaka izlemek lazım, buradan toplumsal cinsiyet hiyerarşisi gibi konulara sapmak mümkünse de, klip görsel açıdan da çok iyi, özellikle kadının köpeğe dönüşme anı! Bir de tüm zamanların şahane şarkısı , Hawskley Workman imzalı “Streptease”, üniversite bahar şenliklerinin vazgeçilmezi Alanis Morisette ve The Cranberries solisti Dolores O’Riordan de ilk aklıma gelen kışkırtıcı sesler!Zeynep Mansur isimli her daim yarı çıplak gezen ablamızın klipleri, bahar goncası gibi açılmaya hazır plaj bebeklerinin şarkıları, Demet Akalın’lar, manken artıkları (ki Ayşe Hatun Önal hakkında kafam karışık!) bu işi yüzüne gözüne bulaştırmış komik örnekleri sayılabilir..Kim derdi ki “Çıplak” sergisinin üzerine şenliklerde coşasımız gelecek?