Cuma günü işten erken sıvışıp, arabama atlayıp İstanbul’un yolunu tuttum. Akşam vakti taksim meydanına geldim ve bir park yerine parkettim. Şu AKM’nin yanındaki açık otoparkın yanındaki kapalı olan otopark. Polsi vakfı ile ilgil sanırım. Uzun tamlamalar için kusura bakmayın yabancısıyım İstanbulun. Nevizadede yer ayırtmış arkadaşlar. Ben Nevizade’yi bar zannediyordum meğerse bir sokakmış. Bir meyhaneye girdik ve içtik. Sarhoş olduğum için arabadan eşyaları alıp ertesi sabaha kadar orada kalmak üzere arabayı bıraktım ve evin yolunu tuttuk.Tembel bir cumartesi sabahı kahvaltısından sonra otoparka geri döndüğümde arabanın camı açıktı. Aklıma camları kırılıp içinden ne varsa götürülen İstanbul hikayeleri geldi. Betim benzim attı. Yavaşça arabının yanına yaklaşıp içeri baktım. Cam kırığı yok, herşey yerli yerinde. Tüm dağınıklığyla arabanın içi olduğu gibi duruyor. Koltuğa oturup camı açtım. Cam yukarı doğru çıktı ve kapandı. Sonra aklıma geldi birden bire. arabanın arka lastiğinden ses geliyor diye camı açıp dinlemiştim. O kafayla camı açık unutup gitmişim. Sabah kadarda açık kalmış. Benim hatam. Çıkarken park görevlileri yanıma geldi ve sabaha kadar arabanın camının açık olduğunu söylediler. Binlerce teşkkür ettim. Burada arabını kapılarını ardına kadar açık bıraksanızda bir şey olmaz dedi bir tanesi. Sabah kadar nöbet tuttuk başında dedi ötekisi. Ben tekrar tekrar teşekkür ederek ayrıldım oradan. Neyse O otopark süper bir yermiş. Buradan tekrar teşekkürler hepsine.Nöbet tutuk diyen adama bahşiş vermem gerekirmiydi acaba?