Buradaydım… Daha öncesi gibi… Buradaydım diyorum çünkü biliyorum. Hatırlıyorum… Bir zamanlar, bir zamanları hatırladığım gibi. Bir an ve an… Bir anı gibi… Ama buraya ilk defa da geliyorum. Önceden hiç gelmediğim gibi. Bunu da biliyorum…Aslında kaç defa uğradığımı bilmiyorum. Saymadım. Aklıma geldikçe şöylesine bir dolaştım. Ama dediğim gibi… Burada hiç bulunmadım. Aslında hiç olmadım.Tıpkı dün tanıştığım gibi. Tıpkı otobüs durağındaki sen gibi. Orada olmayan gibi. Sen beni bilmesen de… Ben benden çok seni… Biliyorum gibi.Orada durup sadece bakan, bakınan sen. Seni biliyorum. Belki biraz… Belki hiç… Ama seni tanıyorum. Önceden de karşılaştık seninle. Belki parkta, belki sokakta. Ama seni ilk defa da görüyorum. Senin kim olduğunu biliyorum. Ben “sen”sin. Belki biraz… Belki hiç… Ama “sen” ben değilsin. Hem de hiç…Biliyorum… Şeytanı rahatsız etmemeliyim. Onu karıştırmamalıyım bu işin içine. Karışmamalı hiçbir şekilde. Melekler beni terk edeli çok zaman oldu. Yalvarsam da yakarsam da geriye gelmeyecekler. Her şeyi çok bildiğim gibi bunu da biliyorum işte…İçim… Sıkılmıyor yâda korkmuyorum. Rahatım… Hem de olabildiğince… Ama acıyorum. Hem kendime, hem senime… Belli etmiyorum da bize. Ama O… O şeytan bilmemeli bunu, karışmamalı bu işe… Fark etmemeli bile… Yanımdan geçip gitmeli sessizce.Lütfen… Sakın açma gözünü… Görme karşımdakini… Sakın bilme gerçeklerden oluşan hayalleri… Hayalim… Hayallerimi bilirsen eğer. Eğer bilirsen benim bildiklerimi… Eğer tüm çıplaklığıyla görürsen acizliği… Sen olamazsın artık… Ben gibi… Zehirlersin kendini…Arama beni bulamazsın. Bakma sağa sola, “yok” um buralarda bir daha. Her zaman ki gibi değil… Değil bu sefer ki… Bir parantez bile olmamışken, oluşmamışken daha… Cümleler artık güzelliğini nereden alabilir ki? Kelimeler kelimeleri seveceğine katili oluyorsa parantez dışında. Ne anlamı kalabilir ki gidişinin. Git… Git”me”lisin… Git”me”lisin artık. Gelmiştin… Şenlenmişti cümle, cümle âlem içinde… Virgül eğilmişti varlığına… O yoklukta… Noktaysa çoktan çekilmişti kuytusuna.Şimdi… Şimdi gitmelisin ya… O zaman ben de ( buradan giderim, nasılsa bahane çok… Kalırsa… Kelimelerim kalır cümlemden… Belki… Gerisi bahanemden de çok. Şimdi, sığdır iki yarım ay içine. Sığdır ki boş kalmasın yüreğindeki parantez de…) Nasılsa dünyanın o son günü söylendiği gibi arayacaksın beni… Nasılsa hayal ve yalansın… Tıpkı… Tıpkı bendeki sen yâda sendeki ben gibi…