Her şey gün gibi aşikar. Ne denebilir. İçimde yalnızlığın derin sancısı. Kimi zaman gün batımında tükenip sonsuz karanlığına tanıdık bir aydınlık olmak istiyorum. Ve kimi zaman sensizliğimi sessizliğinle aldatıyorum. Tekrar geri dönüp dokunuşlarını istiyorum.Sen gidiyorsun.“Senden kaçtım, senden korktum ve kaçtım” deyişin kulaklarımda. Ne acı çekmiştim bunları duyduktan sonra. Neden diye soramamıştım çok sevdiğim için. Sadece seni sevdiğimi söyleyebilmiştim. Bir müddet daha konuşup sadakatinden bahsetmiştin. Ben sana her zaman olduğu gibi o anda çok güvenmiş ve her zaman benim ol istemiştim.Sen gidiyorsun.Hiç farkına vardın mı bilmem yaşadığım yalnızlığın kaç kişilik olduğunu ya da bana kaç kişilik aşkı yaşattığını. Senin hiç haberin yokken ağladığım boş odalarda yüreğim sancılardayken sadece sesini duymak istedim. Bilmesen de omuzlarında sarsılarak ağlamak, sensizliğin hesabını göz yaşlarımdan sormak istedim.Sen gidiyorsun.Hep sana aşkım demek istedim ve sen duymaya cesaret edemeyince, söyleyemeyip ruhumun dehlizlerinde hapsettim kelimelerimi. Ve çıkmazlarımda kaybettim yüreğimi. Öyle sessiz sedasız kimi zaman kimi zamanda bir çığ gibi.Sen gidiyorsun.Her an benimmiş gibi saçlarının kıvrımlarında kaybetmek istedim parmak izlerimi. Bakışlarında kör olmalıydı gözlerim. Ve hep ben seninmişim gibi sana emanet ettim bir yanımı. Bir zaman sonra senden uzağa düşeceğimi bilmeden ben hep senden yana yıktım yüreğimi.Sen gidiyorsun.Dualarımın baş kahramanı her zaman sen oldun, sen bilmesen de. Kutsamak için ruhunun derinliklerini senin günahlarını istedim yaratıcıdan benim olsunlar diye. Ateşin her zerresine karşı kendimi siper etmek istedim delicesine. Elin, ayağın ve bakışların olayım istedim.Sen gidiyorsun.Önce sesime ses gelmez oldu ardından sesin gelmez oldu, yüreğim perişan, hislerim sensiz yalnızlığı buldu. Hoş seninleyken de yalnızlık vardı şehrimin sınırlarında. Ama böylesi daha acı. Ve böylesi ölgün bir susuzluk gibi. Yavaş yavaş kavruluyor yüreğim bedenimin bir yerlerinde. O bile şaşkın o bile kimsesiz şimdilerde. Gidecektin biliyordum. Bir gün gidecektin. Ama beni ölüme terk edip sen yaşarken değil.Ve şimdi sensizlikte sana ölüyorum ve sana seviyorum. Evet doğru duydun sana seviyorum ve sen gidiyorsun. Ölürken ilk defa sana aşkım diyorum.
yorumlar
”gidecektin biliyordum.Birgün gidecektin”yüreğine sağlık…
teşekkür ederim yazan herkesin yüreğine sağlık
çok sofistike
bu konuda sana katılamayacağım sahinden açıkcası ben yapmacık ve de yanıltıcı bir şey bulamadım. şöyle sorsam sana acaba benim hayatımı ne kadar yaşadınız??????
ve ayrıca direk sofistike deyip geçemezsiniz tam olarak neyin sofistike olduğunu açıklamanız gerekmektedir. yazının tamamı içinmi dediniz bir kısmı içinmi merak ettim!
🙂
sadece bi gülücük hı. yeterli olmadığını belirteyim o halde
:))
vayy bu seferde iki tane gülücük. itiraf etmeliyim zekiceydi. kelimeleriniz yitikmidir acaba?
sessizliğinden anladım sahinden, gerçekten yitirmişsin kelimelerini. geçmiş ola….
ben kendım kelimeyim zaten 🙂 yitirmem rahat ol. sana sevıyorum de sana aglıyorum de sana öluyorum de 🙂 cezmi ersözle kahve içmeye git.tuna kiremitçi ile kahvaltıya git. küçük iskener ile halk söyleşilerişne katıl 🙂
hmmm, neden bunları yapmalıyım anlamış değilim. yoksa bu bir davet mi ??????
ve kelimelerini yitirmemiş olmana sevindim. zor olurdu senin için.
davet mi :))))
evet, o kadar çok yer söyledin ki hadi tercih et der gibi. insanın aklı karışıyor tam olarak ne ifade etmek isteidğin konusunda ???
boş ver..ilerde anlarsın ne ifade etmek ıstedıgımı :)sabırlı ol. parmak uçlarını klavyenın uzerınde 6 sanıyeden fazla tutma..
sanırım en iyisi susmak hı…
🙂