Çarşamba ve Bafra ovaları; Avrupa, Anadolu ve kuzey ülkeleriyle ticaret yapılan limanı, binlerce yıl kucak açtığı medeniyetlerin izleri ve doğası, Türk Kurtuluş Hareketi’nin yürüyüşe geçtiği yer Samsun, önemini hep koruyan bir şehir…Hititler, Kafkasyalı Kimmerler, Amisos’u kuran Egeli Miletler, Efsanevi kadın savaşçıları Amazonlar, Atinalılar, Persler, Büyük iskender’in ulusu Makedonyalılar, Pontuslular, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar… Son olarak, 19 Mayıs 1919 mücadelenin Atatürk tarafından atılan ilk adımının başladığı ve Türkiye Cumhuriyeti…Samsun toprakları tarih oyunca bir çok mücadeleye sahne olmuş, önemli bir kent. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarak mücadelenin ilk adımını attı. Bugün, Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutladığımız 19 Mayıs günü ve Samsun, Türk milletinin kaderini değiştiren bir tarih ve yer olarak birbirinden ayrılamayacak ikili…
Atatürk beraberinde 18 silah ve kader arkadaşıyla 19 Mayıs 1919’da kurtuluş hareketinin başlangıç noktasına ulaştı. Bu hareket, Anadolu’da dalga dalga büyüyerek 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla başarıya ulaştı. Cumhuriyetin kurulmasında önemli bir yeri olan Samsun’da Milli Mücadele’nin izlerini şehrin her yerinde görmek mümkün.Atatürk ve 18 arkadaşının ayak bastığı Tütün İskelesinden başlayan Kurtuluş Yolu düzenlenmiş ve halka açılmış. 45 Metre genişliğinde, 400 metre uzunluğunda, Atatürk’ün karaya çıktığı tütün İskelesi ve temsili Bandırma Vapuru bu yolun başlangıç noktası. Vapurun önünde Atatürk ve 18 arkadaşının, karada ise onları karşılayan Samsunluların balmumu heykelleri tarihi en güzel anlatacak şekilde yerleştirilmiş.
Bandırma Vapuru’nun orijinali sahil yolu devamında Bandırma Gemi Müzesi olarak düzenlenmiş. Geminin iç kısmı tamamen yenilenmiş, Şeref Kamarası’nda Mustafa Kemal ve dört silah arkadaşının balmumu heykelleri yer almakta. Geminin ambar bölümü sergi salonu haline getirilmiş, Atatürk’e ait eşyalar, giysiler, kendi kaleminden resmi yazılar özel bir koleksiyona ait fotoğraflar bulunmaktadır.Bandırma Gemi Müzesi önünde 35 bin metrekarelik Milli Mücadele Parkı ve Açıkhava Müzesi; milli mücadeleyi tarih kitaplarının sıkıcı sayfalarından önünüze koyacak eserlerle donatılmış. Samsun ve ilçelerinden Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşmüş 1200 kişinin adları, doğum yerleri, şehit düştükleri cepheleri okunduğunda mücadelenin gerçekliğini ve büyüklüğünü anlatmakta… Aynı soyadı taşıyan onlarca isim o ailenin acısını anlatmaktadır. Çanakkale Savaşı’ndan düşmanın İzmir’den kovuluncaya kadar süren mücadeleyi temsil eden rölyefler her şeyi tüm gerçeğiyle anlatmakta.
Samsun tarihi, Kurtuluş Mücadelesi’yle sınırlı değil elbette. Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, paha biçilmez Amisos hazinesi ve mozaikleri meraklıların ilgisini çekmekte. Antik Amisos Kenti’nde ortaya çıkarılan mozaikler Roma İmparatoru Alexander Severus (M S 222 – 235) zamanında yaptırılmış. M S 5. yy sonlarında Bizans döneminde onarılmış, Arap istilası sırasında yer yer tahrip olsa da oldukça iyi durumdalar. Cedit Mahallesinde ve Kalkancı mahallesinde yapılan kazılarda çıkarılanlar ve Amisos Kenti’ne ait mezar buluntuları da sergilenmekte.Müzede ayrıca Helenistik, Roma, Bizans, Emevi, Selçuklu, Ortaçağ Avrupa, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait sikkelerle, Samsun ve çevresinde ele geçen Kalkolitik, İlk Tunç, Erken Hitit çağları ile Helenistik ve Roma dönemlerine ait eserler sergilenmekte. Samsun’un mirası antik Amisos Kenti, M Ö 6. yy’da kurulmuş ve M S 12. yy’a kadar varlığını sürdürmüş.Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk’ün kaldığı Mıntıka Palas oteli 1930 yılında Gazi Müzesi olarak düzenlenmiş. Atatürk’ün kullandığı eşyalar ve fotoğraflar müzede yer almakta.
Samsun tarihinde, Amozonlar‘dan söz etmeden geçilmez. Efsanevi kadın savaşçılar Amazonlar’ın, M Ö 1200 yıllarından itibaren Karadeniz kıyılarına yerleştikleri ve Terme Çayı kıyısında Thmiskyra kentinde yaşadıkları tahmin edilmekte. Yaylarını daha iyi çekebilmek için çocukken sağ göğüslerini kestiklerini ve bundan dolayı kendilerine “göğüssüz” demek olan “Amazon” adının verildiği söylenir.Amazonların, erkekleri yanlarında işçi ve uşak olarak bulundurdukları, nesillerini devam ettirebilmek için savaşlarda esir aldıkları erkeklerle beraber oldukları, sonra da onları öldürdükleri söylenir. Törenlerinde bir erkekle beraber olabilmek için en az üç erkeği öldürmeleri gerektiği ve bu ilişkilerden doğan erkek çocukları sakatladıkları yada babalarına verdikleri, kız çocukları ise at sütü, kudret helvası ile besledikleri ve güçlü yetiştirdikleri söylenir. Terme de ve Samsun kent merkezinde Amazon heykellerini de görmek mümkün.Samsun sahilinde bulunan balıkçı barınakları kaldırılarak yaşanılabilir bir çevre kazandırılmış. Açılan geniş alana yürüyüş ve bisiklet parkurları tenis kortu, futbol sahaları, binicilik tesisleri, plajlar yapılmış. Bu yeşil alanlar heykellerle donatılmış. Samsun, tarihte aldığı haklı, onurlu yeri korurken, bugün de çağdaş bir kent olarak varlığını sürdürmektedir.
yorumlar
ne mutlu türk’üm diyene!
11111
hepimizin gençlik ve spor bayramı kutlu olsun
her türlü bayram düşünülmüş ben gibi ihtiyarlar için bayram düşünülmemiş,
üzülme mascal haftası var en azından:))
Rio de Janeiro var ya, Mascal cık cık!
23 nisan ardından 19 mayıs hem çocuklar hem gençler için ne güzel oluyor hala heyecanlanıyorum bu bayramlarda.Gençliğe hitabe dinlerken hala duygulanırım
haberlerde izliyorum. gösteriler sırasında gençliğe hitabe okunurken
kısmında bir tane kamera bile o yöneticilerin yüzüne zoom’lamıyor!oysa kamerayı zoom’lasalar o iktidar sahiplerinin tam da o sırada ıslık çalarak ilgisizce sağa sola baktıkları hatta olmayan tavanı inceledikleri an itibariyle ortaya çıkacak…sonra bunlar utanmadan sıkılmadan ölen maden işçilerinin ailelerine rahatça “ölüm onların kaderinde var” diyebilir. çok normaldir!
dün gece TRT 1 de son buluşma adlı çok güzel bir belgesel bir film izledim. kurtuluş savaşının son üç gazisinin anıları ve günlük yaşamından kesitler vardı. hala kendime gelemedim. hepsinin mekanı cennet olsun
sen peygamberin kutlu doğumunda daşşak geçerken kimse sana birşey demediği özgürlükten dolayı yapıyorlardır, kanun çıkarmak lazım böyle ilgisiz olanların kafasını direk kesmek lazım o zaman aman recm şöyledir, böyledir, olur mu böyle herkes özgürdür demezsin dimi ama
nerede “daşşak” geçmişim pek ahlakçı kadın donu yazarı?olsa olsa “kutlu doğum”un birileri tarafından kullanılıyor oluşuna değinmişimdir.sonra benim burada söylemek istediğim ilgisiz olmaları değil… “oralı olmama” durumudur.
kurban bayraöında rakı içen kadar günahkarlar değil mi
kurban bayramında rakı içmenin diğer zamanlarda rakı içmekten farklı bir günahı mı var ?
gulsey saygısızlık demek istemiştir yoksa günah her zaman aynıdır onnuproya katılıyorum elbette
rakı içmek saygısızlık mı ?
hayır yahu kurban bayramında içmek günah dedi ya o günah demek istememiştir saygısızlık demiştir dedim yahu bana ne sarıyon
hahahahaha..
günahın günü olmaz
Ne kimseye iç derim, ne de içme! Banane…..Her koyun kendi bacagundan asulacak.Herkes kendü heybesini taşuyor.
ben her olayı buraya çeken küçük beyinler adına üzülüyorum.demek bir ülke 10 senede bu kadar eblehleşip aptallaştırılabiliyor!üstelik o hale gelmişki insanlara “iç yada içme dememek” alkışlanacak bir hale gelmiş.oysa o temel bir hak zaten… ortada alkışlanacak bir durum yok!her konu altında olayları günaha getirip dayatmak. bazı beyinlerin aslında ne kadar da küçük olduğunu gösteriyor.
temel bir hak yada değil herkesin tercihi kendine, inançtaki temel haklar da önemlidir içme hakkı kadar diyorum. herkes her şeyi yapmakta özgür olsun kimse içene karışmasın kimse kimsenin başörtüsüne karışmaısn, lezbiyenlere,gaylara bile karışılmasın tercihlere saygı duyulsun demokrasi bu değil mi zaten.
kadın donu yazan bir insan sana göre sadece kafasına kadın donu geçirerek gezen veya sürekli evde bir yerlerini avuçlayarak bir taraflarını buzla ovan biri sanırım. Penceren o kadar dar ki sürekli düşüncelerin bölücü, peygamber seven Atatürk’ü sevemez, kadın donu yazan ahlakçı olamaz, Chp liler başını örtemez gibi sürekli kafanda oluşturduğun atgözlüklü beyinlerin düşünceleri var. ahlak konusunda senden daha ahlaklı olduğum kesin niye mi en azından inançlara, düşüncelere saygılıyım bu da yeter. Bu ülke hep düşünce özgürlüğüne vurulan kilitlerden çekti ne çektiyse hem deniz gezmiş diye methiyeler düzen hemde şunun bunun günah olduğunu düşünüyorlar bunlarla sohbeti keselim diye ayrımcılık yapan zihniyetin ahlakına limon sıkıyım ben. Hiçbir zaman kimsenin fikrine ve inancına saygı duymuyorsun, chp yandaşı olmayan herkesin açıklarını ortaya çıkarmak için fırsattasın, kümese dadanan tilki misali saldırı halindesin bırak her görüşten insanla arkadaş olabilmeyi dene ne zorluyorsun kendini, Bu sitede anket yapılsa kaç kişi sendeb razı olacak acaba, neden çünkü herkesi fikirlerinden ötürü yargılıyorsun, saygısızsın
” ahlak konusunda senden daha ahlaklı olduğum kesin niye mi en azından inançlara, düşüncelere saygılıyım bu da yeter”Kutup’tan daha ahlaklı olduğunu düşünmüyorum, kendisi gayet aklıbaşında düşünen ve düşündüklerini dürüstçe ifade edebilen kişilik..Bilgisayar arkasından da insanlar gayet güzel anlaşılabiliyor..
pbk’ya teşekürler…elbette kadın donu yazan biri ahlaklı olabilir ama ahlakçı kesilmemeli. çünkü ahlak görecelidir. kadın donu yazan biri başkalarına sen kutlu doğum haftasında “daşşak geçtin” dememelidir mesela…
burada bunlara benzer tek bir şey söylemedim, insaf!
buna da insaf! hiç burada sen chp’li değilsin deyip birinden açık yakalamaya çalıştım mı? kaldı ki ben hiç kör gözüm parmağıma bir parti savunuculuğu da yapmadım. en fazla fikirlerimi söylemişimdir.esas benim söylediklerimi daha sonra kopyala-yapıştır önüme getirip, “sen din düşmanısın, allahsızsın, bilmem nesin…” diyen insanlara muhattap oldum.neyse bu blog’u kişisel olaylarla daha fazla kirletmeyelim. varsa bana başka bir şeyler söyleyecek mesaj atsın.kirli çamaşırlarımı(!) da açığa çıkartmak isteyenler varsa kendi yazıları altında bunu devam ettirebilir. (bence yani!)
son olarak şunu da belirtmezsem çatlarım!nazokiraze‘yle ne zaman konuşsam, “kümese dadanan tilki misali” taha tarafından alakalı alakasız bloglar altında hedef olmaktan, bırak onu muhattap olmaktan sıkıldım.burada da aynı olay yaşandı… nazokiraze‘nin yazıları için yaptığım yorumlardan dolayı şimdi “bölücü” oldum. kutlu doğum haftasında “daşşak” geçen oldum.kim bilir daha neler olacağım?
Amacım tartışma yaratmak değil,19 Mayıs Atattürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’yla, Kutlu Doğumm Haftası karşılaştırması yapmaya çalışan düşüncelere, düşünenlere akılcı, bilimsel düşünme öneririm.Tarihimize geçmiş, dünya tarihine geçmiş bir olayın yıl dönümü miladi takvimle belirlidir. Her yıl aynı mevsim, aynı ay, aynı günde kutlanır.Alternatif bir hafta yaratmak isteyenler kullandıkları takvimle eş yürümeliler bence. Nasıl dini bayramlar, kandiller miladi takvime göre her yıl önce gelerek kutlanıyor da, kutlu doğum günü kullanılan o takvime göre değil de miladi takvime uydurulmak isteniyor anlamış değilim.Kimsenin neyi kutladığı beni ilgilendirmiyor. Bu yaklaşımı belirtmek istedim.
benim yazılarım için dediğini düşünmüyorum ben ayucuk ben siyasetle ilgili pek yazı yazmamki senin bana yaptığın yorumlar da benim siyasi veya dini fikirlerimle ilgili olmadı ki hiç bir zaman senle ben belki eskiden olmuş olabilir ama son zamanlarda bu meselelerden tartıştık mı ki ? yahu benle sen bölücü türü ne kavga ettik hatırlamıyorum
sen çarpılmışsın galiba kafan iyi galiba kardeşim ne zaman bir başkasının blogyla ilgili sana laf söyledim, sorunum şu ilk üyeliğimden beri senin kimsenin fikirlerine saygılı olmaman. hiç çevrende ailende veya sosyal hayatında seninle aynı partiden olmayan, aynı takımı tutmayan veya inançları farklı olan biri yok mu? sindiremiyorsun, üzüyorsun, muhalifliğinde sınırı var herkes senle eş düşüncede olsa zaten bu hayatta ne demokrasi ne özgürlük ne de politika olurdu. politika ile bu kadar ilgilisin madem ne işin var senden başka siyasi konular işleyen ve tartışmayı kavgaya döndüren biri yok burada. sen içiyor olabilirsin ama içmeyeni aşağılayamazsın, sen bilmemne partsini sevebilirsin ama desteklemeyene sataşamazsın sorun burada. üç günlük dünya hep kavga hep kavga nereye kadar
iki kişi yazışırken üçüncüye ne düşer diye sorma zira sen onun ne olduğunu bir ara bol bol yayınladığın fotolardan biliyorsun .
ve sakın bana terre, nazokiraze, sinjop örnek gösterme onlarınkine niye karıltın diye. Terre senin ve senin gibiler yüzünden siteyi terk etmişti, nazokiraze ye laf söylüyorsun ama o cevap bile vermiyordu, sinjopa ise gerçekten haksızlık ediyordun. Burada ben varım ve ben uykusuzayının cevabını verebiliyorum.
Uçuk Taha, beni karıştırdın sen, kafan zaten dağınık biliyorum..Koyulan 50 resme protesto amaçlı 1 kez koydum, o da yetti..Burada tuvalet muhabbeti yapan bir sen varsın, bu nasıl bir duygu,geceleri rüyana giriyor mu..
evet giriyor