Bahara dönüktü yüzüm,yeşil yapraklarım,pembe düş tozu çiçeklerim,biriktirdiğim çiğ damlaları,güneşe açılan kollarım,senin içindi.geçti…Güneşi beklerken yağmur, meltemi beklerken bora,suyu beklerken ateş,seni beklerken…ve döküldü düş tozu çiçeklerim,kollarım teslim zamana..bu yaz da yere bakacak gözlerim,sözlerim,özlerim…sonbahara dönüktü yüzüm,sabır sarı yapraklar,yağmura dayanan kollarım,daha çok zaman vardı yaza,yaz vardı öyle değil mi ama?kışa dönüktü yüzüm,masum beyaz bekleyiş,soğuk ve donuk,karlarla yüklü kollarım,yüküm ağır,sevdam daha ağır,bir avuç ümit serptim yollara,ve bekledim başlamaya,evetbekledim başlamaya…onsekizbinaltı ncı saat,”geleceğim” dediğin günden beri,mevsimlere dönüyorum yüzümü,geleceğim dediğin için açıyor düş tozu çiçekler,Dökülmeden, yaz bitmeden gel,Görmeden ölmeyeceğim , gel…
yorumlar
En özendiğim şeydir şiir yazabilmek. Ama maalesef hiç beceremem. Çünkü şiir çok başka birşey. Diğer yazı türlerinden çok daha fazla ilhama dayalı. Hikaye ya da başka herhangi bir yazı türü gibi uzun uzun hesap kitap yaparak düzgün cümleleri biraraya getirmekten çok öte bir yetenek gerektiriyor. Senin şiirin de çok güzel olmuş. Kalemine, yüreğine sağlık!
teşekkür ederim, bu senin görüş güzelliğin.Anlatmaktan başka çare bulamadığım ve düz cümle kurarak anlatamadığımda şiir yazarım.Hatta şiir olsun diye yazmam nesir yazmaya başlarım şiir çıkar.şuursuzca yani:) şiir okumayı sevdiğimden belki de.
döneceksin diye söz ver
harikasın vitamin:)
tebrikler.çok hoş
lavinya , pilli hafif teşekkürler.
tuttum çok güzel olmuş:)
çok güzel şiir
tam dozunda bir romantizm…
sağol suıza da senin dozunda dediğin benim romantizmin doruk noktası.işte olup olacağı bu.Yemek masasında çiçek olmaz olsa olsa ağaçta olur bende:)
:))
Witamin, kalbinin kilidini açmayı başarabilecek ince ruhlu bir insanla karşılaştığın zaman, masan da, kolların da sevgi çiçekleriyle dolacaktır
fotoğraf muammer yanmaz’ın olmalı yanlış hatırlamıyorsam
suıza bu dediğin bana beddua gibi oldu biraz.masamda çiçek olmaması benim ruhumun “kalınlığından” kaynaklanıyor.sinema teklifini” hadi canım sende ben 10tl ile neler neler yerim,hiç değilse karnım doyar” tepkisiyle püskürten bünye, masada çiçeğe hiç tahammül edemiyor.mümkünse çiçek almayan ince ruhlu bir insanla karşılaşayım:)galanthus , bir bilgim yok bu konuda.bana göre google a ait 🙂
Farkında Olmalı İnsan…Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen…Bir Damlacık Sudan Nasıl YaratıldığınıFark Etmeli.Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden SığmadığınıVe En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda KalacağınıFark Etmeli.Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi OlduğunuFark Etmeli.Henüz Bebekken ‘Dünya Benim!’ Dercesine Avuçlarının Sımsıkı KapalıOlduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların ‘Her Şeyi Bırakıp Gidiyorumİşte!’ Dercesine Apaçık KaldığınıFark Etmeli.Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Fark Etmeli.Baskın YeteneğiniFark Etmeli Sonra.Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini,Nasıl Yaşarsa Öyle ÖleceğiniFark Etmeli İnsanVe Ölmeden E vvel Ölebilmeli.Hayvanların Yolda Kaldırımda ÇöplükteAma Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek YediğiniFark Etmeli.Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) OlduğunuFark Etmeli.Ve Ona Göre Yaşamalı.Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanı Başındaki GülüFark Etmeli.Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği HaldeÇocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın MantıksızlığınıFark Etmeli.Eşine ‘Seni Çok Seviyorum!’ Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş GücünüFark Etmeli.Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini, Ama ArkaSokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç OlduğunuFark Etmeli.Zenginliğin Ve Bereketin, Sofradayken Önünde Biriken EkmekKırıntılarını Yemekte GizlendiğiniFark Etmeli.FARK ETMELİ.Ömür Dediğin Üç Gündür,Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O Da Bugündür.CAN YÜCEL