9 Ocak 1996’da, Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ve Nilgün Hasefe’yi öldüren tetikçileri Sabancı Center‘a sokan Fehriye Erdal, binaların güvenliğiyle ilgili tartışmayı gündeme getirmişti.Sabancı Center artık “epey” güvenli. 2001 yılında, çalışmakta olduğum firma Sabancı Holding tarafından satın alınmıştı ve firmanın Sabancı Kuleleri’ne taşınması gündeme gelmişti. Kimlik kartları çıkarılacağı söylenerek, çalışan herkesten kimlik fotokopileri alındı. Nitekim, birkaç gün sonra herkesin kimlik kartı şirkete ulaştı. Bir kişi hariç; Bendeniz…1997’de, yasal bir sol parti olan Sosyalist İktidar Partisi‘ne üyeyken, yasal bir gösteride gözaltına alınmıştım. Tam dört yıl sonra, Sabancı Kuleleri’nde çalışmam gündeme gelince, güvenlik soruşturmasını geçemediğim ortaya çıktı. Bu gözaltı yüzünden… Bırakın hüküm giymeyi, tutuklanmamıştım bile… Yasadışı bir eylemde de bulunmamıştım. Birkaç saat gözaltında kalıp, savcılığa bile çıkarılmadan başka onlarca insanla birlikte salıverilmiştim.İstanbul Emniyeti’nin, Sabancı suikasti nedeniyle Sabancı ailesine karşı “mahçubiyetinin” sonucu olsa gerek, şirket, siyasi gözaltısı olan herhangi birini kuleye almama hakkına kavuşmuştu… Bu bilgi yalnızca “güvenlik soruşturması” sırasında şirketle paylaşılıyor olsa neyse… Aylar sonra, kuleye taşınan arkadaşlarımı ziyarete gittiğimde, kapıdaki görevlilere kimliğimi verdim ve ziyaretçi kartı almak için beklemeye başladım. Kulenin kapısındaki kız ekranda nasıl bir görüntüyle karşılaştıysa, yüz ifadesi değişti ve beni biraz bekleteceğini söyledi ve yanındakilerle fısıldaşmaya başladı. Ne olduğunu sorduğumda, “Ekranlarımızda bir sorun var” yalanını uyduruverdi. Arkadaşlarımın gelmesi sonrasında, güvenlik amirine danışılarak kuleye girmeme izin verildi.Sabancı Holding’de karşılama görevlisi olarak çalışan 20’li yaşlarındaki bir kız, gelen kişinin önceden siyasi bir gözaltısının olduğunu ekranında görebiliyordu! Bu kişilerin listesini Emniyet Müdürlüğü bana da verir mi dersiniz? Muhtemelen hayır. Peki bu listeye ulaşmak için sizce hangisi yeter şart? Milyarlarca dolar mı, yoksa milyarlarca dolar + diyet borcu mu?Bu durumu Hafif.org’a bunca yıldır değil de, bugün yazmış olmamın sebebi ise farklı… Bugün, Sabancı Telekom’un müşterisi olarak tekrar kuleye gittim. Beni karşılayan olmadığı halde, bu sefer kapıda hiç sorun yaşamadan içeri alındım. Anlaşılan hem “siyasi risk taşıyan insanlar”, hem de “Sabancı şirketlerinden birinin müşterileri” veritabanında adınız geçiyorsa, cebinizdeki paranın sıcak yüzü, “Sabancı ailesinden birini öldürmeniz” riskini ortadan kaldıracak kadar ısıtıyor kulenin koridorlarını…
yorumlar
ne demişler : para her kapıyı açan sihirli bir anahtardır,yüz kızarıcı suçları ve sahtekarlıkları ve adli sicilleri olan insanların milletvekili, bakan, başbakan ve hatta cumhurbaşkanı olabildiği bir ülkede bana hiçbirşey şaşırtıcı gelmiyor.
özdemir sabancı suikastinin olduğu gün, bende aybimsa da stajımı yapan bir tıfıl öğrenci idim.fehriye erdal ın , olaydan sonra yayınanan özgeçmişinden öğrenilen; gazi orta okulundan sınıf arkadaşım olduğu gerçeği aklıma binbir senaryo getirmişti. kordior da aa naber iyidir senden naber şeklinde kısa bir iletişim.güvenlik kamerası kayıtlarına dahil oluş.sonra bir daha sittin sene herhangi bir plazaya,gay bara, reina’ya alınmama ihtimali.. hayatım kararır alimallah..sevgili ekimk nın durumu gerçekten üzüntü verici.adam bi gösteriye katıldı diye tehlikeli ilan etmişler.. kafası çalışan iki tane güvenlik mensubu hafif ve diğer sitelere yazdığım fikirlerimi okusalar ömür boyu toplumdan tecrit ederler heralde..
başımdan geçen bir macerayı anlatayım. öğrenciydim, saç sakjal birbirne karışmış yapı kredi plazada birine uğrayacam. adam zorla aldı içeri. yıllar sonra gittiğimde ise gözleri parlayarak, buyrun beyfendi diyerek aldılar.
Bu arada, birden fazla kez gözaltına alındım, ancak kayıtlara girmemin sebebi olan gözaltının, yukarıda anlattığım bir 1 Mayıs’ta olduğunu tahmin ediyorum.
güvenlik ve kimlik, çanta vb. kontrolü mevzusu hakikaten çok saçma yürütülüyor türkiye’de. alışveriş merkezlerinin, devlet binalarının girişine konan kapı benzeri dedektörler örneğin. girerken zırıl zırıl ötüyor, kimse bakmıyor. o tür zırıltıları bir tek havaalanlarında ciddi olarak kullanıyorlar. zaten maksadı kötü olan kişi, güvenlik engellerini atlatacak yöntemleri kullanmayı bilir. olan iyi niyetli sade vatandaşa oluyor.
güvenlik taramalarından artık gına geldi. her Allah’ın günü gittiğim alışveriş merkezine girişte aynı prosedür. gerçeğe çağrı filmindeki güvenlik kontrolü olsa keşke.
demek ki neymiş fişlemede özelleştirilebiliyormuş. vay bizim halimize…
Burası Türkiye burdan çıkış yok!
bence yapılan normal (makul demedim şimdiden uyarayım).siz de bir kardeş ve iki yetikilinizi kurban verseniz; güvenlik tedbiri için aynen sabancıların kullandığı yada kullanabileceği imkanlara sahip olsanız; hiç risk almazsınız.Ufacık bir risk dahi alınmaz. Bir çaycı (görünümdeki) kızın yaptıkları/yapabildikleri ortada. Burada önemli olan sizin taşındığınız potansiyel suçlu olma düzeyi değil, sabancıların risk alma eşiğinin çok küçük olması.
elfiya’ya katılıyorum. Sabancı Gruba dahil bir kurumda çalışmama rağmen, ben de kulelere gittiğimde, ziyaret edeceğim kişi aşağı kadar gelip beni alıyor, beraber yukarı çıkıyoruz. Bu tamamen onlarla ilgili…makul değil tabii ki ama gayet normal.
Ben de şirketime gelen kimsenin geçmişte adli bir sebeple gözaltına alınmamış olmasını istiyor olayım, adli sicil kayıtlarının bizim güvenlik ekibiyle de paylaşılmasını istiyorum. Bu konudaki başvuru formunu emniyet’in web sitesinde bulamadım, bileniniz var mı? Nasıl yapılır? Hatta varsa parmak izi kayıtlarını da bize açsınlar ki, güvenlik görevlisinin kontrolüne de gerek kalmasın, parmak izi onaylanmayana kapı hiç açılmasın. Bu hizmetin bedeli nedir?Bu olanağın herkese verilmediği açık. Peki kimlere, ne karşılığında veriliyor? Bir Sabancı’nın hayatı benimkinden kaç YTL daha değerli? Dolar olarak da belirtebilirsiniz, ben Merkez Bankası kurundan YTL’ye çeviririm.
ekimk kardesim, daha anlamadin mi, birilerinin dedigi gibi ” hepimiz esitiz ama bazilarimiz daha esitiz” …
ekimk’cım sanırım birinci dereceden aileden bir sabancı ferdinin değeri 300 milyon dolar civarındadır.. sen kendi değerini iyi bilirsin ona göre rasyodan hesap et…
Neyse o kadar “değerli” olmasam da olur, şimdilik kimse beni vurmaya “değer” bulmuyor bu sayede…
vurulmak için ya çok değerlisindir ya çok değersiz.. biz normal vatandaşız, akarımız kokarımız yok bizi kim vurup ne yapsın, kaçırıp kimden fidye istesinler…
bu bilgiyi polisimiz verdi ise* (yani güvenlik soruşturması prosedürü harici ise)bence bi acizlik göstergesi olmuş. (biz fehriye yi yakalayamadık. kaçtı. ama size fişlilerin listesini verelimde, bundan sonra gelen katilleri içeri almayın. sonra yakalayamıyoruz.)* güvenlik soruşturmasında fişlenmiş olanlarında bilgilerinin çıkıp çıkmadığını bilmiyorum. çıkıyor var sayarsak sizin soruşturma sonuçlarını da arşivlemiş olabilirler. tabi bu arşivin ziyaretçi müşteri ayrımı yapılması açıklanması gereken bir konu olmuş. 🙂
Biz fehriyeyi yakalayamadıkmı, yoksa önümüzden koşarak geçiyorduda, biz bulutları izliyoruzda ondan mı gözden kaçırdıkmı?Bence bu değişkenleri hesaba katın arkadaşlar…Bir ülkenin dış borcunu tek seferde kapatabilecek kadar likite sahip olan bir fima; o ülkenin emniyetini 5 kez satın alır zaten…
Yer : Kadiköy Tepe NatiliusSırtımda laptop ve girişte zır zır öten dedektör.G :Güvenlik GörevlisiF : fatcatG : Çantanızda ne var görebilir miyim?F : Lütfen oyalamayın 3 dakikaya ayarladım vaktim azG : Peki buyrun !?#$@Yer : Profilo Alışveriş Merkezi *Sırtımda laptop ve girişte zır zır öten dedektör.G : Çantanızda ne var görebilir miyim?F : Laptop varG : Hmm bu ne?F : Adaptör şarj cihazıG : Peki bu hmm?F : MouseG : Buyrun* Ana girişte çanta için ayrı dedektör var ama Timeout a girişinde böyle bir sistem yok.
bu arada fehriye erdal da türkiyede işlediği suçlardan dolayı yargılanacakmış. tabii bulunabilirse…