facebook.com
facebook.com

Sakince oturmuş sıcağımda, kitap okuyordum, altını çize çize… Alacaklıların kapı çalması vardır ya, kapıya birden panik halinde vurulmaya başladı. Korktum. ‘Kim bu geri zekalı insan?’ diye geçirirken aklımdan, buğulu o küçükten göremediğim halde; yine de baktım, ‘Kim acaba?’ diye…Hemen açtım kapıyı çünkü Elif’ti, balımdı, en yakınımdı. Deli gibi ağlıyordu. Sarı ıslak saçları jölelenmiş gibi ayrık ayrık duruyordu. Sırılsıklamdı. Sırılsıklam ve yıkıktı. Makyajsız yüzüyle dahi, çok çok güzeldi küçük çilli beyaz suratı. Kızarmış gözleriyle bana bakıyordu, boynuma sarıldı. Kapıyı kapatmama dahi izin vermeden sarıldı, boynuma dayadığı kafasından sular damlıyordu. İçerlemiş kadın tüm isyanıyla anlatmaya başladı. İçeri geçtik… Ellerini avuçlarıma aldım, kreşten beri beraber olduğum arkadaşımın hayatı kaymak üzereydi ve yine yanımdaydı, şimdi anlatmaya ihtiyacı vardı. Dinledim, başka ne yapılabilirdi ki…

ekolay.net
ekolay.net

‘Tokat mı acıtır insanı tüm bu olanlar mı? Doğru ne yanlış ne? Doğru davrandım onların yanlışı sayıldı. Onların doğrusuna doğru demem imkânsızken, ben ne yapacağım?Hayatımı çok zorlaştıran bir durum. Babam evlenmemi istiyor. Bunu söyleyip duruyor. Susmuyor. Anlamıyor ve anlamak da istemiyor. Baskı yapıyor ve bunun beni çok kötü etkilediğini bilmiyor, zaten umurunda da değil. Umurunda mıyım bilmiyorum da. Orası benim evim değil. Paylaşmıyoruz. Suskun ve kendi içinde bir ben var o evde. Onlara maddi anlamda destek eğer olmasaydım beni aynı severler miydi diyen bir ben var bende.
Cumartesi akşamıydı. Lanetli cumartesi. On üçü de değildi üstelik. Elini çocukluğumdan beri ilk defa bana kaldırdı ve yüzümün kızarması ya da acı yıkmadı beni onun bunu yapmış olması yıktı. Aramızdaki bağ yıkıldı gitti. Hiç onda değerli değilmişim gibi nasıl bunu yapabildi diye ağladım, ağladım; içlendim, yine midem kanamaması için sindirmem ve içime atmamam gerekiyordu. Hazmetmem gerekiyordu ki, nasıl hazmedebilirdim? Sebep öyle aşağılayıcı ki… Anlamak mümkün değil.

facebook.com
facebook.com

Yengemin bir yakını. Doktormuş, dayımın cenazesinde beni görmüş. Dilinden düşürmüyormuş, yengem konuşuyor, annem konuşuyor, babam konuşuyor. Ben konuşuyorum beni kimse dinlemiyor. Neden fırsat vermiyormuşum, her şeyi varmış çocuğun, tam evlenilecek adammış.Babam, ‘Hiç erkeklerle dolaşmadın, erkek arkadaşın olsa anlardık. Hep kız arkadaşın var. Hatta hep kızlar oldu, her kızın erkek arkadaşı belli dönemlerde olmaya başlar ve aileleri bunu eninde sonunda fark eder. Bak ben senin bir halt karıştırdığını anladım o kızlarla. Evlenmemen bundansa canını yakarım senin! Normal bir kız istiyorum ben. Şimdi de normal olarak evleneceksin. Öldürmemi mi istiyorsun seni, ha! Öldürmemi istiyorsun, deli edeceksin sen beni, katil edeceksin, evlat katili olacağım en sonunda, katilll!’ diye bağırmaya başladı ve yüzümde patlayan bir tokatı hissettim. Sadece yüzüm acısaydı keşke… Ruhum asla eskisi gibi olmayacaktı.

Hayatımda kız arkadaşlarım sadece arkadaşım, hep öyle oldu. Diyebildim cılız bir sesle sadece bana yapılmış binlerce haksız hakareti ve tamamiyle haksız hakaretleri sineye çekerek ve hepsi içime oturmuşken ve aslında hiç de umurlarında değilken ve hayatın kenarında bir çizgide yürüdüğümü her gün yaşamanın ölmenin benim için önemli olmadığını düşünerek yaşadığımı hiç mi hiç bilmezlerken… Onların bu hakaretleri benim ömrümü bitirmeden bitirdi. Ben bunu hak etmedim. Ne tokatı, ne lezbiyen denilmeyi ne de erkek sevmiyor denilmeyi. Hem bu nasıl bir suçlamadır? Şimdiye kadar hiç laf getirmemiş olmak, iffetli davranmış olmak iyi bir şey değil mi? Herkes böyle bir evlat istemez mi? Ne varmış, onlar evlendiğini, torununu görebilecekleri bir kız istiyorlarmış, ben şimdiye kadar hiç böyle bir olayın yakından geçmemişim. Ben tuhafmışım. Aklımı başıma alacakmışım. Yoksa çok fena olurmuş…

emekdunyasi.net
emekdunyasi.net

Dünya devam ediyor mu, o evde benim de söz hakkım var mı, ben de bir birey değil miydim, hani olgundum? Bunlar hiç olmuş şimdi. Hiç yerine koyuluyorum. Ne kadar üzüldüğümü ve beni ne kadar yaraladıklarının farkında değiller. Onlara göre yapmaları gereken ciddi konuşmayı yaptılar. Benim sabaha karşı ancak sızabildiğimi, uyuyamadığımı ve hayatın anlamını da iyice toparlayıp götürdüklerini bilmiyorlar.Akşam olmasa diyorum gün boyu. Çok yalnızım. Aşığım. Deli gibi aşığım. Hiç yanında sabaha kadar uyuyamayacağım bir sevgilim var. Onlara göre lezbiyen bir kızları var. Yıkan laflar duydum. Şimdi benden düzgün davranışlar bekliyorlar, bu ne demek bilmiyorum. O adamla görüşmek, onlara göre düzgün olacak sanırım. Bu benim midemi bulandırıyor ve onlardan soğumama neden oluyor. Bana nasıl baskı yapabilirler, bu kimin ömrü? Kiminle aynı yatağı paylaşacağımı ben seçmeliyim. Bunun sorumlusu yüzümde patlayan bir tokat olmamalı. Onlara dedim, ‘Seveceğim biri karşıma çıkınca evleneceğim.’ diye duymuyorlar. Susmuyorlar.

argun.org
argun.org

Ne anlatabilirim ki onlara? Ne diyeyim ben şimdi? Sevmediğim birinle evlenmek istemiyorum. Hem benim on yıldır hayatımda bir adam var. Ben onunla sürekli sevişiyorum da hatta ve ona aşığım. Bu yüzden başka bir adamla olmamın imkanı yok, unutun bunu. Çünkü ben aşık olduğum o adama sarılıp uyuduğumu düşünmeden, uyuyamıyorum. Bunu nasıl anlatabilirim? Çok denedim onu görmemeyi de, ona sarılıp uyumayı düşünmeyi bir kenara bırakarak uyuyabilmeyi çünkü o benim hayatımda hem var hem yok. Kendi içimde dermansızken bir de bu çıktı. O kadar yalnızım ki…

yenicaggazetesi.com.tr
yenicaggazetesi.com.tr

Beynimdeki cümleler susmuyor. Gurur duyulacak şekilde davranmışken hep suçlandığım şeylere bak, hayatıma nasıl müdahale edildiğine bak, benim nasıl mutsuz olduğuma bak. Bunların hiçbirini evet hiçbirini görmediklerine bak. Ben nerdeyim? İsmim var mı? Yaşıyor muyum? Onların kızları mıyım? Kaçıncı yüzyılda, hangi mekandayız? Melekler var mı, neredeler? Dünya devam ediyor mu, peki ben nasıl devam edeceğim? Her an kendime bu soruyu soruyorum, kimse bilmiyor. Onlara göre sıra dışıyım. Sıra dışıymışım. Oysa beni bir çizgiden aşağı attılar ve düştüğümü görmüyorlar. Tokat mı acıtır insanı tüm bu olanlar mı? Peki, ben bunları nasıl sindirebilirim? Üzerimdeki baskı beni aşıyor. Duyulmadığım yerdeyim. Sesimi duymuyorlar sanki. Ne desem boş. Bunlar benim ailem mi? Benim sonumu getiren mi?Bedenime değil, ruhuma patlayan, tokat.Tokat mıydı iyi evlat olmanın ödülü. Onlara ömrünü vermenin, tokatı…
Sustum. Sustu. Susmadılar…

hossohbet.com
hossohbet.com

1- (Yazılar herhangi birine yazılmamış olup, hayal gücünün özgür uçuşlarıdır. 2- Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)