saradıkça güzelleşen dergi departmanından…
2008 yazında kuraklığa ramak kala, hepimizin baraj seviyelerini takip etmeye başladığımız günlerde, ntv’de hayrabolu’lu köylülerle bir program yapılmıştı. böylesine bir sussuzluğu ilk kez yaşayan çiftçiler, programda görüş ve taleplerini anlatmaya çalışıyorlardı. bir tanesi şöyle demişti: “suyun biteceğini hiç düşünmemiştik.” çok traji-komik gelmişti bu söz bana. suyun bitebileceğini hiç düşünmeyen bir çiftçi. roll’un veda yazısını okuyunca o çiftçi geldi aklıma. daha doğrusu kendimi bir an o çiftçi gibi hissettim. roll’un kapanacağı hiç gelmemişti aklıma. şaşırdım, bir süredir internette dolaşan haberleri göz ardı etmiştim. hatta iki ay evvel iyice kalabalıklaşan dergileri sığdırmak için bir dolap bile almıştık. roll lan bu, kapanmaz herhalde demiştim. kötü tahmin maalesef.ülkemizin matbuat hayatında kapanan bir sürü dergi, gazete, süreli yayın vs… var. roll’dan onlardan biri oldu.

sağlam bir dostluğumuz oldu. 13 yıl. tatillerden otobüslere, sabah mahmurluğundan gecenin körüne bir çok yerde okumuşum. dergi, kitaptan farklı. canlı bir organizma gibi. bir kitabı okuduğunuz görece kısa zaman aralığını düşündüğünüzde, derginin hatırlattıkları, düşündürdükleri daha alacalı, değişken.çok da dramatize etmek istemem. olan oldu artık roll olmayacak. eski sayıları karıştıracağız. karışınca tekrar dizeceğiz. bir şekilde “yeni mevziler” açıp ordan ilerleyeceğiz arayışımızda. roll’un sunduğu rahatlık olmayacak. daha fazla bakınmanın, daha fazla kurcalamanın mirasını bıraktı. e bu kadar dostluğun hatırına da bunu yapmamız lazım. yalnız les Inrockuptibles’ı nasıl temin edeceğiz onu bilmiyorum :)iki şarkı var aklımda roll için çoktan seçmelia-) burdan öte yol yokb-) hiçbir şey gerçekten bitmeztenk yu roll…