sırt çantama ne koymalıydım hiç bilmiyordum, bir şeyler koymayı başardım. önemli olan da buydu, vardı işte ağırlığı.tam bir dakika kala, ben de bu otobüsün yolcusuyum dedim.yanımda üç kitap vardı. Kafka, Kafka ve Kafka. birinci kitaptan birinci cümleyi, ikinci kitaptan ikinci cümleyi, üçüncü kitaptan dördüncü cümleyi okudum ve kulaklığı taktım.gözlerim her yerdeydi.. dağlara çıkıyor, bir yatakta gülüşüyor, arabayı takip ediyor, mezarlarla oynuyordu. bir çukurdan bir bebeği çıkarıyor, diğerine koyuyordu. bazen unutuyor boş bırakıyordu. sonra ziyaretçilerine görünmeden kaçıyordu.altı saat içerisinde bundan başka ne yaptım, unuttum. sadece elma yiyen bir kız hatırlıyorum. aslında sadece elmayı hatırlıyorum.buraya kadar..saklanmayı düşündüm, lakin bu aralar bulutlar boğazımda yükseliyor, bu nedenle ilk sıralarda iniyorum.kendi etrafımda bir döndüm, ve kalbimin pusulasında kuzeyi buldum. büyük adımlar atıyordum. kocaman adımlarıma bakıyordu adamlar. ta ki giden yolcu kapısına kadar.kemer mi ötüyor, tamam çıkaralım. küpeler mi, tamam. kolyeden de mi? nihayet.ve yeniden, ikinci kapı..kapılardan bir labirente düşüverdim. hayret benden başka düşen kimse yoktu. çünkü karşılaşmadım. küçük bir pencere buldum, oturdum, gökyüzüne baktım.şaşkınlık bel boyu.. bulutlar hem boğazımda hem orada..son buldu bir yolculuk daha yumuşak bir dokunuşla, alkışlar kaptana.pusulam daha da ileriyi gösteriyor. araç işi tamam. yine yollar.evet dur, burası..bir sahil kasabası, yeşil deniz mavi orman.sırt çantamda beyaz bir bikini olmalıydı. harika..doğru bir şey almışım yanıma.bir kabin bulmak şu an için can sıkıcı. ben de aramadım. arabadayım ve etraf sakin. dikkatlice bikini giydim. buz gibi sulara koştum.şimdilik dönmeyeceğim.