Ulustaki durağa gelmişti otobüs. Kapı açıldı, yanım boştu. Otobüs ağzına kadar dolacak şimdi diye söyleniyordum. Birkaç kişi geçti arka taraflar oturdular, yaşlı teyzeler – amcalar hemen ön taraflara konumlandılar.Arkasından biri sallanarak diğeri onu arkasından tutmaya çalışır gibi bir yandan da bir şeyler söyleyip sanki teselli etmeye çalışarak, belli ki iki arkadaş(orta yaşlarda) giriş kapısından kart basıp ilerlemeya başladılar. Sallanarak elinde çiçekle gelen parmakları ve uzun boylu adama doğru bakıyordum fakat yanıma oturmasını hiç istemiyordum. Sarhoştu sanki.(Sarhoşlardan rahatsız olduğumdan değil) İnsanın sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş , geldi oturdu yanıma, arkadaşı da bir arka tarafındaki koltuğa.

sarhos
sarhos dana

Otobüs ne kadar savurursa savursun, ne kadar sert dönerse dönsün tutunmuyor, iki eliyle, uzun parmaklarıyla çiçeği tutuyordu.Sanki bir hata yapmıştı, eşinden özür dilemek için almıştı bu çicekleri. Sanki yıllardır odunluk yapmıştı, kaba davranmıştı, bu hareketlerinden rahatsız olmamıştı ama bu son yaptığı yenilir yutulur cinsten değildi, kendi bile sonradan pişman olmuştu ve onun için almıştı bu çicekleri.Dalmışım…Kıpırdandı biraz, düğmeye bastı. Yerinden kalkmadı, yine çiçeği iki eliyle tuttu. (çiçek bozulmasın) Otobüs durdu , indi. Yürümeye başladı, ayağında mı sorun vardı ondan mı böyle yürüyordu yoksa?Neyse ben onu kendi hikayemde sarhoş, pişman bir adam olarak nitenlendirdim, öyleydi artık.Karanlıkta yürüdü , kayboldu…